📜 Danıştay Karar Künyesi
2. Daire – 2021/6489 – 2024/127 – 09.01.2024
🔎 Karar Özeti
Danıştay, polis memuruna verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olduğuna karar vererek, davanın reddine dair İdare Mahkemesi kararını bozdu. Ceza teşkilatı tüzüğünde yapılan değişiklikler nedeniyle davacının lehine olan normun uygulanması gerektiği sonucuna ulaşıldı.
Karar İçeriği
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/6489
Karar No : 2024/127
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; … İl Emniyet Müdürlüğü, Asayiş Şube Müdürlüğü bünyesinde polis memur olarak görev yapan davacı hakkında yürütülen soruşturma sonucunda, “hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” fiilini işlediği gerekçesiyle, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 14. maddesi uygulanarak, “on altı ay uzun süreli durdurma” cezası verilmesi gerekmekte ise de, öğrenim durumu sebebiyle yükselebileceği kadronun son kademesinde bulunduğundan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/5 maddesi gereğince “Brüt aylığının 1/2 oranında kesilmesi” cezası ile tecziye edilmesine dair … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacı hakkında yapılan adli tahkikat sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve … günlü, … sayılı disiplin soruşturma raporunda, disiplin yönünden ceza tayinine mahal olmadığına karar verilmiş ise de; dosyada mevcut bilgi, belge ve ifade tutanaklarından, davacının zorla senet imzalattırma ve intihara teşebbüse neden olma gibi suçlamalara maruz kalacak eylem ve davranışların içerisinde bulunduğu, bu suretle hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak davranışlarda bulunmak fiilinin disiplin yönünden sübut bulunduğu, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka aykırılık olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; savcılık tarafından yapılan soruşturmada şahıslar arasında para alışverişi ve otomobil satışı nedeniyle anlaşmazlık bulunduğu, olayın hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, zorla senet imzalattırıldığına dair yeterli delil bulunmadığı, intihara teşebbüs eylemi bakımından suçun faili olabilecek bir kişi bulunmadığı anlaşıldığından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği; disiplin soruşturma raporunu hazırlayan soruşturmacı tarafından, meydana gelen olayda kusur ve ihmallerinin bulunmadığı gerekçesiyle ceza tayinine mahal olmadığı yönünde görüş bildirildiği; ayrıca, hakkında disiplin soruşturması yapılan diğer polis memuru R. Ç.’ın verilen disiplin cezasına karşı açtığı davada, Mahkeme tarafından iptal kararı verildiği; dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, davacının duruşma istemi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca yerinde görülmeyerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
… İl Emniyet Müdürlüğü, Asayiş Şube Müdürlüğü bünyesinde polis memur olarak görev yapan davacı hakkında yürütülen soruşturma sonucunda, “hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” fiilini işlediği gerekçesiyle, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 14. maddesi uygulanarak, “on altı ay uzun süreli durdurma” cezası verilmesi gerekmekte ise de, öğrenim durumu sebebiyle yükselebilecekleri kadronun son kademesinde bulunduğundan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesi gereğince “Brüt aylığının 1/2 oranında kesilmesi” cezası ile tecziye edilmesine karar verilmesi üzerine temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Uyuşmazlığa konu disiplin cezasının tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan Mülga Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 6/B-5. maddesinde, “Hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” fiili 6 ay kısa süreli durdurma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar arasında sayılmış, “Yenilenme” başlığını taşıyan 14. maddesinde ise, “Disiplin cezası verilmesine neden olmuş bir eylem, işlem, tutum veya davranışın; cezaların sicilden silinmesine ilişkin süre içinde yenilenmesinde bir derece ağır ceza uygulanır. Aynı derecede cezayı gerektiren değişik eylem, işlem, tutum veya davranışlar nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulamasında da bir derece ağır ceza verilir.” hükmü yer almıştır.
08/03/2018 günlü, 30354 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve emniyet teşkilatı mensuplarına ilişkin disiplin kurallarını yeniden düzenleyen 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 8/4-(b)-6 maddesinde, “hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” fiili, altı ay kısa süreli durdurma cezasının gerektiren fiiller arasında sayılmış ancak anılan Kanun’da Mülga Tüzük’ün 14. maddesindeki düzenlemeye yer verilmemiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Anayasa Mahkemesinin 13/01/2016 günlü, E:2015/85, K:2016/3 sayılı kararı ile; Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü uyarınca verilen dava konusu disiplin cezasının yasal dayanağı olan, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 83. maddesinin birinci cümlesinin, “yaptırım konusu eylemleri yasal düzeyde belirlememesi ve bireylerin hangi somut olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine yasal çerçevede imkan tanımaması nedeniyle, Anayasa’nın 38. ve 128. maddelerine aykırı olduğu” gerekçesiyle iptaline karar verilmiş ve anılan madde, 08/03/2018 günlü, 30354 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7068 sayılı “Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun”un 37. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Öte yandan, 7068 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 657 sayılı Kanun, 6413 sayılı Kanun ve 3201 sayılı Kanun ile 23/3/1979 tarihli ve 7/17339 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre resen veya yetkili disiplin kurullarınca verilmiş olan disiplin cezaları, bu Kanun hükümleri uyarınca verilmiş addolunur.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava devam ederken, davacının fiiline uygulanacak disiplin cezasına ilişkin mevzuatta değişiklik olması nedeniyle uyuşmazlığın çözülebilmesi için davacının işlediği fiile hangi mevzuat hükmünün uygulanması gerektiğinin belirlenmesi gerekmektedir.
Ceza hukuku kökenli bir ilke olan ancak zaman içinde hukukun tüm dallarında geçerli bir ilke olarak benimsenen “lehe olan hükmün uygulanması ilkesi”; işlendiği zamanın hukuki normları uyarınca suç sayılan bir fiilin sonradan yürürlüğe giren bir düzenleme ile suç olmaktan çıkarılmış bulunması veya sonradan yürürlüğe giren düzenlemenin, suçun işlendiği zaman mevcut olan düzenlemeye göre suçlunun lehine sonuçlar doğurması durumunda, failin lehine olan sonraki normun daha önce işlenmiş olan fiillere uygulanmasını öngörmektedir.
İdare hukuku alanında, kural olarak idari işlemlerin yargısal denetimi tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılmaktadır. İdari işlem niteliğindeki disiplin cezasının da tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yargısal denetiminin yapılması gerekmekte ise de, lehe olan normun uygulanması ilkesinin disiplin cezaları yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir.
Dolayısıyla, fiilin işlendiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise, disiplin cezası ile cezalandırılacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmü dikkate alınmalıdır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, “Hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” fiilini işlediği açıktır.
Ancak Mülga Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 14. maddesinde yer alan ve madde metninde belirtilen şartların oluşması halinde bir derece ağır ceza verilmesini gerektirir nitelikteki düzenlemeye, 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’da yer verilmediği ve davacı lehine olduğu anlaşılan bu durum dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle tesis edilen davacının “16 ay uzun süreli durdurma” cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Yürütmenin durdurulması istemi görüşülmediğinden, kullanılmayan …-TL harcın davacıya iadesine,
4. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/01/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.