Danıştay Kararı

Vazife Malullüğü Başvurusunun İhmaline Dair Danıştay Kararı

📜 Danıştay Karar Künyesi

12. Daire – 2018/4038 – 2021/5097 – 18.10.2021


🔎 Karar Özeti

Danıştay, davacının görevli olmadığı bir dönemde meydana gelen trafik kazası sonucunda vazife malullüğü talebinin reddedilmesini hukuka aykırı bularak, mahkeme kararının bozulmasına ve davanın yeniden görülmesine karar vermiştir.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE Esas No : 2018/4038 Karar No : 2021/5097 TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … VEKİLİ : Av. … KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı VEKİLLERİ : Av. … İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem : Şırnak İli, Silopi İlçesinde Piyade Uzman Çavuş olarak görev yapmakta iken İstanbul İli’ne atanması üzerine mehil müddeti içinde iken trafik kazası geçiren davacı tarafından, vazife malülü olarak emekliye sevk edilmesi konusunda yaptığı 03/02/2014 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı maddi haklarının hakediş tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… kararda; uyuşmazlıkta, davacının geçirmiş olduğu trafik kazasının, İstanbul İline atanması nedeniyle Silopi İlçesinde bulunan görev yerinden ayrıldıktan sonra, İstanbul İlindeki görevine başlamadan önce mehil iznini kullanmak amacıyla Mersin İline gittiği sırada meydana geldiğinden, yaralanma olayı davacının fiilen görevli olmadığı sırada ve görevin neden ve etkisiyle oluşmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : GATA tarafından düzenlenen “Askerliğe elverişli değildir.” raporu üzerine sözleşmenin feshedildiği, feshe sebep olan olayın kanuni izne giderken geçirmiş olduğu kaza olduğu, bu durumun vazifenin sebep ve tesiriyle meydana geldiğinin tutanak ve sağlık raporlarıyla açık olduğu ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE: MADDİ OLAY : Şırnak İli, Silopi İlçesinde Piyade Uzman Çavuş olarak görev yapan davacının, İstanbul İline atanması üzerine 20/07/2011 tarihinde mehil iznini kullanmak üzere Mersin İline giderken içerisinde bulunduğu otobüsün başka bir araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında yaralandığı, Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademesi Fizik Tedavi Rehabilitasyon Merkezinde tedavi gördüğü, adı geçen hastane tarafından düzenlenen raporlar esas alınarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapamayacağından sözleşmesinin 02/10/2012 tarihinde feshedildiği, yine ilgili raporların davalı idarece incelenmesi sonucu Sağlık Kurulu’nca 19/12/2012 tarihinde “adi malül” olduğuna karar verildiği ve … tarih ve … sayılı işlemle 15 yıl, 11 ay, 23 günlük hizmet süresi üzerinden 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun 44. maddesi kapsamında 15/10/2012 tarihinden itibaren adi malül aylığı bağlandığı, davacının, tarafına vazife malüllüğü hükümlerinin uygulanarak vazife malülü olarak emekli edilmesi konusunda 03/02/2014 tarihinde yaptığı başvurunun zımnen reddi üzerine anılan işlemin iptali ile yoksun kaldığı maddi haklarının hak ediş tarihinden itibaren işletilerek yasal faiziyle birlikte ödenmesine özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. İLGİLİ MEVZUAT: 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu’nun 18. maddesinde, “Uzman erbaşlar, sözleşme süreleri içinde değişik bölge ve garnizonlara Türk Silâhlı Kuvvetlerinin hizmet ihtiyacı esas alınmak suretiyle atanma ve yer değiştirme işlemlerine tâbi tutulurlar veya kurs dahil geçici görevle görevlendirilirler. Bu şekilde atanan veya geçici görevle görevlendirilenlere ve ayrıca terhislerinden sonra uzman erbaş olarak atananlarla kendi kusurları olmaksızın hizmet sürelerinin bitiminde ayrılanlara 6245 sayılı Kanun ve Bütçe Kanunu esaslarına göre harcırah verilir.” aynı Kanun’un 19. maddesi dayanak alınarak çıkarılan 20/09/2005 tarih ve 25942 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Uzman Erbaş Yönetmeliği’nin 22. maddesinin 2. fıkrasında ise; “Uzman erbaşlar ilk atamalarında, atama emrinde belirtilen tarihte birliğine katılırlar. Müteakip atamalarda ise, garnizon dışına yapılan atamalarda personel ilişik kesme tarihinden itibaren en geç on beş gün içerisinde yeni birliğine katılır. Bu süre içerisinde geçerli bir mazereti olmaksızın birliğine katılmayan uzman erbaşın, kendisinden faydalanılamayacağı anlaşıldığında, bu personelin sözleşmeye yetkili eski birliği tarafından, Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiği kesilir. Uzman erbaşların garnizon dışındaki yeni birliğine katılması için öngörülen bu süre, yıllık izin süresinden düşülmez. Aynı garnizon içinde yapılan atamalarda ise personel, müteakip mesai günü başlangıcında yeni birliğine katılır. Malûliyet raporu alıp henüz aylık bağlanmamış olanlara, Kanunun 16 ncı maddesinde düzenlenen ikramiye ödenmez.” düzenlemesine, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na 5754 sayılı Kanun ile eklenen “5434 sayılı Kanuna İlişkin Geçiş Hükümleri” başlıklı geçici 4. maddesinin 3. fıkrasında; “5434 sayılı Kanuna göre iştirakçi olup bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak çalışmaya başlayanlardan vazife malûllüğü kapsamına girenler hakkında, bu Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasına göre işlem yapılır.”, 4. fıkrasında; “Bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Her ne kadar 5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesinin 3. fıkrasında, vazife malullüğü kapsamına girenler hakkında 5510 sayılı Kanun’un 47. maddesinde yer alan hükümler uyarınca işlem yapılacağı düzenlenmiş ise de, bu düzenlemenin kapsamının, 5434 sayılı Kanun’a göre iştirakçi iken görevinden ayrılan, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra bu Kanun’un 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlarla sınırlı olduğu; uyuşmazlık konusu olayda ise geçici 4. maddenin 4. fıkrasında yer alan kuralın uygulanması gerekeceği, başka bir ifade ile iştirakçi iken 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle anılan Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınan kişi konumunda bulunmakta iken 20/07/2011 tarihinde mehil iznini kullanmak üzere Mersin İline giderken içerisinde bulunduğu otobüsün başka bir araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında yaralandığından dolayı vazife malullüğü hükümleri uygulanarak emekli edilmesi isteğiyle davacı tarafından yapılan başvuru hakkında 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil, 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 44. maddesinin birinci fıkrasında, “Her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar veya düçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamıyacak duruma giren iştirakçilere (malul) denir ve haklarında bu kanunun malullüğe ait hükümleri uygulanır.” 45. maddesinde, “44 üncü maddede yazılı malullük; a) İştirakçilerin vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden doğmuş olursa; b) Vazifeleri dışında kurumların verdiği her hangi bir kuruma ait başka işleri yaparken,bu işlerden doğmuş olursa; c) Kurumların menfaatini korumak maksadiyle bir iş yaparken o işten doğmuş olursa (Maksadın ilgili kurumlarca kabul edilmesi şartiyle); ç) Fabrika, atelye ve benzeri işyerlerinde, işe başlamadan evvel iş sırasında veya işi bitirdikten sonra, o işyerinde husule gelen ve yine o işyerinin mahiyetinden veya çalışma konusundan ileri gelen kazadan doğmuş olursa; Buna (Vazife malullüğü) ve bunlara uğrıyanlara da (Vazife malulü) denir.” 46. maddesinde, “44 üncü maddede yazılı malullük 45 inci maddede gösterilenler dışında kalan sebep ve hallerden doğmuş olursa (Adi malullük) ve bunlara uğrıyanlara da (Adi malul) denir.” 48. maddesinde ise, vazife malülüklerinin; a) Keyif verici içki ve her çeşit maddeleri kullanmaktan, b) Kanun, tüzük ve emir dışında hareket etmiş olmaktan, c) Yasak fiilleri yapmaktan, ç) İntihara teşebbüsten, d) Her ne suretle olursa olsun kendisine veya başkalarına menfaat sağlamak veya zarar yapmak maksadından doğmuş olması durumunda, bunlara uğrayanlar hakkında (Adi malüllük) hükümleri uygulanır” düzenlemelerine yer verilmiştir. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Yukarıda aktarılan düzenlemelerde, atama ile ilgili olarak; müteakip atamada personelin ilişik kesmesinden sonra on beş gün içerisinde yeni görev yerinde işe başlaması gerektiği hükme alınmış, bu süre kanuni süre olarak kabul edilmiş, maluliyet ile ilgili olarak ise; maluliyetin, görevin yapılması sırasında görevin neden ve etkisinden doğması halinde, ilgilinin vazife malulü sayılması ilke olarak kabul edilmiş, ilgilinin vazife malülü sayılmaması sonucunu doğuran nedenler, diğer bir ifadeyle malüliyeti doğuran eylem ile görev arasındaki nedensellik bağını kaldıran haller ise, Kanunun 48. maddesinde sayılmak suretiyle belirlenmiştir. Davacı her ne kadar yeni görev yeri olan İstanbul İline gitmese de, kanuni bir süre olan mehil müddetinde ailesinin yanına Mersin’e giderken geçirmiş olduğu kaza sonucu sakatlandığından, geçirilen trafik kazasının; görevin neden ve etkisine bağlı olarak meydana geldiğinin kabulü gerekmektedir. Bu durumda, davacıya vazife malullüğü hükümlerine göre aylık bağlanmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne, 2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, 3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir