Logo

HMK Madde 172: Bizzat İsticvap Olunma Kuralları ve Uygulaması

Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (HMK) 172. maddesi, yargılama sürecinde tanıkların ve tarafların mahkemede bizzat ifade verme zorunluluğunu ve bu zorunluluğun istisnalarını ele alır. Bu madde, adil bir yargılama sürecinin sağlanması ve gerçeklerin açığa çıkarılması açısından büyük önem taşır. Özellikle teknolojinin gelişmesiyle birlikte, ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla ifade verme imkanları da gündeme gelmiştir. Ancak bu imkan her durumda mümkün olmayabilir. HMK Madde 172, bu ve benzeri durumlar için özel hükümler içerir. Bu makalede, madde kapsamında bizzat isticvap olunma zorunluluğunun detayları, istisnai durumlar ve uygulama örnekleri ele alınacaktır.

Bizzat İsticvap Olunma Zorunluluğu

HMK’nın 172. maddesine göre, bir kişinin mahkemede bizzat ifade vermesi esastır. Bu zorunluluk, yargılama sürecinin şeffaflığını ve adil olmasını sağlar. Örneğin, bir trafik kazası davasında, kazaya karışan tarafların ve tanıkların mahkemede bizzat ifade vermesi, hakimin olayı daha iyi anlamasına ve doğru kararı vermesine olanak tanır. Ancak, bu kişilerin mahkemenin bulunduğu il dışında yaşıyor olmaları ve teknik imkanların yetersizliği durumunda, ses ve görüntü yoluyla veya istinabe yoluyla ifade alma yöntemlerine başvurulabilir.

İstisnai Durumlar ve Uygulamalar

HMK Madde 172, bizzat isticvap olunma zorunluluğunun istisnalarını da belirler. Hastalık, engellilik veya benzeri geçerli sebeplerle mahkemeye gelemeyecek durumda olan kişilerin, bulundukları yerde ifade vermelerine olanak tanınır. Örneğin, ağır bir hastalık nedeniyle yatağa bağlı bir tanığın ifadesi, mahkeme tarafından tanığın bulunduğu yerde alınabilir. Bu, yargılama sürecinin adaletli bir şekilde ilerlemesini sağlarken, aynı zamanda ifade verme hakkının korunmasına da katkıda bulunur.

Teknolojinin Rolü ve Yargı Pratiği

Günümüzde teknolojinin ilerlemesi, yargılama süreçlerinde de yeni imkanlar sunmuştur. Ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla ifade verme, özellikle coğrafi mesafelerin büyük olduğu durumlarda önemli bir çözüm sunar. Ancak, bu yöntemin kullanılabilmesi için gerekli teknik altyapının bulunması şarttır. Bir iş davasında, yurtdışında çalışan bir tanığın ifadesinin video konferans yoluyla alınması, bu imkanların nasıl kullanılabileceğine dair bir örnektir. Bu yöntemler, yargılamanın hızlanmasına ve daha kapsamlı bir delil toplanmasına olanak tanırken, hukuki süreçlerin çağın gereksinimlerine uyum sağlamasını da gösterir.

Sonuç: HMK’nın 172. maddesi, mahkemede bizzat ifade verme zorunluluğunu ve bu kuralın istisnalarını açıkça belirler. Maddede belirtilen istisnalar, adil yargılanma hakkını korurken, teknolojinin sunduğu imkanlardan da yararlanma yolunu gösterir. Bizzat isticvap olunma, yargılama sürecinin temel bir parçası olmaya devam ederken, esnek uygulamalar sayesinde adaletin her koşulda sağlanabilmesi için gerekli zemin hazırlanmıştır.

Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir