Danıştay Kararı

Transfer Fiyatlandırması ve Vergi Ziyaı Cezası Uygulama İlkeleri Hakkında Danıştay Kararı

📜 Danıştay Karar Künyesi

9. Daire – 2023/2193 – 2023/3371 – 04.10.2023


🔎 Karar Özeti

Danıştay, davacı şirketin ortaklarına faizsiz para kullandırarak vergi kaybına yol açtığını belirterek katma değer vergisi ve üç kat vergi ziyaı cezasının bir kısmının hukuka uygun olduğunu, ancak yeniden belirlenen matrah farkı üzerinden kesilen cezaların tekerrür hükümlerine göre düzenlenmesi gerektiğine karar vermiştir.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y DOKUZUNCU DAİRE Esas No : 2023/2193 Karar No : 2023/3371 TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü) VEKİLİ : Av. … KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Taahhüt Turizm ve Tic. Ltd. Şti. VEKİLİ : Av. … İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: Davacı şirket adına ortaklarına faizsiz olarak para kullandırmak suretiyle kazancının bir kısmını transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıttığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak, katma değer vergisi tablosunun yeniden düzenlenmesi suretiyle 2017/Nisan dönemi için re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin 2015 yılında alıp 28/06/2017 tarihinde satmış olduğu 4 adet tarlanın gerçek alım-satım bedellerinin çok üzerindeki tutarların kayıt ve beyanlara intikal ettirilmesi suretiyle gerçek alım bedeli ile kayıt ve beyanlara yansıtılan bedel arasında kalan tutar kadar paranın şirket ortaklarına kullandırılmasına karşın faiz hesaplanmadığı ve söz konusu faiz tutarı için belge düzenlenmediğinin tespit edildiğinden bahisle, inceleme konusu tarlaların 2015 vergilendirme dönemindeki toplam gerçek alış bedeli ile mükellef kurum tarafından bu alışlar nedeniyle yasal defter kayıt ve beyanlarına intikal ettirilen toplam tutar arasındaki fark tutar üzerinden 01/01/2017 ile 26/06/2017 tarihleri arasındaki dönem için merkez bankası avans faiz oranı olarak belirtilen %9,75 faiz oranı üzerinden aylık dönemler itibariyle faiz kazancı hesaplanarak dava konusu cezalı tarhiyatların yapıldığının anlaşıldığı, olayda davacı şirket tarafından 2015 yılında satın aldığı arazilerin tapuda beyan edilen ve ilgili dönem yasal defter ve kayıtlarına initkal ettirilen alım bedelleri ile söz konusu arazilerin satıcısı gerçek kişilerin beyan ettikleri satım bedelleri arasında çok büyük tutar farkının olduğu, satıcılar tarafından satış bedelinin elden nakit olarak tahsil edildiğinin beyan edildiği gibi ilgili dönem şirket kanuni temsilcisi tarafından da arazilerin alış bedelinin nakit olarak ödendiğinin beyan edildiği ve ödemeyi ispat edici herhangi bir bilgi ve belgenin incelemeye sunulmadığı, kaldı ki inceleme konusu tarlaların 28/06/2017 tarihindeki satışına ilişkin olarak ise şirket ortaklarının ilişkili olduğu 4 farklı şirkete tapuda beyan edilen satım değerinin de piyasa araştırması neticesinde tespit edilen ortalama satış tutarlarının üzerinde olduğunun belirlendiği ve yine mükellef kurum temsilcisince satış bedeli olan 9.850.000,00-TL’nin nakit olarak tahsil edildiğini beyan edildiği bu ödemeye ilişkin çek, banka dekontu gibi belgenin ibraz edilmediği, incelemeye konu arazilerin davacı şirket tarafından beyan edilen alış–satış bedelleriyle alınıp satılmasının ticari ve ekonomik teamüllere uygun olmadığının vergi müfettişince yapılan piyasa araştırması sonucunda anlaşıldığı, davacının, temel amacı kar elde etmek olan bir ticaret şirketi olduğu, karını azaltacak şekilde yani inceleme konusu tarlaların alım bedellerinin satan kişiler tarafından beyan edilen tutarların fahiş olarak çok üzerinde kayıt ve beyanlara intikali şeklinde işlem yapmasının hayatın olağan akışına aykrılık teşkil ettiği görüldüğünden, davacının gerçek tarla alım bedellerinin çok üzerindeki tutarların kayıt ve beyanlara intikal ettirilmesi suretiyle gerçek alım bedeli ile kayıt ve beyanlara yansıtılan bedel arasındaki tutar kadar paranın şirket ortaklarına kullandırıldığı finansman hizmetinde bulunulduğu ve buna karşın faiz hesaplanmadığı sonucuna ulaşıldığı ancak adat hesaplarında uygulanması gereken faiz oranın Merkez Bankası’nca reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranı olduğu , bu durumda davacı adına re’sen tarh edilen katma değer vergileri kesilen üç kat vergi ziyaı cezaları yönünden inceleme elemanınca Merkez Bankası’nın avans işlemleri için uyguladığı faiz oranı uygulanarak bulunan matrah farkı üzerinden tarhiyat yapılması hukuka uygun düşmediği, vergi ziyaı cezalarının tekerrür nedeniyle arttırılan kısmı yönünden olayda tekerrüre konu cezanın 2015/Ağustos dönemine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ihbarnamenin 17/10/2016 tarihinde tebliğ edilerek kesinleştiği görüldüğünden, yukarıda anılan mevzuat hükmü uyarınca cezanın kesinleştiği tarih olan 2014 yılını takip eden yılın başından itibaren tekrar ceza kesilmesi durumunda tekerrür hükümleri uygulanacağından, dava konusu 2017 dönemi için tekerrür hükümlerinin uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, dava konusu katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının, 01/01/2017 ile 26/06/2017 tarihleri arasında Merkez Bankası’nca reeskont işlemlerinde uygulanan %8,75 faiz oranı esas alınmak suretiyle hesaplanan matrah farkına isabet eden kısmı yönünden davanın reddine, fazlaya ilişkin kısımların kaldırılmasına, hükmeden Vergi Mahkemesi kararına yönelik davalı ve davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunu, Danıştay Dokuzuncu Dairesi’nin bozma kararına uyarak dava dosyasının yeniden incelenmesi suretiyle, Dairelerinin 22/01/2021 tarihli ve E:2020/292, K:2021/50 sayılı kararının, önceki dönemden devreden katma değer vergisinden kaynaklı 27.294,26-TL katma değer vergisi ve üzerinden kesilen tekerrür hükümleri uygulanmış bir kat vergi ziyaı cezası yönünden davanın reddine dair hüküm fıkrası temyiz edilmeksizin kesinleştiği, uyuşmazlığın kalan vergi ve cezalara ilişkin olduğu, istinaf başvurusuna konu Vergi mahkemesi kararının; reeskont faiz oranı üzerinden hesaplanan matrah farkını aşan kısma isabet eden katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olduğundan bu kısma yönelik davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun, kararın bu kısmının kaldırılmasını sağlayacak durumda görülmediği; reeskont faiz oranı üzerinden hesaplanan matrah farkına isabet eden katma değer vergisi ile kesilen bir kat vergi ziyaı cezalarına ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olduğundan bu kısma yönelik davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun, kararın bu kısmının kaldırılmasını sağlayacak durumda görülmediği; reeskont faiz oranı üzerinden hesaplanan matrah farkına isabet eden katma değer vergisi ile devreden katma değer vergisinden kaynaklı katma değer vergisi üzerinden kesilen iki kat vergi ziyaı cezasına yönelik davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu yönünden, davacı şirketin 2015 yılında alıp 28/06/2017 tarihinde sattığı tarlalara ilişkin düzenlenen faturaların muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu dikkate alındığında söz konusu fiilin Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde sayılan fiiller kapsamına girdiği görülmüş olup uyuşmazlık konusu katma değer vergisine ilişkin olarak üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesinde hukuka aykırılık bulunmamış, vergi mahkemesi kararının söz konusu cezanın iki kat kısmının kaldırılmasına dair hüküm fıkrasında ise yasal isabet görülmediği, reeskont faiz oranı üzerinden hesaplanan matrah farkına isabet eden katma değer vergisi üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılan kısmına davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu yönünden, tekerrüre esas alınan cezanın 8.439,00-TL tutarında olduğu ve artırım tutarının kesinleşen cezadan fazla olamayacağına yönelik davacının lehine olan 7338 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik göz önüne alınarak, lehe düzenlemenin somut uyuşmazlıkta uygulanması gerektiği anlaşıldığından, vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle arttırılan miktarlarının 8.439,00-TL’ye isabet eden kısımlarında hukuka aykırılık, fazlaya ilişkin kısmında ise hukuka uygunluk görülmediğinden, Vergi mahkemesi kararının, vergi ziyaı cezalarının tekerrür nedeniyle artırılan miktarının 8.439,00-TL’ye isabet eden kısmında sonucu itibariyle yasal isabetsizlik; fazlaya ilişkin kısmında ise yasal isabet görülmediği, reeskont faiz oranı üzerinden hesaplanan matrah farkına isabet eden katma değer vergisi üzerinden kesilen iki kat vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılan kısmına davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu yönünden ise, olayda, artırım tutarının kesinleşen cezadan fazla olamayacağına yönelik lehe düzenleme gereğince, reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranı esas alınmak suretiyle hesaplanan matrah farkına isabet eden katma değer vergisi üzerinden kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle arttırılan toplam miktarının 8.439,00-TL’yi aşamayacağından, davanın bu kısmının kabulüne ilişkin hüküm fıkrasında sonucu itibariyle yasal isabetsizlik görülmediği, gerekçesiyle, davalı istinaf başvurusunun kısmen reddine, kısmen gerekçeli reddine, kısmen kabulüne, davacı istinaf başvurusunun kısmen reddine, kısmen gerekçeli reddine, kısmen kabulüne, reeskont faiz oranı üzerinden hesaplanan matrah farkına isabet eden vergiler üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılan tutarının 8.439,00-TL’den fazlaya isabet eden kısmına ilişkin Vergi mahkemesi kararının kaldırılmasına, bu kısım yönünden davanın kabulüne, ceza fazlasının kaldırılmasına; reeskont faiz oranı üzerinden hesaplanan matrah farkına isabet eden katma değer vergisi ile devreden katma değer vergisinden kaynaklı katma değer vergisi üzerinden kesilen iki kat vergi ziyaı cezasına ilişkin Vergi mahkemesi kararının kaldırılmasına, bu kısım yönünden davanın reddine, hükmeden … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporları ile yapılan tespitlere istinaden tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı iddiasıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Ticari işlerde, 4489 sayılı Kanun’un 2.maddesiyle değişik 3095 sayılı Kanun’un 2.maddesi uyarınca TCMB avans faiz oranı uygulanacağından ve olayda faiz gelirinin hesaplanmasında avans faizi oranı esas alındığından, temyiz isteminin kısmen kabul ile Bölge İdare Mahkemesi kararının, reeskont faiz oranı üzerinden hesaplanan matrah farkını aşan kısma isabet eden katma değer vergisi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmının bozulması, diğer kısımlarının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1.Davalının temyiz isteminin reddine, 2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyiz edilen kısmının ONANMASINA, 3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 04/10/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir