📜 Danıştay Karar Künyesi
Vergi Dava Daireleri Kurulu – 2023/134 – 2024/211 – 27.03.2024
🔎 Karar Özeti
Danıştay, mükellefiyetini sona erdiren davacıya yapılan elektronik tebligatın hukuka aykırı olduğuna ve bu nedenle tarh edilen vergi ve cezaların zamanaşımına uğradığına karar vermiştir.
Karar İçeriği
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2023/134
Karar No : 2024/211
TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2010 yılının Temmuz ila Eylül ve Aralık dönemlerine ait katma değer vergileri, vergi ziyaı cezaları ve gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Olayda, davacı işi bırakma dilekçesiyle 31/12/2015 tarihinde mükellefiyetini sona erdirmiştir. Bu tarihten sonra davacı adına tarh edilen vergi ve kesilen cezalar, elektronik ortamda 24/10/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesinde verilen yetkiye istinaden çıkarılan 456 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde kendisine elektronik ortamda tebligat yapılacak kimseler sayılmıştır. Buna göre elektronik tebligat yapılabilmesi, kurumlar vergisi ve gelir vergisi mükellefiyetine ve isteğe bağlı olarak kendilerine elektronik tebligat yapılmasını talep edenlere hasredilmiştir.
31/12/2015 tarihinde gelir vergisi mükellefiyetini işi bırakma dilekçesiyle sona erdiren davacının kendisine (işi bıraktıktan sonra) elektronik ortamda tebligat yapılmasına ilişkin bir talebi bulunmadığından davacıya yapılacak tebligatların elektronik ortamda değil bilinen adresinde posta yoluyla yapılması gerekir.
Bu nedenle, davacı adına tarh edilen vergi ve kesilen cezaların elektronik ortamda tebliğ edilmesi hukuka aykırı olduğundan ve usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmeyen vergi ve cezalar zamanaşımına uğradığından, anılan vergi ve cezaların tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuki isabet görülmemiştir.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle ödeme emrini iptal etmiştir.
Davalının istinaf istemini inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Vergi Dava Dairesi, istinaf istemine konu edilen kararın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istemi reddetmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 07/03/2022 tarih ve E:2018/5914, K:2022/1282 sayılı kararı:
Uyuşmazlığın çözümü için 213 sayılı Kanun’un 107/A maddesi ve anılan maddede verilen yetkiye istinaden çıkarılan 456 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde yer alan kuralların birlikte dikkate alınması gerekmektedir.
456 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “7. Elektronik Tebligat Sisteminden Çıkış” başlıklı kısmında belirtildiği üzere elektronik tebligat sistemine dahil olan gerçek kişilerin ölümü ve gaipliğine karar verilmesi dışında bu sistemden çıkmaları mümkün değildir.
Bu durumda 12/11/2015 tarihinde takdir komisyonuna sevk edilen davacı adına takdir komisyonu kararları uyarınca tarh edilen vergi ve kesilen cezaların zamanaşımı süresi içinde 24/10/2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşıldığından uyuşmazlığın esası incelenerek karar verilmesi gerekirken aksi yöndeki gerekçeyle verilen karara yöneltilen istinaf isteminin reddine dair kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uyduğunu belirten … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Vergi Usul Kanunu’nun 93 ve 101. maddeleri ile 107/A maddelerinde yer alan kuralların birlikte değerlendirilmesinden, kanun koyucunun, faaliyetine devam eden mükellefler ile faaliyetine devam etmeyen mükellefler yönünden uygulanacak tebligat yöntemi bakımından farklı kurallar öngördüğü anlaşılmaktadır.
Buna göre faaliyetine devam eden mükelleflere tebligatın posta yoluyla veya elektronik adres vasıtasıyla yapılması gerekirken işin bırakılması/bırakılmış addolunması hallerinde gerçek kişilere tebligatın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde posta yoluyla yapılması icap etmektedir.
Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesinde yer alan düzenleme ile kanun koyucu posta yoluyla tebligatın yanı sıra teknolojik imkanlardan faydalanarak daha kolay ve etkili bir şekilde elektronik tebligat yapılmasına olanak getirmiştir. Elektronik tebligat yönteminin işi terk eden ya da işi terk etmiş addolunan kişiler açısından Kanun’un 101. maddesinde öngörülen “bilinen adres” tanımını daraltacak şekilde uygulanması mümkün değildir.
Nitekim, Kanun’un 107/A maddesinde elektronik tebligat adresinin tek bilinen adres olacağı ya da bilinen adreslerin elektronik tebligat halinde dikkate alınmayacağı yolunda bir hükme yer verilmemiştir.
Bu yönüyle 456 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin 7. maddesinin işi bırakan mükelleflere, ilgili Kanun’da yer almayan elektronik tebligat adreslerinin takibine yönelik ilave bir yükümlülük getirdiği açıktır.
Bu durumda, dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezaların, işi bırakan davacı adına düzenleyici işlemde öngörülen usul ve esaslara bağlı olarak elektronik ortamda tebliğ edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığından ve bu nedenle usulüne uygun bir şekilde zamanaşımı süresi içinde tahakkuk eden bir kamu alacağından söz edilemeyeceğinden dava konusu ödeme emrinde hukuki isabet görülmemiştir.
Vergi Dava Dairesi bu gerekçeyle bozma kararına uyarak ödeme emrini iptal etmiştir.
Davalının temyiz isteminde bulunması üzerine dosyanın esas kaydına alındığı Danıştay Dördüncü Dairesinin 29/12/2022 tarih ve E:2022/7522, K:2022/9563 sayılı kararı:
Daire, Vergi Dava Dairesince verilen kararın eylemli ısrar niteliğinde olduğu gerekçesiyle dosyanın Danıştay Vergi Dava Daireleri Kuruluna gönderilmesine karar vermiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: “E-Tebligata Tabi Mükellefler Sorgu” ekranına göre davacının elektronik tebligat için 21/12/2014 tarihinde başvurusunun bulunduğu dikkate alındığında davacıya yapılan elektronik tebligatın hukuka uygun olduğu belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Vergi Usul Kanunu’nun 101. maddesinin 01/01/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7061 sayılı Kanun ile değişik halinde, işi bırakan mükelleflere tebligatın posta yoluyla yapılacağı kurala bağlanmıştır. Buna göre işi bırakan veya işi bırakmış addolunan mükelleflere 01/01/2018 tarihinden sonra yapılacak tebligatların elektronik ortamda değil posta yoluyla yapılması gerekmektedir.
Olayda, elektronik ortamda yapılan tebligatın tarihi 01/01/2018 tarihinden önce olduğundan ilgili maddenin olaya uygulanması mümkün değildir.
Diğer taraftan, ilgili Kanun değişikliğinden önce 456 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin (tamamının) iptali istemiyle açılan davada verilen davanın reddine ilişkin kararın, anılan Tebliğ’in “7. Elektronik Tebligat Sisteminden Çıkış” başlıklı kısmında yapılan düzenlemeler ile bazı kısımlarına yönelik hüküm fıkrası, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 08/11/2017 tarih ve E:2017/618, K:2017/521 sayılı kararıyla onanmıştır.
Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda mükellefiyetini iradi olarak sona erdiren davacıya, Kanun’un 107/A maddesinde verilen yetkiye dayanılarak tesis edilen 456 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “7. Elektronik Tebligat Sisteminden Çıkış” başlıklı kısmında yer alan düzenlemeler gereğince işi bırakmasına rağmen 24/10/2016 tarihinde yapılan elektronik tebligatın hukuka uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca eylemli ısrar niteliğinde olan kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, temyiz istemine konu kararın eylemli ısrar kararı niteliğinde olduğuna oybirliğiyle karar verilmesinin ardından, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay Dördüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
27/03/2024 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.