Logo

FETÖ İle İrtibat ve İltisak Kapsamında Kamu Görevinden Çıkarma İşlemi Hakkında Danıştay Kararı

📜 Danıştay Karar Künyesi

5. Daire – 2023/19274 – 2023/18604 – 11.12.2023


🔎 Karar Özeti

Danıştay, kamu görevinden çıkarılan bir davacının FETÖ/PDY ile irtibatına dair kodlama verilerini değerlendirerek, temyiz talebinin reddine ve Bölge İdare Mahkemesi’nin kararının onanmasına karar vermiştir. Davacının, örgüt ile olan temasının sona erdiği yönündeki iddiaları hukuken yetersiz bulunmuştur.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y BEŞİNCİ DAİRE Esas No : 2023/19274 Karar No : 2023/18604 Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): … Karşı Taraf (Davalılar) : 1- … Genel Müdürlüğü / … 2- … Bakanlığı / … Vekilleri: Av. … İstemin Özeti : Davacı tarafından, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 35. maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin … Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: İstinaf taleplerinin yeterli şekilde incelenmeden gerekçesiz ve dayanaksız olarak reddedildiği, savunma hakkının kısıtlandığı, ceza mahkemesi tarafından hakkında beraat kararı verildiği, Devlete olan sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket etmediği, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğu iddia edilmektedir. Davalı … Genel Müdürlüğü’nün Savunmasının Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davalı … Bakanlığı’nın Savunmasının Özeti: Savunma verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hakimi: … Düşüncesi: İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 11/12/2023 tarihinde oyçokluğuyla, kesin olarak karar verildi. (X) KARŞI OY : … Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun … sayılı soruşturması kapsamında gizli tanık …’dan elde edilen dijital materyal içeriğinde, FETÖ/PDY terör örgütünün, Emniyet Teşkilatında kadrolaşma ve mahrem yapılanma faaliyetleri ile örgütün emniyet mensuplarını kodlamasına ilişkin bilgi ve belgelere ulaşılmıştır. Söz konusu kodlama sistemi incelendiğinde, nitelikleri itibarıyla görüşülmesi uygun görülüp örgüt tarafından “ilgi” sınıfı içerisinde kodlanan bir kişinin örgüte kazandırılması çalışmasını yapmak üzere örgüte bağlılığı üst derecelerde kodlanan ve “stajyer” olarak nitelendirilen bir takip görevlisinin atandığı, yaklaşık dokuz aylık süreçte örgüt tarafından kazanılmak istenen söz konusu kişinin, insani ilişki kurmak aşamasından başlayıp, toplantılarına katılmak, himmet vermek, diğer grup üyeleriyle tanıştırılmak, verilen görevleri yerine getirmek ve mahrem sorumluyla tanıştırılmak gibi aşamalardan geçirildiği, mahrem sorumludan onay alınmak suretiyle “alan içi” sınıfında kodlandığı anlaşılmaktadır. Bir kişinin “alan-içi” kategorisinde kodlandıktan sonra çeşitli sebeplerle örgütten uzaklaşma sürecine girmesi halinde ise “ümit” veya “serhat” kategorisinde kodlandığı ve örgütün bu şekilde kodladığı kişileri yeniden kazanmaya çok önem verdiği, bu kişilere yönelik takip ve temas faaliyetlerinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, örgütün kodladığı kişilere yönelik değerlendirmelerini periyodik aralıklarla gözden geçirmek suretiyle kodlandırmayı tekrarladığı anlaşılmaktadır. Kişinin kodlanmasının, bu kişinin örgüt tarafından söz konusu kodlama için tanımlanan faaliyet aşamalarından geçirilmek anlamına geldiği gözetildiğinde, hakkında kodlama verisi bulunan bir kişinin örgüt ile iltisak ve irtibatının bulunup bulunmadığına karar verilebilmesi için, hakkındaki kodlamanın karşılığı olarak hangi faaliyetlerin tanımlandığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, “alan-içi” kapsamında kodlanan kişilerin kodlama tanımlarına bakıldığında, örgütle irtibat ve iltisaklı olduklarında herhangi bir tereddüt bulunmamakla birlikte, örgütün kodlama sisteminde “alan-içi” kapsamında kodlanmış iken, daha sonra “ümit” kapsamında “C”, “CA”, “CB”, “CC”, “CD”, “CE”, “DA” veya “DP” olarak; “serhat” kapsamında “SC”, “SCA”, “SCB”, “SCC”, “SCD”, “SCE”, “SDA” veya “SDP” olarak kodlanmış kişilerin durumunun ayrıca tartışılması gerekmektedir. … Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma kapsamında ifadesi alınan gizli tanık …un beyanlarında “ümit” ve “serhat” kategorileri altındaki kodlamalara ilişkin olarak “ÜMİT; Hayatının bir döneminde aidiyet duygusuna sahip olmuş, en az 6 ay boyunca örgütsel toplantılara devam etmiş, örgütün mahremiyetine ve hiyarerşik yapılanmasına dahil olmuş (istişare sistemi-duanamaz-literatür), bu yolda ilerlerken herhangi bir sebepten dolayı, örgütten kopmuş olan şahıslara ÜMİT denir. Örgütün mahrem yapılanması açısından ÜMİT durumuna düşmüş kişiler aşırı derecede önemlidir, ÜMİT konusu ile ilgili olarak hatırladığım kadarıyla özel gündemler oluşturulurdu; ÜMİT konusu ile ilgili olarak örgüt liderine atfedilen “Beni her vakit kabeye ışınlasanız, bir ümit erinin düzelmesi kadar sevindiremezsiniz. Ümit bağrıma saplanmış bir hançerdir. Çözümü dünyada bulamazsak öbür taraftan getirmeli. Kendi evlatlarımızın kaymaması için nasıl dua ediyorsak, bu işi yapanlar olarak bizde öyle dua etmeliyiz. Normal Müslümanlık performansı yetmez ekstra Müslümanlık ister. Yoğunlaşma olmalı, yeni yöntemler keşfedilmeli, sıfırlama mümkün mü bilmiyorum ama sıfırlama peşinde olalım” şeklinde söylemlerinden bahsedilirdi. Hatta ÜMİT bir kişinin kazanılması ile ilgili nasıl bir yol izlenmesine ilişkin ayrıntılı sunum ve notlar hazırlanırdı. Dijital materyaller içerisinde de bu minvaldeki sunum ve notlarda bulunabilir. Bu noktada şu anda adını hatırlamadığım bir ümitle ilgili olarak kazanılması amacıyla hali hazırda Afrika ülkesinde görevlendirilen bir mahrem sorumlusunun (abi) masrafları karşılanarak getirilmesi ve şahısla görüşme yapılması gündeme alınmıştı. ÜMİT durumunda olan kişi, örgütün mahrem yapısının işleyişini öğrenmiş, mahrem sorumluyu tanıyan ve dolayısı ile örgütsel toplantılara diğer katılanları da bilen bir kişi olması nedeniyle, ÜMİT durumundaki şahsın, örgüte ihanet ederek karşı tarafa geçmesi halinde oluşabilecek durumlara tedbir almak amacıyla ÜMİT konusuna örgütün bu kadar yoğunlaşmasını şimdi daha iyi anlıyorum. Mahrem yapının işleyişinde, bir kez mahrem sorumluyla tanışıp, örgütsel toplantılara katılan, kendisinden görevinin gereği dışında, örgütün menfaati doğrultusunda iş ve işlem yapması istenilen şahısların, örgütten ayrılması kendisi açısından mümkün ancak örgüt açısından mümkün değildir. En sert şekilde örgütü eleştirerek ayrılan kişiler bile ÜMİT olarak değerlendirilir…; SERHAT; 17/25 Aralık sürecinden sonra bilhassa polis memuru rütbesindeki personelde korku nedeniyle yoğun şekilde ayrılmalar söz konusu oldu, bu örgütün yine üst düzey bir toplantısında gündeme geldi, o zamana kadar rastlanılmayan şekilde yoğun bir “ÜMİT” durumu ortaya çıktı. O toplantıda bu kadar çok ÜMİT’in olamayacağı, sürecin normale dönmesi ile pek çoğunun tekrar geri geleceği inancıyla ayrı bir kodlama yapılması gündeme geldi ve “SÜRECİ” ifade eden “S” kodu üretildi”..; …. OFİS; Kodlamalarda, FETÖ mensuplarından bekar veya yeni mezunların cemaat evlerinde kalıp kalmama durumlarını gösteren “Ofis” sütunu bulunmaktadır. FETÖ’de bekar veya yeni mezun memurlar için oluşturulan örgüt evleri bulunmaktadır. Bu evlerde kalanlar için genel olarak “EVET“, kalmayanlar için “HAYIR” tabiri kullanılır…; KURS TAKSİDİ; Kodlamalarda, FETÖ mensubu şahsın örgüte aylık olarak verdiği TL cinsinden himmeti gösteren “Kurs Taksidi” sütunu bulunmaktadır. Burada fişleme/kodlaması yapılan personelin kodlaması ile ters orantıda himmet kayıtları görülebilir. Örneğin, “SAYV” pozisyonunda olan birinin himmet kaydının bulunmaması şahsın hiçbir zaman himmet vermediği anlamına gelmez, şahıs listenin düzenlendiği tarihte çeşitli ekonomik gerekçelerle ev alma, araba alma, borçlu olma, hastalık vb. durumlarda mahrem sorumlusunu bilgilendirerek himmet vermeyebilir. Yine, CA veya SCB kodlaması bulunan kişinin himmet kaydının bulunması ise şahsın bilhassa 17/25 Aralık süreci sonrasında hem mahrem sorumlu ile arayı iyi tutmak, bağı koparmamak adına himmet miktarını verirken, diğer bir taraftan da birlikte görünmemek ve görüşmek istememesi hususları ile alakalı olabilir. Bu sebep ile örgütten ayrıldığı yönünde kodlaması olan şahısların da kurs taksiti verdiği görülebilir…; ETÜT; FETÖ mensuplarının haftalık ders programlarının dışında, bekar memur evleri ya da özel olarak bu iş için tutulmuş evlerde veya evi müsait olan personelin evinde, bazen yatılı olmayı da içeren yoğunlaştırılmış ders programı (manevi tören) sayısı örgüt mensubu açısından fişleme/kodlama listelerine kayıt edilir. Bu listelerde karşılaşılan buçuklu ifadeler, yarım günü ifade eder. Normalde her FETÖ mensubunun yılda 15 günlük bir programı tamamlaması hedeflenir ancak yoğun mesaide çalışan kişilerin manevi törene katılma sıklığı eksik olsa da mazur görülür. Burada ana amaç ETÜT’e katılan örgüt mensuplarına dini bilgilerin yanı sıra örgüt ideolojisini benimsetmektir. ETÜT örgüt içerisinde rutin hale gelen sohbet adı altındaki haftalık veya aylık toplantılarla karıştırılmamalıdır. Burada örgüt mensubundan yıllık izninin belirli kısmını örgüt tarafından belirlenecek adreste geçirmesi beklenir…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir. “Ümit” kategorisi altında yer alan kodlamalar: “C/C?/XC/ ÜMİT Daha önce sohbetlere katılmış ancak daha sonra irtibatını kesmiş olan kişilerdir. CA/CA?/ Öğretmenin/vekil öğretmenin, hizmet adına belirli bir trafikle düzenli görüştüğü, grup programlara katılan kişilerdir. CAKT Örgütten kopup tekrar örgüte dahil edilmiş kişilerdir. CB/CB? Öğretmen veya stajyerin hizmet adına henüz periyodik olmayan bir şekilde yüz yüze görüştüğü kişilerdir. CC/CC? Stajyer ataması yapılıp ilk faaliyete başlanmış ve hizmeti temsil etmeden görüşülen kişilerdir. (dostluk ilişkisi) CD Vasıfları itibari ile görüşme planlanan nitelikte, ancak şu an itibari ile irtibat olmayan ümitlerdir. (Stajyer atanmamış) CE Örgüt üyesinin kendisini örgüt adına hatırlatmayacağı ancak beşeri irtibatını devam ettirebileceği, güven sorunu, karakter bozukluğu olan (satmaya matuf) kişiler veya artık başka bir cemaate kesin intisap etmiş kişilerdir. CF Ümit kodlaması ile alan kodlamalarında F kodlaması arasında kalan kişiler için kullanılmıştır. Kodlaması/fişlemesi yapılan şahsın sonraki kodlamalarında net durumu ortaya konulmuş olması gerekir. CS Ümit kodlaması ile alan kodlamalarında Serhat kodlaması arasında kalan kişiler için kullanılmıştır. Kodlaması/fişlemesi yapılan şahsın sonraki kodlamalarında net durumu ortaya konulmuş olması gerekir. DA/XDA Daha önce örgüt derslerine gelip gitmiş alan içi öğrencilerinden küsüp gelmeyenlerden örgüt aleyhinde çalışan, zarar vermek için konuşan kişilerdir. Ön kısmında yer alan X ibaresi ise kodunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini göstermek için kullanılırdı. DP/ DP?/XDP Daha önce örgüt derslerine gelip gitmiş alan içi öğrencilerinden küsüp gelmeyenler içinden, örgüte ters bakan ancak örgüte karşı eylemsiz olan kişilerdir. İlgili kodun ön veya arka kısmına konulan X ve? İbareleri ise kodunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini göstermek için kullanılırdı. TARAMA Durumunun tekrar değerlendirilmesi veya geçmişine tekrar bakılması gereken ümitler için kullanılmıştır. AĞIR SIKLET bu kişi okula girmeden önce veya okulda iken örgüt ile bağlantısı bulunan ve bağlantısını koparan, akabinde örgüte ihanet edebilecek düzeyde düşmanlık besleyen kişidir. GREKOREMEN GÜREŞ bu kişi okula girmeden önce veya okula hazırlanma sürecinde örgüt ile teması olan ancak okula geldiğinde temasını koparan kişidir. SERBEST GÜREŞ bu kişi, okula girmeden önce veya okula hazırlanma sürecinde örgüt ile teması olan ancak okulda iken temasını koparan kişidir. VOLEYBOL bu kişi “3” Ümit durumundaki kişidir” şeklinde tanımlanmıştır. “Serhat” kategorisi altında yer alan kodlamalar ise: SC 17-25 Aralık sürecinden sonra örgütten kopmuş olan ancak tekrar örgüte dahil edilmeye çalışılan kişilerdir. SCA 17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan örgüt mensuplarından, vekil öğretmenin (polis memuru) örgüt adına düzenli görüştüğü ve vekil öğretmenin grup programlarına katılan kişilerdir. SCB 17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan örgüt mensuplarından, stajyerin (polis memuru) örgüt adına henüz periyodik olmayan bir şekilde yüz yüze görüştüğü kişilerdir. SCC 17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan örgüt mensuplarından, örgüt adına stajyer (polis memuru) atanmış, insani boyutta, dostluk boyutunda görüşmelerin yapıldığı kişilerdir. SCD/SDC 17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan örgüt mensuplarından tespit edilmiş olan, boşta olan ve henüz stajyer (polis memuru} atanmamış kişilerdir. SCE 17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan örgüt mensuplarıyla örgüt adına olmadan ve örgüt ilişkisi hatırlatılmadan beşeri irtibatın devam ettirilmesi düşünülen kişilerdir. SDA Eskiden örgüt ile bir şekilde irtibatı olan örgüt ile ilgili olumsuz düşünceleri olan kişilerdir. SDP Eskiden örgüt ile bir şekilde irtibatı olan örgüte ters bakan, düşman olan ancak eylemsiz kişilerdir” şeklinde tanımlanmıştır. Bu itibarla “C” kodunun “ümit” kategorisini, “SC” kodunun ise “serhat” kategorisini tanımlayan kodlar olduğu, bu kodlar altında kişinin örgüte yeniden kazandırılması çalışmalarına hedef olma ve temas kurulup kurulmaması derecesine göre de “ümit” kapsamında “C” kodu altında “CA”, “CB”, “CC”,“CD”, “CE”, “DA” veya “DP” olarak; “serhat” kapsamında ise “SC” kodu altında, “SCA”, “SCB”, “SCC”, “SCD”, “SCE”, “SDA” veya “SDP” olarak kodlandığı anlaşılmaktadır. Bu alt kodların karşılığı olarak tanımlanan faaliyetlere bakıldığında ise, örgüt tarafından “CA” ve “SCA” olarak kodlanmanın sırasıyla, “Öğretmenin/vekil öğretmenin, hizmet adına belirli bir trafikle düzenli görüştüğü, grup programlara katılan”, “…vekil öğretmenin (polis memuru) örgüt adına düzenli görüştüğü ve vekil öğretmenin grup programlarına katılan” kişiyi; “CB” ve “SCB” olarak kodlanmanın “Öğretmen veya stajyerin hizmet adına henüz periyodik olmayan bir şekilde yüz yüze görüştüğü”, “stajyerin (polis memuru) örgüt adına henüz periyodik olmayan bir şekilde yüz yüze görüştüğü” kişiyi; “CC” ve “SCC” olarak kodlanmanın ise “Stajyer ataması yapılıp ilk faaliyete başlanmış ve hizmeti temsil etmeden görüşülen”, “..örgüt adına stajyer (polis memuru) atanmış, insani boyutta, dostluk boyutunda görüşmelerin yapıldığı” kişiyi ifade ettiği anlaşılmaktadır. Gizli tanık …’un yukarıda yer verilen beyanlarına yansıdığı üzere, örgütün ayrılan kişileri yeniden kazanmaya çok önem verdiği ve temel politikalarından birisinin, daha önce “alan-içi” kategoride kodlanan kişilerden çeşitli sebeplerle örgütten ayrılanların tekrar örgüte kazandırılması amacıyla tek taraflı olarak, yoğun ve ısrarlı bir biçimde faaliyetlerde bulunmak olduğu, bu çerçevede ayrılan kişilerin takibinin yapıldığı, bu kişilerle temas kurulmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Bu çerçevede, daha önce “alan içi” kategoride kodlanan ve örgütün etki alanı içerisinde yer almak suretiyle örgütün yapı ve işleyişine dair bilgisi bulunan emniyet teşkilatı mensubu bir kamu görevlisinin, çeşitli sebeplerle örgütten ayrıldıktan sonraki dönemde yeniden kazanılma faaliyetleri kapsamında örgüt görevlisi ile temasının sürüyor olması anlamına gelen “CA”, “CB”, “CC” veya “SCA”, “SCB”, “SCC” şeklindeki kodlardan birisiyle kodlanmış olmasının, örgüt ile iltisak ve irtibatını ortaya koymaya yeterli olacak nitelikte bir veri olduğu sonucuna varılmıştır. Öte yandan, örgüt tarafından “CD” veya “SCD” ile kodlanmış olmanın sırasıyla, “Vasıfları itibari ile görüşme planlanan nitelikte, ancak şu an itibari ile irtibat olmayan”, “boşta olan ve henüz stajyer (polis memuru} atanmamış” kişiyi; “CE” veya “SCE” ile kodlanmış olmanın “Örgüt üyesinin kendisini örgüt adına hatırlatmayacağı ancak beşeri irtibatını devam ettirebileceği, güven sorunu, karakter bozukluğu olan (satmaya matuf) kişiler veya artık başka bir cemaate kesin intisap etmiş”, “örgüt mensuplarıyla örgüt adına olmadan ve örgüt ilişkisi hatırlatılmadan beşeri irtibatın devam ettirilmesi düşünülen” kişiyi; “DA” veya “SDA” ile kodlanmanın “Daha önce örgüt derslerine gelip gitmiş alan içi öğrencilerinden küsüp gelmeyenlerden örgüt aleyhinde çalışan, zarar vermek için konuşan..”, “Eskiden örgüt ile bir şekilde irtibatı olan örgüt ile ilgili olumsuz düşünceleri olan” kişiyi; “DP” veya “SDP” ile kodlanmış olmanın “Daha önce örgüt derslerine gelip gitmiş alan içi öğrencilerinden küsüp gelmeyenler içinden, örgüte ters bakan ancak örgüte karşı eylemsiz olan”, Eskiden örgüt ile bir şekilde irtibatı olan örgüte ters bakan, düşman olan ancak eylemsiz” kişiyi ifade ettiği anlaşılmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü personeli iken FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisaklı veya irtibatlı olduğu değerlendirilerek kamu görevinden çıkarılan kişilerin, aynı sebeple diğer kamu kuruluşlarındaki görevlerinden çıkarılan kişilerden farklılık arz eden yönü, emniyet personeli hakkında bizzat örgüt tarafından personelin süreç içinde örgütle ilişkisini ortaya koyan kodlama verilerinin bulunmasıdır. Dairemizce, gizli tanık …’dan elde edilen kodlama verilerinin emniyet personelinin FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakının değerlendirilmesinde dikkate alınabilecek, hukuka uygun veri niteliğinde olduğu oybirliğiyle kabul edilmiştir. Dolayısıyla hukuka uygun kabul edilen verilerin bir parçası olan, kişinin örgütten ayrılmasını ifade eden kodlama verilerinin de geçerli ve güçlü bir delil olarak kabulü gerekmektedir. İltisak ve irtibat kavramları yargı yerince yorumlanırken, dava konusu işleme dayanak teşkil eden KHK’nın amacının anayasal düzene yönelik açık ve yakın tehlike arz edebilecek kişilerin kamu görevinden çıkartılması olduğunun göz önünde bulundurulması gerekir. Örgütle olan iltisak ve irtibatını kesmeksizin örgütsel faaliyetlere katılan kişiler anayasal düzene açık ve yakın tehlike oluşturmakta iken, hayatının belirli bir döneminde örgütle teması olmakla birlikte, daha sonra bağını kesen ve kimi zaman bağını kestikten sonra örgüte karşı tavır alan kişilerin anayasal düzene karşı açık ve yakın tehlike arz ettiğinden söz edilemez. Yukarıdaki değerlendirmelerin aksinin kabulü, örgütün etki alanı içerisinde olduğu anlamına gelen “alan-içi” kategoride kodlandığı tespit edilen ve son kodlaması da “alan-içi” olan kişilerle; gerek kendi gözlem ve tespitlerine dayalı olarak gerekse gizli tanık …’un ifadesinde “…17/25 Aralık sürecinden sonra bilhassa polis memuru rütbesindeki personelde … yoğun şekilde ayrılmalar söz konusu oldu…” şeklinde belirtildiği üzere özellikle 17-25 Aralık 2013 tarihi sonrası kamu otoritesinin uyarılarını dikkate alarak, kendisini dini bir oluşum gibi takdim eden bu yapının farklı bir gündeminin olduğunun ayrımına varan ve kendi iradesiyle örgütten ayrılan, ayrıldıktan sonra da örgütün ısrarlı şekilde takip ve baskılarına rağmen bir daha örgütle teması olmadığı örgüt tarafından yapılan kodlama verisiyle doğrulanan ve gerek hakkındaki veri inceleme raporunun kurs taksidi, ofis, etüt kısımlarında ek veri olmayan, gerekse bakılmakta olan dosya kapsamında örgüt ile iltisaklı veya irtibatlı olduğunu gösterir nitelikte başka bilgi, belge veya tespit bulunmayan kişilerin, aynı muameleye tabi tutulmaları anlamına gelir ki, bu durum hem eşitlik, ölçülülük ve hakkaniyet ilkelerine, hem de anılan KHK’nın amacına aykırı olacaktır. Bu itibarla, “alan içi” kategoride kodlanan ancak çeşitli sebeplerle örgütten ayrılan ve ayrıldıktan sonraki dönemde fiilen temasın kurulmadığını ifade eden “CD”, “CE”, “DA”, “DP”, “SCD”, “SCE”, “SDA” veya “SDP” ile kodlanmış olan kişi hakkında, bu kodlamanın aksini ortaya koyan esasa etkili bilgi, belge veya tespit bulunmadıkça, bu kişinin örgüt ile irtibat ve iltisakının kesildiği sonucuna varılmıştır. Son olarak, “ümit” kategorisini tanımlayan “C” kodu ile “serhat” kategorisini tanımlayan “SC” kodlarından birisiyle kodlanan, ancak bu kategoriler içerisindeki alt kodlardan birisiyle kodlandığı bilgisi bulunmayan kişilerin ise, yukarıda değinildiği üzere kişinin örgütle iltisak ve irtibatını gösterdiği değerlendirilen “CA”, “CB”, “CC” veya “SCA”, “SCB”, “SCC” alt kodlarıyla mı, yoksa iltisak ve irtibatını göstermeye yeterli görülmeyen “CD”, “CE”,”DA”, “DP” veya “SCD”, “SCE”, “SDA”, “SDP” şeklindeki kodlardan birisiyle mi kodlandığı tespit edilemediğinden, “C” veya “SC” ile kodlanmanın başka bilgi, belge veya tespitle desteklenmedikçe, tek başına kişinin örgüt ile iltisak ve irtibatını ortaya koymaya yeterli olmayacağı anlaşılmaktadır. Davacı hakkında düzenlenen … tarihli veri inceleme raporunun “Alan” kısmında davacının “SC” olarak, raporun “AD” kısmında ise “SCD” olarak kodlandığı bilgisine yer verilmiş olması, öte yandan gerek veri inceleme raporunun kurs taksidi, ofis, etüt başlıkları altında, gerekse dosya kapsamında, davacı hakkındaki “SCD” kodlamasının aksini ortaya koyan esasa etkili bilgi, belge veya tespit bulunmaması karşısında, davacının örgüt ile irtibat ve iltisakının kesildiği ve bu nedenle dava konusu işlemin iptali gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle davanın reddi yönünde verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararının yukarıdaki gerekçeyle bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir