2547 Sayılı Kanun Kapsamında Araştırma Görevlisi Atamalarında Süre Hesaplaması Üzerine Danıştay Kararı

📜 Danıştay Karar Künyesi

8. Daire – 2021/3327 – 2023/6642 – 30.11.2023


🔎 Karar Özeti

Davacı, Araştırma Görevlisi görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali için dava açmış, ancak Bölge İdare Mahkemesi, davacının lisansüstü eğitim süresinin bitim tarihine dayalı olarak görev süresinin uzatılmamasının hukuka uygun olduğuna karar vermiştir. Danıştay, bu kararı onaylayarak temyiz istemini reddetmiştir.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y SEKİZİNCİ DAİRE Esas No : 2021/3327 Karar No : 2023/6642 TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … VEKİLİ : Av. … KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi VEKİLİ : Av. … İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı’nda 2547 sayılı Kanunun 50/d maddesi uyarınca Araştırma Görevlisi olarak görev yapan davacı tarafından, görevine son verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı davalı idare işleminin iptali ile özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının, sözleşmesinin bitim tarihi olan 06.04.2019 tarihi itibariyle 20.04.2016 tarihli ve 29690 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği’nin Geçici 1. madde hükmü gereği 12.02.2016 tarihinde kayıtlandığı Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstütüsü’ndeki yüksek lisans programının süresi 2016/2017 güz yarı yılında yeniden başlayacağından azami öğrenim süresi içinde eğitimini bitirmediği gerekçesiyle görev süresinin 06.04.2019 tarihinden itibaren uzatılmaması yolunda tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılarak dava konusu işlemin iptaline, hukuka aykırılığı tespit edilen işlem nedeniyle davacının 06.04.2019 tarihinden itibaren mahrum kaldığı özlük haklarının iadesi ne karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 2547 sayılı Kanunun 50/d maddesinde yer verilen araştırma görevlisi kadrosunun lisansüstü öğretimde kayıtlı öğrenciler için öngörüldüğü, her defasında 1 yıl süreyle atanma imkanı getiren ve idarenin takdirinde bir olanak olduğu, tezli yüksek lisans programının azami süresinin altı yarıyıl olduğu, anılan Kanunun geçici 67. maddesindeki düzenlemenin 26/11/2014 tarihinde yükseköğretim kurumlarında kayıtlı olan öğrenciler bakımından azami sürelerin hesaplanmasına yönelik olduğu, diğer bir deyişle anılan düzenlemenin öğrencilik statüsüne ilişkin olduğu, araştırma görevliliği kadrosuyla bir ilişkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, 2547 sayılı Kanunun 50/d maddesindeki araştırma görevlisi kadrosuna her defasında 1 yıl süreyle atama yapma hususunda idarenin takdir yetkisinin bulunduğu, bir yıllık süre sonunda yeniden atama yapıp yapmama hususunun da anılan takdir yetkisinin kapsamında kaldığı, yürürlükteki mevzuata göre olağan/normal azami yükseklisans süresi gibi nesnel bir kritere göre değerlendirme yapılarak takdir yetkisinin kullanılması suretiyle 1 yıllık görev süresi sona eren davacının araştırma görevlisi kadrosundan ilişiğinin kesilmesine dair dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu sonucuna varılarak istinaf isteminin kabulü ile istinafa konu karar kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, müvekkilinin öğrenciliğinin devam ettiği, öğrenciliği devam ederken kadro ile ilişiğinin kesilemeyeceği, akademik kadroda azami bulunma süresi ile eğitim süresinin ayrı olduğu kabul edilse bile akademik kadroda azami bulunma süresinin akademik kadroya atandığı tarihten itibaren hesaplanması gerektiği, müvekkilinin de söz konusu kadroya 06.04.2018 tarihinde atandığı, dolayısıyla sürenin bu tarihten itibaren hesaplanması gerekirken yüksek lisansa başladığı tarihten itibaren hesaplanmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek istinaf kararının bozulması istenilmiştir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olarak verilen istinaf kararının onanması gerektiği savunulmuştur. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği görüşüldü: HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle, 1. Temyiz isteminin reddine, 2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA, 3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan …-TL temyiz yürütmenin durdurulması harcının davacıya iadesine, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından taraflara iadesine, 4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, 5. Kesin olarak, 30/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir