Danıştay Kararı

Boğaziçi Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgesindeki Islah İmar Planlarının Geçerliliği Üzerine Danıştay Kararı

📜 Danıştay Karar Künyesi

6. Daire – 2019/14209 – 2021/12019 – 02.11.2021


🔎 Karar Özeti

Danıştay, Sarıyer Belediyesi tarafından hazırlanan ıslah imar planı teklifinin, gerekli süreçler izlenmeden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından iade edilmesine ilişkin işlemi hukuken geçerli bulmuştur. Mahkeme, Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme bölgesindeki imar planlarının özel mevzuat hükümlerine tabi olduğunu ve dolayısıyla ıslah imar planı hazırlamanın bu bağlamda mümkün olmadığını vurgulamıştır.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y ALTINCI DAİRE Esas No : 2019/14209 Karar No : 2021/12019 TEMYİZ EDENLER : I- (DAVACI) …Belediye Başkanlığı-… VEKİLİ : Av. … II- (DAVACI YANINDA KATILANLAR) … ve Diğerleri (3129 Kişi) (ortak tebligat adresi) KARŞI TARAF (DAVALI) : …Büyükşehir Belediye Başkanlığı VEKİLİ : Av. … İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince verilen …tarihli, E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Sarıyer Belediye Meclisinin …tarihli, …sayılı ve …tarihli, …sayılı kararları ile 2981 sayılı Yasa uyarınca hazırlanan “Sarıyer Gerigörünüm ve Etkilenme Bölgesi, Fatih Sultan Mehmet ve kısmen … Mahallesine Ait Islah İmar Planı” teklifinin İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin onayına sunulmadan iadesine yönelik İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı, Şehir Planlama Müdürlüğünün … tarih ve İBB:… sayılı işleminin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; dosyanın incelenmesinden, davacı belediye tarafından usulüne uygun olarak 2981 ve 6306 sayılı Kanun uyarınca hazırlanan “Sarıyer Gerigörünüm ve Etkilenme Bölgesi,Fatih Sultan Mehmet ve kısmen … Mahallesine Ait Islah İmar Planı” teklifinin, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 14. maddesi uyarınca değerlendirilmek üzere davalı idareye gönderildiği, söz konusu plan teklifinine ilişkin belediye meclisi kararının gelişinden itibaren üç ay içinde büyükşehir belediye meclisi tarafından nazım imar plânına uygunluğu yönünden incelenmek suretiyle aynen veya değiştirilerek kabul edilmesi ve sonrasında büyükşehir belediye başkanına gönderilmesi gerekirken bu usule uyulmadığı ve büyükşehir belediye meclisine sunulmaksızın “2981 sayılı ve mülga 2805 sayılı Kanunlarda İstanbul Boğazının istisna tutulduğu, 2960 sayılı Kanuna göre geçici maddelerdeki sürelerin dolduğu, dolayısıyla Boğaziçi gerigörünüm ve etkilenme alanlarında ıslah imar planı yapılamayacağından” bahisle plan teklifinin iadesine yönelik İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı, Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından tesis edilen işlemde, usul yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; ilçe belediye meclisleri tarafından alınan imara ilişkin kararların, nazım imar planına uygunluğunun denetimi amacıyla büyükşehir belediye meclisi onayına gönderilebilmesi için öncelikle nazım imar planı uygunluk çerçevesinde şeklen değerlendirilebilecek hüviyette bir karar olmasının gerektiği, koruma amaçlı nazım imar planı hükümlerinin uygulandığı bölgede ıslah imar planı yapımına yönelik koşulların oluşmamasına karşın ıslah imar planının kabul edildiği , “ıslah imar planı” adı altında kabul edilen uygulama imar planının, büyükşehir belediye meclisince nazım imar planına uygunluk denetiminin yapılamayacağının açık olduğu, bu çerçevede tesis edilen dava konusu işlemde sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmediğinden, aksi yöndeki mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından; dava konusu ıslah imar planının hukuka uygun olup olmadığını değerlendirme yetkisine sahip büyükşehir belediye meclisine gönderilmeden yetkisiz yürütme organı tarafından iade edilmesinin açık ve ağır bir yetki tecavüzü olduğu, Mahkemece 5216 sayılı Yasanın sadece 14.maddesi kapsamında değerlendirme yapıldığı, Yasanın 7.maddesinin dikkate alınmadığı, dava konusu plan teklifinin şeklen yok sayılmasının, yoklukla malul bir işlem olarak görülmesinin açık bir hukuki yorum ve yargılama hatası olduğu, geri görünüm ve etkilenme bölgesinde 2981 sayılı Yasanın uygulanmasına engel bir durumun bulunmadığı, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğu, sayısı yüz binlere varan vatandaşın mülkiyet durumunu etkileyecek olan ve bugüne kadar 2981 sayılı Yasanın uygulanmamasından kaynaklanan mağduriyeti giderecek bir uygulama hakkında ilgili yasal düzenlemelerin amaç, kapsam, istisna ve ayrımları dikkate alınmadan karar verilmesinin temel haklar ve hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. Davacı yanında katılanlar tarafından; sorunlu yapılaşmaların olduğu alanlarda 2981 sayılı Yasa uyarınca tapu tahsis belgelerinin verildiği, yatırılması istenilen 2000-TL’nin taraflarınca yatırıldığı, 2981 sayılı Yasada öngörülen görevlerin zamanında ve usulüne uygun olarak yerine getirilmemesinin sorumluluğunun merkezi ve yerel kamu idarelerine ait olduğu, 2981 sayılı Yasaya dayanarak mülkiyet sorunları çözülmüş çok sayıda yerleşim alanı/mahalle bulunduğu, hak sahiplerinin girişimleri ile 6306 sayılı Yasada değişiklik yapılarak 2981 sayılı Yasanın uygulanma süresinin uzatıldığı, dava konusu ıslah imar planı teklifi hakkında karar almaya yetkili büyükşehir belediye meclisi yerine yetkisiz şehir planlama müdürlüğü tarafından tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, Mahkemece öncelikle dikkate alınması gereken, başkaca incelemeye gerek kalmadan işlemin iptal edilmesinin gerektiren bu hususun görmezden gelindiği, ilgili mevzuat uyarınca geri görünüm ve etkilenme bölgesinin 2981 sayılı Yasa kapsamında ıslah imar planı yapılabilecek nitelikte bir alan olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmüştür. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanmasına karar verilmesi gerektiği savunulmuştur. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Dosyanın incelenmesinden; dava konusu ıslah imar planı teklifinin, hâlihazırda koruma amaçlı nazım imar planı bulunan bir alana ilişkin yapıldığı, mevzuatta nazım imar planının uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere hazırlandığının belirtildiği, nazım imar planının uygulanma kabiliyeti bulunan alanlarda artık ıslah imar planı yapılmasının mümkün olmadığı, ancak üst ölçekli nazım imar planı hedef ve öngörüleri çerçevesinde uygulama imar planı yapılabileceği, bu bakımdan nazım imar planının varlığının, bu plana göre alt ölçekli plan yapılmasını zorunlu kıldığı, dava konusu alanda ise ıslah imar planının yapılmasına ilişkin mevzuatta düzenlenen koşulların bulunmadığı dikkate alındığında, dava konusu plan teklifinin nazım imar planına uygunluk yönünden büyükşehir belediye meclisi tarafından denetime uygun vasıfta bir imar planı teklifi olmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, dava konusu işlemin davacı tarafından “ıslah imar planı teklifi” olarak hazırlanmasının işleme hukuken imar planı vasfı kazandırmayacağı, ortada imar planı olarak değerlendirilebilecek vasfa sahip bir plan bulunmadığından ilçe belediye meclisince alınan kararın büyükşehir belediye meclisi tarafından incelenmek üzere görüşülmesine gerek bulunmadığı, bir idari mercii olarak belediye meclisinin harekete geçmesini gerektirir mahiyet taşımayan söz konusu ilçe belediye meclisi kararının, büyükşehir belediye meclisinde görüşülmeden davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı, Şehir Planlama Müdürlüğünce iadesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın reddine dair temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: Davacı ve davaya katılanlar tarafından temyizde duruşma isteminde bulunulmuş ise de 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmedi. İNCELEME VE GEREKÇE: MADDİ OLAY : İstanbul ili, Sarıyer ilçesi, Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme bölgesi sınırları içinde kalan mahallelerde 2981 sayılı Kanuna göre a)Tasarrufu Kayyumda bulunan taşınmazların, b)Özel, şahıs ve tüzel kişiler adına kayıtlı taşınmazların c)Kamu kurumları ve Vakıflara ait taşınmazların, üzerinde bulunan yerleşimcilere devrini sağlamak üzere Sarıyer Belediye Başkanlığı tarafından gerekli girişimlerde bulunması, ihtiyaç halinde yargısal süreçlere taşınması ve kamu kurumlarına ait taşınmazların üzerinde yaşayanlara verilebilmesi için Sarıyer Belediye Başkanlığına bedelsiz devir edilmesine ilişkin …tarih ve …sayılı Sarıyer Belediye Meclisi kararının alındığı, aynı belediye meclisinin …tarih ve …sayılı kararı ile de; gecekondu mahallelerinin senelerdir devam eden mülkiyet sorununun çözüme kavuşması açısından 2981 sayılı Kanundan doğan tapu tahsis belgelerinin tapuya dönüştürülmesi için ıslah imar planının koşul olarak görülmesi dikkate alınarak ve ayrıca 2981 sayılı Yasa dışında bölgedeki 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 6639 sayılı Torba Yasa ve Boğaziçi geri görünüm etkilenme bölgesine ilişkin kanunlar vb. mer-i mevzuatın varlığı da dikkate alınarak; öncelikle mahalle dernek ve kooperatifleri tarafından oluşturulacak içerisinde şehir plancılarının, üniversitelerin şehir ve bölge planlama bölümlerinden öğretim görevlerinin de bulunduğu teknik çalışma grubu tarafından bütüncül veya etaplar halinde gerigörünüm ve etkilenme bölgesinde yer alan gecekondu alanlarına ilişkin gerekçeli raporu ile birlikte ıslah imar planı teklifinin hazırlanmasına; Sarıyer Belediye Meclisi kararı sonrasında ıslah imar planının onaylanması için İstanbul Büyükşehir Belediyesine gönderilmesine, plan onaylandıktan sonra ıslah imar planının prensip olarak 2981 sayılı Yasa kapsamında tapu tahsis belgelerinin tapuya dönüştürülmesi aracı olarak uygulamaya konulmasına, Sarıyer Belediye Meclisinin 2981 sayılı Kanun ve diğer mevzuat hükümlerine dayanarak yerleşimlerin hukuki güvenceye kavuşturulması yönündeki çalışmaların yapılması için …tarihli, …sayılı belediye meclisi kararıyla karara bağlanan çalışmaların devam etmesine, ıslah planına göre 2981 sayılı Yasa uyarınca hak sahibi olanların tapu tahsis belgelerinin tapuya dönüştürülmesi işlemleri tamamlandıktan sonra ıslah planlarının imar uygulamalarına (yapı ruhsatı-iskan) konu edilmeden iptal edilerek koruma amaçlı imar planına dönüştürülmesine, (Boğaziçi Alanı, Sarıyer geri görünüm ve etkilenme bölgelerinde çok sayıda 2981 sayılı Yasaya istinaden düzenlenmiş tapu tahsis belgelerinin bulunduğu, ancak bugüne kadar 2981 sayılı Yasaya istinaden onaylanmış ıslah imar planının bulunmadığı, Boğaziçi Alanı dışında kalan mücavir bölgelerde (Kilyos, Demirciköy, Bahçeköy vb.) yapılmış ıslah imar planlarının bulunduğunun görüldüğü de belirtilerek) karar verilmiş, konuya ilişkin olarak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığından alınan, alanda ıslah imar planı yapılabileceği yönündeki mütalaa üzerine Mahalle bazında imar planı paftaları ve plan açıklama raporu hazırlanarak oluşturulan ıslah imar planı teklifi …tarihli, …sayılı ve …tarihli, …sayılı belediye meclisi kararları gereğince kabul edilmiş ve 5216 sayılı Yasanın 14.maddesi uyarınca onay için davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına gönderilmiştir. Söz konusu ıslah imar planı teklifi, Hukuk Müşavirliğinden alınan mütalaa doğrultusunda, genel olarak 2981 ve mülga 2805 sayılı İmar Affı Kanunlarında İstanbul Boğazı istisna tutulduğundan, 2960 sayılı Kanuna göre ise geçici maddelerde öngörülen süreler dolduğundan, Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme alanlarında ıslah imar planı yapılamayacağı, bu nedenle ıslah imar planı teklifinin 5216 sayılı Yasanın 14.maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle büyükşehir belediye meclisi onayına sunulmadan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı, Şehir Planlama Müdürlüğünün … tarih ve İBB:… sayılı işlemi ile iade edilmiştir. Bunun üzerine, … tarih ve İBB:… sayılı işlemin iptali istemiyle görülmekte olan dava açılmıştır. İLGİLİ MEVZUAT: 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun 13. maddesinin (c) bendinde; “Islah imar planları belediye veya valiliklerce mümkün olduğu kadar fiili durum dikkate alınarak ve yapılanma şartları da belirlenerek yapılır veya belediye veya valiliklerce Yeminli Özel Teknik Bürolara yaptırılır. Engeç (1) ay içinde belediye meclislerince kabul edilenler belediye meclislerince, büyük şehir yönetiminde ilçe belediye meclislerince kabul edilenler ilçe belediye meclislerince il idare kurullarınca kabul edilenler valilikçe tasdik edilerek yürürlüğe girer. Bu plan tescili de (1) ay içinde ivedilikle ve öncelikle yapılır. İmar planı olan yerlerde mevcut imar planları gerektiği takdirde ıslah imar planları şeklinde yeniden düzenlenir”. hükmü kurala bağlanmış, 3290 sayılı Kanun ile Bazı Maddeleri Değiştirilen ve Bazı Maddeler Eklenen 2981 sayılı Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin Tanımlar ve Kısaltmalar başlığını taşıyan 4.maddesinin 24. bendinde, ıslah imar planları “ıslah imar planı düzensiz ve sağlıksız biçimde oluşmuş yapı topluluklarının veya yerleşme alanlarının, sınırları belli edilmek suretiyle, mevcut durumu da dikkate alınarak dengeli, düzenli ve sağlıklı hale getirilmesi amacıyla, halihazır haritalar üzerine yapılan ve yapılanma şartlarını da belirleyen imar planıdır” şeklinde tanımlanmış, yine aynı Yönetmeliğin “ıslah imar planları yapılacak yerler” başlıklı, 20.maddesinde: “Islah imar planı; a) Bir yerleşme alanı yada yapı topluluğu niteliği kazanmış gecekondu alanlarında, b) Üzerinde bir yerleşme alanı ya da yapı topluluğu niteliği kazanmış imar mevzuatına aykırı yapılar bulunan hisseli arsa veya arazilerde, c) Üzerinde imar planı ve mevzuat hükümlerine aykırı yapılanmalar bulunan ve bu nedenle, uygulama kabiliyeti kalmamış olan imar planı olan alanlarda, d) Islah imar planı olabilecek nitelikleri taşımadığı belediye yada valilikçe belirlenen,özel parselasyon planı bulunan alanlarda yapılır.” ifadesi ile belirlenmiş, anılan Yönetmeliğin 24.maddesinde de 2981 sayılı Yasanın 13. maddesine paralel hüküm getirilerek ıslah imar planlarının yürürlük biçimi kurala bağlanmış bulunmaktadır. 3194 sayılı İmar Yasasının 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, nazım imar planı; varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hali hazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır. İşlem tarihi itibariyle yürürlükte olan şekliyle 3194 sayılı İmar Kanununun “Planların Hazırlanması ve Yürürlüğe Konulması” başlıklı 8. maddesinde; “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur…b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planı’ndan meydana gelir. Mevcut ise Bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren Belediye Başkanlığı’nca tespit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edebilir. Belediye Başkanlığı’nca Belediye Meclisi’ne gönderilen itirazlar ve planları Belediye Meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar. Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.” hükmüne yer verilmiştir 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun aynı Kanunun 7.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendinde “Çevre düzeni plânına uygun olmak kaydıyla, büyükşehir belediye sınırları içinde 1/5.000 ile 1/25.000 arasındaki her ölçekte nazım imar plânını yapmak, yaptırmak ve onaylayarak uygulamak; büyükşehir içindeki belediyelerin nazım plâna uygun olarak hazırlayacakları uygulama imar plânlarını, bu plânlarda yapılacak değişiklikleri, parselasyon plânlarını ve imar ıslah plânlarını aynen veya değiştirerek onaylamak ve uygulanmasını denetlemek; nazım imar plânının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde uygulama imar plânlarını ve parselasyon plânlarını yapmayan ilçe belediyelerinin uygulama imar plânlarını ve parselasyon plânlarını yapmak veya yaptırmak.” büyükşehir belediyelerinin görevleri arasında sayılmış, 14. maddesinde ise “…Büyükşehir kapsamındaki ilçe belediye meclisleri tarafından alınan imara ilişkin kararlar, kararın gelişinden itibaren üç ay içinde büyükşehir belediye meclisi tarafından nazım imar plânına uygunluğu yönünden incelenerek aynen veya değiştirilerek kabul edildikten sonra büyükşehir belediye başkanına gönderilir. Üç ay içinde büyükşehir belediye meclisinde görüşülmeyen kararlar onaylanmış sayılır.” hükmü getirilmiştir. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dava, davacı ilçe belediyesi tarafından 2981 sayılı Yasa uyarınca hazırlanan ıslah imar planının, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Yasasının 14.maddesi uyarınca onay için gönderildiği davalı büyükşehir belediye başkanlığınca belediye meclisi kararı alınmaksızın iadesine ilişkin işlemin iptali istemine yöneliktir. Uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için, öncelikle dava konusu alanın hukuki açıdan mekansal özelliklerinin irdelenmesinden; Dava konusu alanın, 2960 sayılı Boğaziçi Kanununda düzenlenen Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme bölgesinde kaldığı, 14/02/1974 tarihli Boğaziçi Alanı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu kararı ile Boğaziçi Doğal ve Tarihi Sit Alanı olarak ilan edildiği, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun …tarih ve …sayılı kararı ile Sarıyer geri görünüm ve etkilenme bölgelerinin sit derecelendirilmesi yapılarak I., II. ve III Derece doğal sit alanlarının belirlendiği, bölgenin hâlihazırda 25/06/1999 – 11/03/2003 onay tarihli 1/5000 ölçekli Sarıyer Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 29/07/2003 onay tarihli 1/1000 ölçekli Sarıyer Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgesi Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı kapsamında bulunduğu anlaşılmaktadır. 22/11/1983 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 15. ve 16.maddeleri dışında yayımı tarihinde yürürlüğe giren 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun “Amaç” başlıklı 1.maddesinde; Kanunun amacının, İstanbul Boğaziçi Alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözeterek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemek, olduğu hükmüne yer verilmiştir. 2960 sayılı Kanunun “İmar planlarının yapılması, onayı ve tadili” başlıklı 10.maddesinin 3.fıkrasında; “Gerekli görüldüğü takdirde “Boğaziçi Alanı” için yapılan planların “revize” edilmesinin “gerigörünüm” ve “etkilenme” bölgelerinde 3030 sayılı Kanuna göre… yürürlüğe girer.” hükmüne, 5.fıkrasında ise; “Plan değişiklikleri de aynı usule göre yapılır.” hükmüne yer verilmiştir. 09/07/1984 tarihli, 18453 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 18.maddesinin (b), (c), (d) ve (e) fıkraları dışında yayımı tarihinde yürürlüğe giren 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 6.maddesinin, (A) fıkrasının, (b) bendinde, büyükşehir belediyelerine ait görevler arasında; “Büyükşehir nazım imar planlarını yapmak, yaptırmak ve onaylayarak uygulamak, ilçe belediyelerinin nazım imar plana uygun olarak hazırlayacakları tatbikat imar planlarını onaylamak ve uygulanmasını denetlemek.” sayılmıştır. Diğer taraftan, 23/07/2004 tarihli, 25531 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 23.maddenin ilgili kısımları dışında yayımı tarihinde yürürlüğe giren 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 31.maddesi ile; 3030 sayılı Kanun, ek ve değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldırılmış olup, 3030 sayılı Kanun ile değişikliklerine yapılan atıfların 5216 sayılı Kanuna yapılmış sayılacağı hükmü düzenlenmiştir. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendinde ise; büyükşehir içindeki belediyelerin nazım plâna uygun olarak hazırlayacakları uygulama imar plânlarını, bu plânlarda yapılacak değişiklikleri, parselasyon plânlarını ve imar ıslah plânlarını aynen veya değiştirerek onaylamak ve uygulanmasını denetlemek, büyükşehir belediyelerinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmıştır. Belirtilen hükümler uyarınca; Boğaziçi Alanı “geri görünüm” ve “etkilenme” bölgelerine ilişkin imar planı revizyon ve değişikliklerinde büyükşehir içindeki belediyelerin nazım plâna uygun olarak hazırlayacakları uygulama imar plânlarının, imar ıslah planlarının bu plânlarda yapılacak değişikliklerin ve parselasyon plânlarının büyükşehir belediyesinin onay ve denetimine tâbi olduğu, imara ilişkin tespit edilen bu hukuki durum Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme bölgesinde kalan dava konusu alan için de geçerli olduğundan söz konusu alana ilişkin imar planlarının büyükşehir belediyesinin onay ve denetimine tâbi tutulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Boğaziçi Alanlarının Islah İmar Planına konu olması hususunun irdelenmesinden; 22/11/1983 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 15. ve 16.maddeleri dışında yayımı tarihinde yürürlüğe giren 2960 sayılı Boğaziçi Kanunun “Uygulanmayacak hükümler” başlıklı 20.maddesi; 6785 sayılı İmar Kanununun ve 16/3/1983 tarih ve 2805 sayılı Kanunun ve diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümlerinin uygulanmayacağı, hükmünü düzenlemiştir. (2981 sayılı Kanunun 23.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendi ile 21/03/1983 tarihinde yürürlüğe giren 2805 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış olup, aynı Kanunun 22.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendi ile de 2805 sayılı Kanunla ilgili hükümler yerine 2981 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.) 08/03/1984 tarihli, 18335 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren, 6306 sayılı Kanunun 23.maddesi ile yürürlükten kaldırılan ancak aynı Kanunun 7138 sayılı Kanunla değişik 24.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde uyarınca işlem tarihinde hâlen yürürlükte olan 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1.maddesinde, bu Kanunun amacının; imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemek, olduğu hükmü düzenlenmiştir. Aynı Kanunun “İstisnalar” başlıklı 3.maddesinde ise; İstanbul ve Çanakkale (Özel kanun çıkarılıncaya kadar) Boğazları ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca belirlenmiş ve belirlenecek yerlerde bu Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı kurala bağlanmıştır. 07/06/1986 tarihli, 19130 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 3290 sayılı 24.2.1984 Tarih ve 2981 Sayılı Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanunun geçici 3.maddesinde; İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında 2981 sayılı Kanun ve bu Kanun hükümlerinden istifade edecek yapıların da tavan beton veya betonları dökülmüş olmak şartı ile söz konusu madde hükmüne tâbi olduğu, hükmüne yer verilmiştir. 09/05/1985 tarihli, 18749 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak, 43/b, c, d, e; 46; 47 ve 48 inci maddeleri ile geçici 7 nci maddesi yayımı tarihinde; diğer maddeleri yayımını takiben 6 ay sonra yürürlüğe giren 3194 sayılı İmar Kanununun “İstisnalar” başlıklı 4.maddesinde; “2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, bu Kanunun ilgili maddelerine uyulmak kaydı ile 2960 sayılı İstanbul Boğaziçi Kanunu ve 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun ile diğer özel kanunlar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu Kanunun özel kanunlara aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir. Anılan mevzuat hükümlerinden; 2981 sayılı Kanunda İstanbul Boğazı, 2981 sayılı Kanunun uygulanmasının istisnasını oluşturan yerler arasında sayıldığından, konunun alana ilişkin özel kanun olan 2960 sayılı Boğaziçi Kanununda yer alan hükümler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda İstanbul Boğaziçi Alanlarında, imar hukukuna ilişkin genel hükümleri düzenleyen 3194 sayılı İmar Kanununun (ayrıca 2960 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan 6785 sayılı İmar Kanununun) ve 2981 sayılı Kanunun, 2960 sayılı Boğaziçi Kanununa aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceği anlaşılmıştır. 3290 sayılı Kanunun 7.maddesi ile; 2981 sayılı Kanunun 14.maddesinin (f) bendi “10 Kasım 1985 tarihinden sonra yapılan gecekondular ile inşaasına başlanan imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı yapılar ve istanbul Boğazı sahil şeridi ve öngörünüm bölgeleri ile Çanakkale Boğazında 2 Haziran 1981 tarihinden sonra yapılan gecekondular ile 1 Ekim 1983 tarihinden sonra inşaasına başlanan imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı yapılar.” şeklinde değiştirilmiş ise de değişiklikte yer alan “istanbul Boğazı sahil şeridi ve öngörünüm bölgeleri ile” ibaresi Anayasa Mahkemesinin 28/06/1989 tarihli, E:1988/61, K:1989/28 sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 23/07/1986 tarihli, 19173 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 3290 Sayılı Kanun İle Bazı Maddeleri Değiştirilen ve Bazı Maddeler Eklenen 2981 Sayılı Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Kapsam” başlıklı 3.maddesinin 1.fıkrasında; “Bu yönetmelik, Kanunda belirtilen ve aşağıda a, b ve c bendlerinde sayılan alanlardaki 10.11.1985 tarihinden önce inşa edilmiş ya da inşa halindeki gecekondular ve imar mevzuatına aykırı yapılara ve ayrıca (d) bendi kapsamındaki gecekondu ve imar mezuatına, ruhsat ve eklerine aykırı yapılara uygulanır. Kanunun uygulanması bakımından, gecekonduların, iktisap veya eldeğiştirme tarihine bakılmaksızın inşa edildiği tarih esastır. ” düzenlemesine yer verilerek, Yönetmeliğin aynı maddesinin (d) bendinde; “İstanbul Boğazı, sahil şeridi ve öngörünüm bölgeleri ile Çanakkale Boğazı’nda 2 Haziran 1981 tarihinden önce yapılan gecekondular ile 1 Ekim 1983 tarihinden önce yapılan veya inşaasına başlanan imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı yapılar.” kapsam içinde kalan alanlar arasında sayılmıştır. İstanbul Boğazı, mekân olarak 2981 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı alan olarak belirtilmiş, ancak 2981 sayılı Kanunun uygulama yönetmeliğinde, daha sonra Anayasa Mahkemesince iptal edilen 3290 sayılı Kanunla değişik 2981 sayılı Kanunun 14.maddesinin (f) bendine uygun şekilde kapsam içinde gösterilmiştir. 2981 sayılı Kanunun “Tapu tahsis belgesi verilen gecekondular” başlıklı 13.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde; ıslah imar planlarının belediye veya valiliklerce mümkün olduğu kadar fiili durum dikkate alınarak ve yapılanma şartları da belirlenerek yapılacağı veya belediye veya valiliklerce Yeminli Özel Teknik Bürolara yaptırılacağı, en geç (1) ay içinde belediye meclislerince kabul edilenlerin belediye meclislerince, büyükşehir yönetiminde ilçe belediye meclislerince kabul edilenlerin ilçe belediye meclislerince, il idare kurullarınca kabul edilenlerin valilikçe tasdik edilerek yürürlüğe gireceği, bu planların tescilinin de (1) ay içinde ivedilik ve öncelikle yapılacağı, imar planı olan yerlerde mevcut imar planları gerektirdiği takdirde ıslah imar planları şeklinde yeniden düzenleneceği, hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan, 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun Geçici 5.maddesinde; Boğaziçi Alanında 2805 sayılı Kanuna (yürürlükten kaldırılmış olup yerini 2981 sayılı Kanun hükümleri almıştır.) göre “ıslah imar planlarının” “yapılması ve onayının” Boğaziçi Kanununun 10.maddesine göre yürütüleceği hüküm altına almış, Boğaziçi Kanununun 10.maddesinde ise, Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme bölgelerine ilişkin plan revizyon ve değişikliklerinin 3030 sayılı Kanuna göre yürürlüğe gireceği düzenlemiş olup, bu konuya ilişkin hükümler atıf yapılan 3030 sayılı Kanunun 6.maddesinin, (A) fıkrasının, (b) bendinde yer almıştır. Diğer taraftan, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 31.maddesi ile; 3030 sayılı Kanun, ek ve değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldırılmış olup, 3030 sayılı Kanun ile değişikliklerine yapılan atıfların 5216 sayılı Kanuna yapılmış sayılacağı hükmü düzenlenmiştir. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendinde ise; imar planlarının onay ve denetiminin nasıl yapılacağı hususu düzenlenmiştir. Anılan mevzuat hükümlerinin birlikte ele alınmasından; 2981 sayılı Kanun uyarınca yapılan/yaptırılan ıslah imar planlarından büyükşehir yönetiminde ilçe belediye meclislerince kabul edilenlerin ilçe belediye meclislerince onaylanarak yürürlüğe girdiği, yani ayrıca büyükşehir belediye meclisi onayının gerekmediği, Ancak, Boğaziçi Alanında öncelikli olarak alana özel Boğaziçi Kanunu hükümlerinin geçerli olduğu ve alanda diğer kanunların Boğaziçi Kanununa aykırı olmayan hükümlerinin uygulanma olanağının bulunduğu dikkate alındığında, Boğaziçi Alanına ilişkin diğer imar planlarının yapımına ilişkin süreçten farklı olarak, Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme bölgelerinde “imar planlarının” “yapılmasının ve onayının” 3030 sayılı Kanun hükümlerine tabii olduğu, 5216 sayılı Kanun uyarınca, 3030 sayılı Kanun ile değişikliklerine yapılan atıfların 5216 sayılı Kanuna yapılmış sayılacağı, 3030 sayılı Kanun, ilçe belediyelerinin nazım imar plana uygun olarak hazırlayacakları tatbikat imar planlarını onaylamayı ve uygulanmasını denetlemeyi büyükşehir belediyesinin görevleri arasında saydığından, Boğaziçi Alanı geri görünüm ve etkilenme bölgelerinde yapılacak tüm uygulama imar planlarının büyükşehir belediyesinin onay ve denetimine tabii olduğu, 5216 sayılı Kanun uyarınca da, büyükşehir içindeki belediyelerin nazım plâna uygun olarak hazırlayacakları tüm planların ve ilçe belediye meclisleri tarafından imara ilişkin alınan kararların (uygulama imar planı ve değişiklikleri, parselasyon planı ve imar ıslah planı) büyükşehir belediyesinin onay ve denetimine tabi olduğu, Nihayetinde; Boğaziçi Alanı geri görünüm ve etkilenme bölgelerinde yapılacak tüm imar planlarının büyükşehir belediyesinin onay ve denetimine tabi olduğu, sonucuna ulaşılmıştır. Dava konusu ıslah imar planı teklifinin irdelenmesi; 1) Dava konusu ıslah imar planının amacı, 2) Mevcutta koruma amaçlı nazım ve uygulama imar planı kapsamında kalan dava konusu alanın ıslah imar planına konu edilmesinin mümkün olup olmadığı, 3) Dava konusu ıslah imar planı teklifinin büyükşehir belediye meclisinde görüşülmeden iadesi bakımlarından; Islah imar planı teklifinin kabulüne ilişkin davacı ilçe belediye meclisi tarafından alınan kararların incelenmesinden; Sarıyer İlçe Belediye Meclisi kararı sonrasında ıslah imar planının onaylanması için İstanbul Büyükşehir Belediyesine gönderilmesi, plan onaylandıktan sonra ıslah imar planının prensip olarak 2981 sayılı Yasa kapsamında tapu tahsis belgelerinin tapuya dönüştürülmesinin aracı olarak uygulamaya konulması, Sarıyer Belediye Meclisinin 2981 sayılı Kanun ve diğer mevzuat hükümlerine dayanarak yerleşimlerin hukuki güvenceye kavuşturulması yönündeki çalışmaların yapılması için …tarihli, …sayılı belediye meclisi kararı alarak bu çalışmaların devam etmesi, ıslah planına göre 2981 sayılı Yasaya göre hak sahibi olanların tapu tahsis belgelerinin tapuya dönüştürülmesi işlemleri tamamlandıktan sonra ıslah imar planlarının imar uygulamalarına (yapı ruhsatı-iskan) konu edilmeden iptal edilerek koruma amaçlı imar planına dönüştürülmesi, amaçlarıyla dava konusu ıslah imar planı teklifinin hazırlandığı anlaşılmaktadır. 3194 sayılı İmar Kanununun 1.maddesinde, Kanunun amacının; yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak olduğu, 2.maddesinde ise; Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa edilecek resmi ve özel bütün yapıların bu Kanun hükümlerine tabi olduğu, kurala bağlanmıştır. Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 1.maddesinde, Yönetmeliğin amacının; fiziki, doğal, tarihi ve kültürel değerleri korumak ve geliştirmek, koruma ve kullanma dengesini sağlamak, ülke, bölge ve şehir düzeyinde sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek, yaşam kalitesi yüksek, sağlıklı ve güvenli çevreler oluşturmak üzere hazırlanan, arazi kullanım ve yapılaşma kararları getiren mekânsal planların yapımına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu, düzenlenmiştir. Söz konusu, hükümlerden, imar planlarının, insan, toplum ve çevre ilişkilerinde kişi ve toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve arazinin koruma-kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek, ülke, bölge ve kent verilerine göre konut, istihdam, ulaşım gibi kentsel işlevler ile sosyal ve kültürel gereksinimleri var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi biçimde yerine getirmek ve belde halkına iyi bir yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin gelişmesi de göz önünde tutularak hazırlanacağı ve koşulların zorunlu kıldığı biçimde ve zamanda yasalarda öngörülen yöntemlere uygun olarak değiştirilebileceği anlaşılmaktadır. 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun 13.maddesinin (c) bendinde; “Islah imar planları belediye veya valiliklerce mümkün olduğu kadar fiili durum dikkate alınarak ve yapılanma şartları da belirlenerek yapılır veya belediye veya valiliklerce Yeminli Özel Teknik Bürolara yaptırılır. Engeç (1) ay içinde belediye meclislerince kabul edilenler belediye meclislerince, büyük şehir yönetiminde ilçe belediye meclislerince kabul edilenler ilçe belediye meclislerince il idare kurullarınca kabul edilenler valilikçe tasdik edilerek yürürlüğe girer. Bu plan tescili de (1) ay içinde ivedilikle ve öncelikle yapılır. İmar planı olan yerlerde mevcut imar planları gerektiği takdirde ıslah imar planları şeklinde yeniden düzenlenir.” hükmü kurala bağlanmış, 3290 sayılı Kanun ile Bazı Maddeleri Değiştirilen ve Bazı Maddeler Eklenen 2981 sayılı Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4.maddesinin 1.fıkrasının 24.bendinde, ıslah imar planları; “Düzensiz ve sağlıksız biçimde oluşmuş yapı topluluklarının veya yerleşme alanlarının, sınırları belli edilmek suretiyle, mevcut durumu da dikkate alınarak dengeli, düzenli ve sağlıklı hale getirilmesi amacıyla, halihazır haritalar üzerine yapılan ve yapılanma şartlarını da belirleyen imar planıdır.” şeklinde tanımlanmış, yine aynı Yönetmeliğin 20.maddesinde “ıslah imar planları yapılacak yerler; “Islah imar planı; a) Bir yerleşme alanı yada yapı topluluğu niteliği kazanmış gecekondu alanlarında, b) Üzerinde bir yerleşme alanı ya da yapı topluluğu niteliği kazanmış imar mevzuatına aykırı yapılar bulunan hisseli arsa veya arazilerde, c) Üzerinde imar planı ve mevzuat hükümlerine aykırı yapılanmalar bulunan ve bu nedenle, uygulama kabiliyeti kalmamış olan imar planı olan alanlarda, d) Islah imar planı olabilecek nitelikleri taşımadığı belediye yada valilikçe belirlenen, özel parselasyon planı bulunan alanlarda yapılır.” düzenlemesi ile belirlenmiş, anılan Yönetmeliğin 24.maddesinde de 2981 sayılı Yasanın 13.maddesine paralel hüküm getirilerek ıslah imar planlarının yürürlük biçimi kurala bağlanmıştır. 3194 sayılı İmar Kanununun “Tanımlar” başlıklı 5.maddesinde; “Nazım İmar Planı; varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plandır.” şeklinde tanımlanmıştır. Yukarıda yer verilen hükümler dikkate alındığında, mevzuatta belirlenen amaçlar dışında başka amaçlarla imar planları ve ıslah imar planları yapılmasının işlemi amaç unsuru bakımından sakatlayacağı açıktır. Bu itibarla, alanın ıslah imar planına konu edilip edilemeyeceğine ilişkin değerlendirmelerden bağımsız olarak salt dava konusu planın amaç unsuru bakımından değerlendirme yapıldığında; 2981 sayılı Yasaya göre hak sahibi olanların tapu tahsis belgelerinin tapuya dönüştürülmesi amacıyla hazırlanan ve işlemler tamamlandıktan sonra ıslah imar planlarının imar uygulamalarına (yapı ruhsatı-iskan) konu edilmeden iptal edilerek koruma amaçlı imar planına dönüştürülmesini hedefleyen dava konusu ıslah imar planı teklifinin amacının mevzuatta öngörülen imar planı amaçlarıyla uyuşmadığı görülmektedir. Dairemizin yerleşik içtihadında da belirtildiği gibi; ıslah imar planlarının amacı, sağlıksız ve düzensiz yapılaşmayı mevcut durum dikkate alınarak ıslah etmek olduğundan başka bir amaçla ıslah imar planı yapılması ve kapsama alınması gereken yapılanmaların bulunduğu bölgelerle bütünleştirilmesi amacına dönük ıslah imar planı sınırlarının genişletilmesi ya da onaylı ıslah imar planında yapılan maddi bir hatanın ortaya çıkması durumunda bu hatanın giderilmesine yönelik değişiklik yapılması dışında mevcut ıslah imar planlarının ıslah imar planı tadilatı adı altında değişikliğe konu edilmesi mümkün olmayıp, bu planları geliştiren planların yürürlükte bulunan 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine uygun olarak yapılması gerekmektedir. Önemle belirtmek gerekir ki; 2981 sayılı Kanun Uygulama Yönetmeliğinin (c) bendinde yer alan “uygulama kabiliyeti kalmamış olan imar planı olan alanlarda” ıslah imar planı yapılabileceğine ilişkin düzenlemenin, 2981 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki mevcut imar planlarını ifade ettiği, aksi düşüncenin uygulama kabiliyeti kalmayan imar planı bulunan alanlarda ilânihâye ıslah imar planı yapılabileceği sonucuna götüreceği, bunun ise 2981 sayılı Kanunun ruhuna açıkça aykırı olacağı ortadadır. Diğer taraftan, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde ve amaçlara ulaşmak için yapılması gereken ıslah imar planlarının, 1/5000 ölçekli nazım imar planına dayalı olarak yapılması gerekmediği gibi, nazım imar planının uygulanma kabiliyeti bulunan alanlarda ıslah imar planı yapılması da mümkün değildir. Islah imar planlarından sonra 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine göre yapılan 1/1000 ölçekli imar planı ve plan değişikliklerinde ise üst ölçekli nazım imar planının bulunması ve bu planların nazım imar planına uygun olması zorunludur. Nitekim Dairemizin 14/04/2008 tarihli, E:2006/2736, K: 2008/2248 sayılı kararı da bu yöndedir. Yukarıda belirtilen yasa hükümlerinden anlaşılacağı üzere Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme bölgesinde bulunan ve özel nitelikleri Yasayla belirlenerek koruma altına alınan dava konusu alana ilişkin imar planı sürecinin hassasiyetle ele alınmasının gerektiği açıktır. 25/06/1999-11/03/2003 onay tarihli 1/5000 ölçekli Sarıyer Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 29/07/2003 onay tarihli 1/1000 ölçekli Sarıyer Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgesi Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı kapsamında bulunan dava konusu alan ıslah imar planına konu edilmiş ise de, 2981 sayılı Kanunun 3.maddesi uyarınca 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca belirlenmiş ve belirlenecek yerlerde 2981 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığından, dava konusu alanın bu yönüyle de ıslah imar planına konu edilmesinde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu alanda mevcut hukuki ve fiili sorunlar nereniyle bir an için ıslah imar planı yapılabileceği düşünülse dahî, alana ilişkin hâlihazırda koruma amaçlı nazım ve uygulama imar planlarının bulunduğu, mevzuatta nazım imar planının uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere hazırlandığının belirtildiği, nazım imar planının uygulanma kabiliyeti bulunan alanlarda artık ıslah imar planı yapılmasının mümkün olmadığı, ancak üst ölçekli nazım imar planı hedef ve öngörüleri çerçevesinde uygulama imar planı yapılabileceği, bu bakımdan nazım imar planının varlığının, bu plana göre alt ölçekli plan yapılmasını zorunlu kıldığı ve ıslah imar planının yapılmasına ilişkin mevzuatta düzenlenen koşulların bulunmadığı dikkate alındığında, bu düşüncenin uygulanma kabiliyetinin bulunmadığının kabulü gerekmektedir. Yani, hâlihazırda koruma amaçlı nazım imar planı bulunan dava konusu alanda ıslah imar planının yapılmasına ilişkin mevzuatta düzenlenen koşullar da bulunmamaktadır. Koruma amaçlı nazım imar planının varlığına rağmen, Boğaziçi Alanına yönelik ıslah imar planı adı altında bir plan çalışması yapılması halinde, adının ıslah imar planı olmasının söz konusu planı 2981 sayılı Yasa kapsamında bir ıslah imar planına dönüştürmeyeceği, anılan planın uygulama imar planı niteliğinde olduğu ve uygulama imar planına ilişkin mevzuat hükümlerine tâbi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen hususlar doğrultusunda alanda, hiç bir şekilde ıslah imar planı yapılamayacağı kuşkusuz ise de, bu yönde hazırlandığı ileri sürülerek ilçe belediye meclisince onaylanmak üzere büyükşehir belediye başkanlığına gönderilen imar planı Büyükşehir Belediye Meclisine sunulmadan, İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı işlemi ile reddedilmiştir. Uyuşmazlığın özünü de, alanda yapılması mümkün olmayan bir ıslah imar planına ilişkin kararın belediye meclisine sunulup sunulamayacağına oluşturmaktadır. Yukarıda ayrıntısına yer verilen 3194 sayılı İmar Kanunu ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu hükümlerinin değerlendirilmesinden, 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarını onaylamak ilçe belediye meclisinin görev ve yetkisinde, bu yönde alınan kararı 1/5000 ölçekli nazım imar planına uygunluğu yönünden inceleyerek karara bağlamakta da Büyükşehir Belediye Meclisinin görev ve yetki alanında kalmaktadır. İptal davasının öze ilişkin koşulları arasında idari işlemin yetki yönünden hukuka uyarlılığı da yer almaktadır. İdare hukukunda “yetki”, idareye Anayasa ve yasalarla tanınmış olan karar alma gücünü ifade eder ve idari işlemlerin en temel öğesini oluşturur. Bir kamu düzeni sorunu olan yetki, yasa koyucu tarafından hangi makam veya merciye verilmiş ise, ancak o makam veya merci tarafından kullanılabilir. Bu bakımdan, yasanın açık izni olmadıkça yetkili makam veya mercinin yetkisini devretmesi olanaklı değildir. Aktarılan nitelikleri gereği, idare hukukunda yetkisizlik kural, yetkili olmak istisnadır. Bu itibarla, yetki hükümlerinin sınır ve çerçevesinin yasayla açıkça çizilmesi gerekir ve genişletici yoruma tabi tutulamaz. Uyuşmazlıkta işlemin niteliği ıslah imar planı olarak belirtilmiş ise de niteliği itibariyle imara ilişkin bir karar olması, temyiz isteminde bulunan tarafın işlemi tesis eden davacı idare ile yanında davaya katılanlar olması hususlarının bir arada değerlendirilmesinden ve uyuşmazlığın esasının çözümüne yönelik olarak ele alınmasından; imar planlarına yönelik öncelikle değerlendirilmesi gereken hususun şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, üst ölçekli plana ve mevzuata uygunluğunun bulunup bulunmadığı hususu olduğu gözetildiğinde imar planı teklifinin 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 14. maddesinin 5.fıkrasında yer alan; “Büyükşehir kapsam
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir