📜 Danıştay Karar Künyesi
6. Daire – 2022/7651 – 2024/133 – 10.01.2024
🔎 Karar Özeti
Danıştay, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu çerçevesinde, süresi içinde açılmayan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiştir. Kararda, itiraz ve dava açma süreleri ile ilgili yasal düzenlemelere vurgu yapılmış ve davacıların itiraz süresinde başvuruda bulunmamalarının sonuçları açıklanmıştır.
Karar İçeriği
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/7651
Karar No : 2024/133
TEMYİZ EDENLER (DAVACILAR) : 1- … 2- … 3- … 4- …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : 1- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İzmir ili, Konak ilçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … ada, … parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda yapılan ve Konak Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile uygun bulunan ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile değişiklikle onaylanan Gültepe Bölgesi 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Revizyonu ve dayanağı İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile onaylanan Gültepe Bölgesi 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve Değişikliğinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesi sonucunda, dava konusu planların hazırlanmasında ve onaylanmasında şehircilik ilkeleri, planlama esasları, imar mevzuatı ve kamu yararı çerçevesinde kabul edilebilir teknik ve nesnel gerekçeler bulunduğu, dava konusu planlarda öngörülmüş olan arazi kullanım kararlarının üst ölçekli planlarla çelişmediği, uyuşmazlık konusu parsel yönünden dava konusu imar planlarının “planların kademeli birlikteliği” ilkesine uygun olduğu, dava konusu parselin de içinde bulunduğu alana getirilen “rekreasyon alanı” arazi kullanım kararının, literatürde “kent parkları ve rekreasyon alanları” olarak tanımlanmış olan kategoride, Gültepe’nin bütününe ve yakın çevresindeki alanlara hizmet vermek üzere tasarlanmış ve içerisinde pek çok farklı aktivite alanını bulundurabilecek büyük ölçekli rekreasyon alanı niteliğinde ve yaklaşık 35 ha. büyüklükte olduğu, rekreasyon alanının yakın çevresinde planlı konut alanları bulunduğu; mevcut kent lekesinin geometrik orta noktasına yakın bir bölgede ve kent bütünü için de oldukça erişilebilir bir konumda bulunan rekreasyon alanının planda atanan işlevini yerine getirmek için uygun yer seçimine sahip olduğu; dava konusu parselin de içinde bulunduğu alanın eğiminin de alanın rekreasyon alanı olarak planlanmasına uygun olduğu, diğer taraftan kısmen dava konusu parselden geçen “17 m. genişlikte yol” kullanım kararının da sürekliliği olan ve üst ölçekli 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında da öngörülmüş olan bir ulaşım bağlantısı olduğu; söz konusu yolun uyuşmazlık konusu rekreasyon alanına erişim sağladığı gibi kuzeyde Gaziler Caddesi, batıda Boğaziçi Caddesi, doğuda 5748 Sokak ve 2464 Sokak gibi mevcutta kullanılan ve imar planlarında kısmen genişletilerek üst kademe yol olarak işlevlendirilmiş olan taşıt yolları arasındaki erişimi sağladığı, bu yolun plandaki kullanım işlevini yerine getirmek için uygun genişlik ve güzergaha sahip olduğu; dava konusu imar planları öncesinde yürürlükte olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da dava konusu parselin kısmen “17 m. genişlikte yol” olarak planlı olduğu anlaşıldığından, dava konusu parsel için öngörülen kullanım kararlarının üst ölçekli planlara, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, imar mevzuatına ve kamu yararına uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti:i
İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun; davaya konu alanda yürürlüğe konulan ve bakılan davanın konusunu oluşturan 13.07.2020 onaylı 1/5.000 ölçekli nazım imar planı ve değişikliğinin bütününün iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile kaldırılmasına ve davanın reddine karar verildiği, ayrıca bakılan davanın konusunu oluşturan 13.07.2020 onaylı 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı revizyonunun bütününün iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile kaldırılmasına ve davanın reddine karar verildiği açıklaması eklenerek reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Usul ve yasaya uygun olmayan idari dava dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İdari Dava Dairesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu. belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:Davacıların maliki oldukları İzmir ili, Konak ilçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … ada, … parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda Konak Belediye Meclisinin … tarihli ve … sayılı kararı ile uygun bulunan ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli … sayılı kararı ile değişiklikle onaylanan Gültepe Bölgesi 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Revizyonu ve … tarihli … sayılı kararı ile onaylanan Gültepe Bölgesi 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliğinin 27.08.2020-25.09.2020 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, davacılar tarafından 11.09.2020 tarihli dilekçe ile Konak Belediye Başkanlığı’na başvuru yapılarak Gültepe Bölgesi 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Revizyonuna dava konusu parsel yönünden itiraz edildiği, söz konusu itirazın Konak Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; yine aynı Kanunun “Üst makamlara başvurma” başlıklı işlem tarihinde yürürlükte olan şekliyle 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı hususu kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava süresi, kamu düzeni ile ilgili olup, hak düşürücü nitelik taşır. Nitekim, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda, davanın süresinde açılıp açılmadığı hususu ilk inceleme konuları arasında sayılmış; davanın süresinde açılmadığının tespiti halinde esasa girilmeden süre aşımı yönünden davanın reddine karar verileceği öngörülmüştür (Madde14/3-e ve 15/1-b). Ayrıca, davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunun yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerektiği de vurgulanmıştır (Madde14/6).
Uygulama imar planına bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması, bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden altmış günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevap tarihini izleyen günden itibaren altmış günlük dava açma süresi içinde veya itiraz süresi içerisinde başvuruda bulunulmaması durumunda uygulama imar planı kesinleşeceğinden, kesinleşme tarihinden itibaren altmış gün içerisinde dava açılması gerektiği açıktır.
Uyuşmazlık konusu olayda, 1/1000 ölçekli uygulama imar planına davacılar askı süresi içinde 14.09.2020 tarihinde itiraz ettiklerine göre, davacılar yönünden dava açma süresinin İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. maddesi kapsamında belirlenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, 27.08.2020-25.09.2020 tarihleri arasında askıya çıkarılarak ilan edilen dava konusu imar planlarına davacılar tarafından askı tarihleri arasında 14.09.2020 tarihinde yapılan itirazın 60 günlük süre içerisinde zımnen reddedilmesi nedeniyle bu süreyi izleyen 60 günlük süre içinde en son (23.01.2021 tarihinin tatil gününe denk gelmesi nedeniyle) 25.01.2021 tarihinde dava açılması gerekirken yeni bir dava açma süresi başlatmayan itirazın reddi yolundaki 01.12.2020 tarihli 202/2020 sayılı Konak Belediye Meclisinin kararının 15.02.2021 tarihinde tebliği üzerine 13.04.2021 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan davacıların itirazının reddedildiği ve dava konusu edilen taşınmaz açısından herhangi bir yenilik getirmeyen … tarihli … sayılı Konak Belediye Meclisinin kararının davacılara tebliğinin 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca işlemeye başlayan dava açma süresini ihya etmeyeceği açıktır. Zira İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesinin ikinci fıkrasında, yetkili idari makamlarca dava açma süresi geçtikten sonra verilen cevap üzerine tebliğ tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde dava açılabileceği belirtildiği halde 11. maddede, davanın açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, sonradan yetkili makamlarca cevap verilmesi durumunda, işlemin tebliğinden itibaren altmış gün içinde davanın açılabileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla yetkili makamlarca ne zaman cevap verileceği belli olmayan bir durumda, dava süresinin yorum yoluyla süresi belirsiz bir zamana kadar uzatılması mümkün değildir.
Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/02/2017 tarihli, E:2015/4618, K:2017/842 sayılı kararı da bu yöndedir.
Bu itibarla davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davanın reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 10/01/2024 tarihinde, kesin olarak, oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, temyiz incelemesi sonunda Danıştayın; kararı hukuka uygun bulursa onayacağı, kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararın gerekçesini değiştirerek onayabileceği, 2. fıkrasında, temyiz incelemesi sonunda Danıştayın; görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi ve usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması, sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı; 50. maddesinin 3. fıkrasında; bölge idare mahkemesinin, Danıştayca verilen bozma kararına uymayarak kararında ısrar edebileceği belirtilmiş; 2575 sayılı Danıştay Kanununun 38. maddesinde ise, İdari Dava Daireleri Kurulunun idare mahkemelerinden verilen ısrar kararları ile idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden davanın süresi konusunda temyize konu kararda herhangi bir gerekçe ve açıklama bulunmadığı, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince süre hakkında bir hüküm tesis edilmediği görülmüştür.
Uyuşmazlık konusu olayda, dava açma süresi geçirilerek açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken Mahkemece davanın esası incelenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince reddine karar verilmiştir.
Davanın süre yönünden reddine ilişkin kararın ise içeriği ve sonuçları itıbarıyla esasa ilişkin karardan farklı olması nedeniyle bu gerekçe ile esasa ilişkin bir kararın onanması halinde karar veren Mahkemenin davanın süresinde olduğu gerekçesiyle ilk kararında ısrar etme imkanı ortadan kalkacağından yargılama yetkisinin usulüne uygun kullanımının sağlanması amacıyla kararın bozulmasına Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan İdari Dava Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, Mahkeme tarafından verilen davanın reddine ilişkin karara karşı yapılan istinaf başvurusunun Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince reddi yolundaki kararın bozulması gerektiği oyuyla, anılan kararın değişik gerekçe ile onanmasına ilişkin Dairemiz kararına katılmıyorum.