📜 Danıştay Karar Künyesi
3. Daire – 2020/2256 – 2022/3122 – 13.09.2022
🔎 Karar Özeti
Danıştay, davacının vergi ve ceza ihbarnamelerine ilişkin itirazının hukuken geçerli olmadığına ve tebliğ işleminin usulüne uygunluğuna hükmederek, Bölge İdare Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.
Karar İçeriği
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/2256
Karar No : 2022/3122
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına davalı idarece yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden bahisle katma değer vergisi indirimlerinin reddi ve eksik beyan edildiği iddia olunan özel tüketim vergisinden kaynaklanan katma değer vergisinin dönem matrahlarına eklenmesi suretiyle yeniden oluşturulan beyan tablosu uyarınca 2011 yılının Temmuz ve Ağustos dönemleri için re’sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile aynı yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi, 2013 yılı için mükerrer 355. maddesinin 1. bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması ve yapılan tebliğ işlemin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davalı idare tarafından, iki ayrı yıla ilişkin tarh edilen vergilere karşı tek bir dilekçe ile dava açılamayacağı ve dava konusu edilen vergi ve ceza ihbarnamelerinden ikisi henüz davacıya tebliğ edilmediğinden davanın bu yönden incelenmeksizin reddi gerektiği iddia edilmiş ise de dava konusu edilen vergi ve cezalar arasında maddi ve hukuki yönden bağlılık bulunduğundan bu vergi ve cezalara karşı tek bir dilekçe ile dava açılabileceğinden ve tarh edilen vergiler ile kesilen cezaların kesin ve yürütülebilir nitelikte işlem mahiyetinde olması nedeniyle dava konusu edilebilmeleri için tebliğ edilmiş olmasına gerek bulunmadığından söz konusu iddialar yerinde bulunmayarak işin esasına geçildiği, dava konusu vergi ve ceza ihbarnamelerinin davacının bilinen adreslerinde usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmeye çalışılmadan ilanen tebliğ edilmesi işleminin usulüne uygun olmadığı, davacının söz konusu vergi ve cezalardan 06/06/2017 tarihinde konuyla ilgili bilgi almak amacıyla vergi dairesine başvurması üzerine haberdar olduğu, bu tarih itibariyle 2011 yılı için salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ve özel usulsüzlük cezasının zaman aşımına uğradığı, defter ve belge isteme yazısının davacının bilinen adresinde usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesine rağmen verilen süre içerisinde defter ve belgelerin ibraz edilmediği sabit olduğundan 2013 yılı için kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı, yapılan tebliğ işleminin idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olmadığı gerekçesiyle dava; 2013 yılı için kesilen özel usulsüzlük cezası yönünden esası incelenmek suretiyle, tebliğ işleminin iptali istemi yönünden ise incelenmeksizin reddedilmiş, üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ve 2011 yılı için kesilen özel usulsüzlük cezası ise kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Özel usulsüzlük cezalarına ilişkin ihbarnamelerin henüz davacıya tebliğ edilmemesi nedeniyle dava konusu edilemeyeceği ve iki ayrı yıla ilişkin olarak salınan vergi ve kesilen cezalara karşı aynı dilekçe ile dava açılamayacağından davanın bu husular itibarıyla usulden reddi gerektiği, davacının kendisine yapılan tebliğe rağmen verilen süre içerisinde defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan tarhiyatın hukuka uygun olduğu, dava konusu vergi ve cezaların tebliğinin usulüne uygun bir şekilde yapıldığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 13/09/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.