📜 Danıştay Karar Künyesi
7. Daire – 2018/179 – 2022/2306 – 24.05.2022
🔎 Karar Özeti
Danıştay, davacının bandrolsüz sigara bulundurması nedeniyle re’sen tarh edilen özel tüketim vergisi ile katma değer vergisi hakkında yapılan itirazı reddetti ve Bölge İdare Mahkemesi’nin kararını onayladı. Vergi idaresinin, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi gibi yükümlülükleri açısından yetkili olmadığına yönelik davacının iddiaları yerinde bulunmadı.
Karar İçeriği
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/179
Karar No : 2022/2306
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sürücüsü olduğu araçta bandrolsüz sigara bulundurduğunun tespit edildiğinden bahisle 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. Maddesinin 5. fıkrası ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinin 2. fıkrası uyarınca takdir komisyonu kararlarına istinaden 2015 yılının Ekim dönemi için re’sen tarh edilen özel tüketim ve katma değer vergilerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, olayda, imalatçı ya da imalatçıdan satın alan olmayan davacının gümrük kaçağı sigaraları yasa dışı yollardan ithal ettiğinin kabulünün zorunlu bulunduğu, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin 5. fıkrasında belirtilen tarhiyata vergi ziyaı cezasının da kesileceği yönündeki düzenlemenin Maliye Bakanlığı’na yetki vermeyeceği, uyuşmazlığa konu verginin, teslime bağlı olarak dahilde doğan ve vergi idaresince tarh ve tahsili mümkün bulunan bir vergi olmadığı, aksine, söz konusu vergi yükümlülüğü ile ilgili olarak, aynı Kanun’un 16. maddesi hükmü uyarınca, doğan bu vergiyi tarh etme, vergiye bağlı ceza kesme ve amme alacaklarını takip etme yetkisinin gümrük idaresinde olduğu, bu nedenle, yetkisi bulunmayan davalı idarece tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin 5. fıkrasına göre, özel etiketi ve işareti olmayan özel tüketim vergisine tabi malları bulunduranların sorumluluğunun, bu malların bandrolsüz olarak teslim veya ithal etmiş olmalarından değil, bu malları bulundurmalarından kaynaklandığı, dolayısıyla, Kanun’un söz konusu maddesinin, vergiyi doğuran olayın bu malların teslimi veya ithalatı, mükellefinin de malların imalatçı veya ithalatçısı olduğu yönündeki genel düzenlemeden farklı, ayrıksı, özel bir düzenleme mahiyetinde olduğu anlaşılmakta olup, maliye idaresinin beyan dışı bırakılan özel tüketim vergisinin tarhı konusunda yetkili olduğu, nitekim ilgili madde de yer alan “vergi ziyaı cezalı” ibaresinin de yasa koyucunun bu yöndeki iradesini ortaya koyduğu, diğer yandan, olayda, kaçakçılık suçlarının önlenmesine yönelik yapılan uygulama sırasında durdurulan sürücülüğünü davacının yaptığı araçta, TAPDK bandrolü bulunmayan, özel etiketi veya işareti olmayan, yabancı menşeli tütün mamûlünün ele geçirildiği, durumun davacı tarafından ihtirazı kayıt konulmaksızın imzalanan tutanak ile kayıt altına alındığı, anılan tutanakta maddi olaya ilişkin ikrarının bulunduğu, öte yandan, hakkında yapılan ceza yargılamasında … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davacının mahkumiyetine hükmedildiğinin anlaşılması karşısında, bulunduran sıfatını haiz olduğu sonucuna ulaşılan davacı adına re’sen tarh edilen özel tüketim vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı; yapılan aramada ele geçirilen sigaralar ile ilgisi tespit edilmiş olmakla birlikte, davacının, söz konusu kaçak sigaraların yurt içinde ticaretini yaptığı ve ticari amaçla satarak başkalarına teslim ettiği veya başka şekilde katma değer vergisine tabi olacak herhangi bir işleme tabi tuttuğu yolunda davalı idarece herhangi bir tespit yapılmadığı, ayrıca fiili ya da kaydi envanterin, ancak önceden resmi bir gelir ya da katma değer vergisi mükellefi olanlar nezdinde yapılabileceği, öte yandan, Kanun’da mükellef olmamakla birlikte yalnızca belirli bir miktarı aşan belgesiz mal bulundurduğu tespit edilenler adına 4760 sayılı Kanun’un 13. maddesinin 5. fıkrasında yer alan hükme benzer bir düzenlemeye katma değer vergisi açısından yer verilmemiş olduğu da dikkate alındığında, dava konusu katma değer vergisi tarhiyatında bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kısmen reddine, kısmen de kabulü ile mahkeme kararının özel tüketim vergisine ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasından sonra anılan kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, gümrük idaresince tarh ve takip edilmesi gereken vergilerin davalı idarece tarh ve takip edilmesinde yetki yönünden hukuka uygunluk bulunmadığı, ceza yargılamasının devam ettiği; davalı idarece, olayda, katma değer vergisinin malın teslimi veya ithalatından değil, özel etiketi veya işareti olmayan özel tüketim vergisine tabi malların bulundurulmasından kaynaklandığı, kaçak yollarla alınarak satılacak tütün mamülünün vergilendirilmesini, kişinin mükellefiyet kaydının bulunması veya belgesiz mal bulundurma durumunun tespitini envanter incelemesi yapılması şartına bağlamanın, kaçakçılık eylemine konu işlemlerin vergilendirilmemesi sonucunu doğuracağı ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci ve Dokuzuncu Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’na 3619 sayılı Kanun’la eklenen Ek 1. madde hükmü uyarınca birlikte yapılan toplantıda, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz istemlerinin reddine,
2… Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Hüküm altına alınan tutar üzerinden binde … oranında ve … TL’den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, Dairece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 24/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.