Logo

Tasfiye Halindeki Şirketin Vergi Borçları Üzerine Danıştay Kararı

📜 Danıştay Karar Künyesi

7. Daire – 2019/1668 – 2021/6111 – 30.12.2021


🔎 Karar Özeti

Danıştay, tasfiyesi sona ermiş bir şirketin vergi borcu nedeniyle düzenlenen ödeme emrinin hukuki bir dayanaktan yoksun olduğuna ve dolayısıyla iptaline karar vermiştir.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y YEDİNCİ DAİRE Esas No : 2019/1668 Karar No : 2021/6111 TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Gümrük Müdürlüğü VEKİLİ : Av. … KARŞI TARAF (DAVACI) : … VEKİLİ : Av. … İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin… tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Asıl borçlu tasfiyesi sona eren … Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına tescilli … tarih ve … sayılı beyanname muhteviyatı eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük, özel tüketim ve katma değer vergileri ile bu vergiler üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezalarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla, dava konusu ödeme emri içeriği borcun şirket nezdinde usulüne uygun olarak kesinleştiği, kesinleşen borcun şirket tarafından vadesinde ödenmediği, şirketin 27/03/2014 tarihi itibarıyla tasfiyenin tamamlanarak ticaret sicilinden terkin edildiği, dolayısıyla hukuken var olmayan şirket hakkında 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma işlemi tesis edilmesinin mümkün bulunmadığı, şirketin soruşturma sırasında … Cumhuriyet Başsavcılığının … tarih ve … sayılı yazısı üzerine saymanlık hesaplarına yatırdığı 6.434.053,92 TL’lik tutarın hazineye irat kaydedildiği ve başkaca bir malvarlığına rastlanılmadığı, sicilden terkin edilen ve başkaca bir malvarlığı bulunmayan şirkete ait borcun tahsil imkanı bulunmadığından, şirket ortağının takip edilmesi ve bu amaçla davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Olayda, davacının ortağı ve müdürü olduğu asıl borçlu şirketin ek tahakkuk ve para cezalarına vaki itirazın reddine dair işlemlere karşı açtığı davaların, 25/03/2011 tarihli dilekçeyle 6111 sayılı Kanun kapsamında başvuruda bulunulduğu gerekçesiyle feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı yolunda kararlar ile sonuçlandığı, asıl borçlu şirketin 6111 sayılı Kanun kapsamında ödeme yapmak için başvurusu üzerine davalı idarece herhangi bir işlemin tesis edilmediği, bu başvurunun akıbeti ile ilgili davacının yaptığı başvuruları da davalı idarenin cevapsız bıraktığı halde asıl borçlu şirket tarafından, 6111 sayılı Kanun kapsamında ödeme yapılmadığı ve şirketin tasfiye halinde olduğu neden gösterilerek davacı adına düzenlenen ödeme emrinin … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile iptal edildiği, 6183 sayılı Kanun uyarınca bir amme alacağının tahsili amacıyla ödeme emri aşamasına geçilmesi için öncelikle vergi borcunun usulüne uygun bir şekilde kesinleşmesi ve vadesinde ödenmemesinin gerektiği, olayda ise, asıl borçlu şirketin 6111 sayılı Kanun kapsamındaki başvurusu üzerine davalı idarece bir işlem tesis edilmemiş olup; niteliği, miktarı ve vadesi belirlenmeyen borcun vadesinde ödenmediğinden söz edilemeyeceği, öte yandan, … Cumhuriyet Başsavcılığının yazısı üzerine yatırılan 6.434.053,92 TL’nin de asıl borçlu şirketin malvarlığı olduğu ve yatırılan bu tutarın şirketin vergi borcunu ödeme gayreti içerisinde bulunduğunu gösterdiği, asıl borçlu şirketin tasfiyesinin 04/04/2014 tarih ve 8543 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilen 27/03/2014 tarihli kararla sona erdirildiği göz önüne alındığında, şirketin tasfiyesinden önce 25/03/2011 tarihinde başvurduğu 6111 sayılı Kanun gereği şirket adına bir ödeme planı gönderilmesi, buna rağmen ödeme yapılmaması halinde şirketin ödeme emri ile takip edilmesi ve nihayetinde şirketin mal varlığı olduğu takdirde borcun öncelikle şirketin mal varlığından tahsili yoluna gidilmesi gerekirken, bu usule uyulmaksızın şirketin tasfiye edildiğinden bahisle davacı adına ortak sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasından sonra dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1.Temyiz isteminin reddine, 2.… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının ONANMASINA, 3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 30/12/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir