Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası ve Disiplin Hukuku Hakkında Danıştay Kararı

📜 Danıştay Karar Künyesi

12. Daire – 2019/3149 – 2022/1404 – 24.11.2022


🔎 Karar Özeti

Danıştay, disiplin cezası ile ilgili olarak ceza yargılaması neticesinde verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, memurun disiplin cezası almasına engel teşkil etmeyeceğine ve memurun eyleminin memurlukla bağdaşmayacak nitelikte olduğunu belirterek temyiz başvurusunu reddetmiştir.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE Esas No : 2019/3149 Karar No : 2022/1404 TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … VEKİLİ : Av. … KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı VEKİLİ : Av. … İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: … Ticaret İl Müdürlüğünde tekniker olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca “Devlet memurluğundan çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … karar sayılı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:…sayılı kararla; davacı hakkında yapılan soruşturma neticesinde hazırlanan soruşturma raporunun ve disiplin soruşturması sırasında alınan tanık ifadeleri ile diğer bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacının, yetkisini veya nüfuzunu kendisine çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullandığı hususunun herhangi bir tartışmaya yer verilmeksizin ortaya konulduğu, dolayısıyla davacının bu fiilinin “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiili kapsamında değerlendirilerek, davacının eyleminin sübuta erdiği dosya kapsamı bilgi ve belgelerden anlaşıldığından, davacının söz konusu fiili nedeniyle “Devlet Memurluğundan Çıkarma” ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … tarihli E:…, K:… sayılı kararıyla verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, davacı hakkında hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı, bu nedenle Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasının hukuka aykırı olduğu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacının bakanlık temsilcisi olarak görevlendirildiği genel kurul toplantısında, toplantı erteleme tutanağının imzalanması aşamasında maddi menfaat sağladığının polis memurlarınca düzenlenen suçüstü tutanağından anlaşıldığı, ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanılmış olmasının disiplin soruşturmasını geciktirmeyeceği ve disiplin soruşturması sonucu disiplin cezası ile cezalandırılmasına engel teşkil etmeyeceği, usulüne uygun yürütülen disiplin soruşturması kapsamında alınan ifade, savunma ve toplanan bilgi ve belgeler ayrıca ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen mahkumiyet kararı ile birlikte davacının eyleminin sübuta erdiği anlaşıldığından dava konusu disiplin cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Davacı tarafından 09/09/2022 havale tarihli ek beyan dilekçesiyle … Ağır Ceza Mahkemesi’nin …tarih E:…, K:… sayılı kararıyla hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, kararın kesinleştiği bildirilerek dava konusu işlemin dayanaksız kaldığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde; “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,” Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır. Aynı Kanunun 131. maddesinde, “Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması disiplin kovuşturulmasını geciktiremez. Memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.” hükmü yer almaktadır. 657 sayılı Kanunun anılan hükmü kapsamında ceza mahkemesi kararlarının, disiplin cezalarına etkisinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Disiplin cezasının sebebini oluşturan eylem ve davranışlar, aynı zamanda Ceza Kanununda da suç sayılabilir. Bu durumda, disiplin cezası yaptırımı ile birlikte ceza yaptırımı da uygulanabilir. Bu iki yaptırım türünün hukuki dayanağı, amaç ve sonuçları birbirlerinden farklıdır. Ceza yargılamasında suçun niteliği ve delillerin takdirinde uygulanan ilke ve kurallar ile disiplin hukuku açısından uygulanan ilke ve kurallar birbirinden farklı olduğundan, idarenin, kamu görevlisi hakkında disiplin cezası vermemesi, ceza mahkemelerince ceza verilmesine hukuki engel oluşturmayacağı gibi, aynı şekilde, ceza yargılaması sonucu hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya beraat kararı verilmiş olmasının da, kuramsal olarak, disiplin cezası verilmesine engel teşkil etmeyeceği açıktır. Ancak; ceza yargılaması neticesinde suçun unsurlarının oluşmadığı ya da suçun o kişi tarafından işlenmediği gerekçesiyle verilen beraat kararının, disiplin cezası bakımından da sadece aynı suç nev’i bakımından bağlayıcı olacağı; bir başka ifadeyle, ceza yargılamasının (beraat kararının) konusunu teşkil eden suç, disiplin hukuku yönünden de aynı suç kapsamında değerlendirilerek disiplin cezası verilemeyeceği kuşkusuzdur. Öte yandan, ceza yargılaması neticesinde suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat eden memurun eylem, tutum ve davranışlarının bir başka disiplin suçu kapsamına girmesi halinde başka bir disiplin cezası ile cezalandırılmasına, delil yetersizliğinden dolayı beraat eden memurun eyleminin de Disiplin Hukuku yönünden değerlendirilerek aynı veya farklı cezayla cezalandırılmasına hukuki bir engel bulunmamaktadır. Uyuşmazlıkta, davacı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, ancak İdare Mahkemesince yalnızca ceza mahkemesi kararı dayanak alınarak davanın reddine karar verilmediği, ceza mahkemesince delillerin takdiri ve suçun niteliği yönünden yapılacak değerlendirmede uyulacak ilke ve kuralların, disiplin hukuku bakımından uygulanan kurallardan farklı olması ve 657 sayılı Kanun’un 131. maddesinde memurun, ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halinin, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olmayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, davacı hakkında ceza yargılaması sonucu verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, davacıya isnat edilen eylemin disiplin yönünden idarece ele alınmasına ve disiplin cezası verilmesine engel teşkil etmeyeceği, davacıya isnat edilen fiilin, hakkında yapılan disiplin soruşturması sonucunda sübuta erdiği kanaatine varıldığı, bu fiilin memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareket niteliğinde bulunduğu sonucuna varıldığından, davacının hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hakkında hüküm ifa etmediğinden kararın bozulması gerektiği yolundaki iddiasına itibar edilmemiştir. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1. Davacının temyiz isteminin reddine, 2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA, 3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 24/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir