Elektrik Piyasasında Lisanssız Üretim Yönetmeliği Üzerine Danıştay İptali

📜 Danıştay Karar Künyesi

13. Daire – 2022/4116 – 2023/5636 – 12.12.2023


🔎 Karar Özeti

Danıştay, lisanssız elektrik üretim tesislerinde üretilen ihtiyaç fazlası elektriğin satışının, ilişkili tüketim tesisinin toplam elektrik tüketimiyle sınırlandırılmasının hukuka aykırı olduğuna ve 5346 ve 6446 sayılı Kanunlarla tanınan hakları ihlal ettiğine karar verdi.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y ONÜÇÜNCÜ DAİRE Esas No : 2022/4116 Karar No : 2023/5636 DAVACI : … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. VEKİLİ : Av. … DAVALI : … Kurumu VEKİLLERİ : Av. … , Av. … , Av. … DAVANIN KONUSU : 11/08/2022 tarih ve 31920 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 16. maddesi ile Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin 26. maddesine eklenen 16. fıkranın ve aynı tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 04/08/2022 tarih ve 11098 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmektedir. DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu Yönetmelik ve Kurul kararının normlar hiyeraşisine göre üst norm olan 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na aykırı olduğu, anılan Kanunlar ile lisanssız elektrik üreticilerinin ihtiyacının fazlası olan elektrik enerjisini 10 (on) yıl süreyle satabileceği ve görevli tedarik şirketlerinin bu elektriği almasının zorunlu olduğu düzenlenmiş iken dava konusu düzenlemeler ile üst hukuk normlarına aykırı şekilde ihtiyaç fazlası olarak satılabilecek enerjinin tüketim miktarı ile sınırlandığı, dava konusu Yönetmelik düzenlemesi ile 12/05/2019 tarihinden sonra başvuru yapılan tesisler de kapsama alınarak geriye dönük olarak kısıtlamalar getirildiği, tesisleri faaliyete başladıktan sonra ihtiyaç fazlası elektriğin dava konusu yönetmelik yayımlanana kadar satıldığı, bu durumun kendileri açısından kazanılmış hak oluşturduğu, ancak dava konusu düzenlemeler ile kazanılmış haklarının gözetilmediği ve tesislerinin atıl hale geldiği, dava konusu düzenlemelerin hukuki öngörülebilirlik ve belirlilik ilkelerine aykırılık teşkil ettiği, dava konusu düzenlemeler ile tesislerden faydalanma ve buna bağlı olarak gelir elde etme imkanlarının kısıtlandığı, bu durumun mülkiyet hakkının ihlali niteliğinde olduğu, mülkiyet hakkının Anayasa’nın 35. maddesi uyarınca ancak kamu yararı amacıyla ve kanun ile sınırlanabileceği, dava konusu düzenlemeler ile 12/05/2019 tarihinden önce başvuru yapan tesisler ihtiyaç fazlası elektriği herhangi bir sınırlama olmaksızın satabilecek iken bu tarihten sonra başvuru yapan tesislere yönelik olarak getirilen kısıtlamanın eşitlik ilkesine de aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmektedir. DAVALININ SAVUNMASI : Lisanssız elektrik üretimi yapılabilmesi için bir tüketim tesisine sahip olunması ve bu tesiste elektrik tüketiminin mevcut olması gerektiği, bu koşulların mevcut olması halinde tüketilen elektriğin inşa edilecek üretim tesisinden sağlanması ve tüketimden arta kalan ihtiyaç fazlası enerji için gelir elde edilebileceği, 12/05/2019 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmelik ile tamamen tüketim ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yola çıkılarak tüketim gücüne kadar üretim tesisi kurulabileceğine yönelik hükümler eklendiği, Yönetmelik yayımlandıktan sonra yapılan duyuruda da Yönetmeliğin nihai amacının tüketilen enerjinin yerinde üretilmesi ve şebekeye olan ihtiyaçların en aza indirilmesi olduğunun belirtildiği, ihtiyaç fazlası olarak sisteme verilen enerji bedelinin YEKDEM kapsamında elektrik abonelerine yansıtıldığı, aktif enerji bedelinde yaşanan artışlar, mevzuatın yürütücüsü konumunda yer alan ilgili şebeke işletmecilerince iletilen hususlar ile gerçek tüketicilerin haklarının suistimal edilmesine yönelik gayretlere rastlandığı şeklindeki şikayetler üzerine dava konusu düzenlemelerin tesis edildiği, 6446 sayılı Kanun’da ihtiyacın üzerindeki elektriğin satışa konu edilebileceğinin belirtildiği ve satışa ilişkin düzenleme yapma yetkisinin Kuruma verildiği, belirtilen yetki kapsamında satışa konu edilebilecek miktarın belirlendiği, tüketim tesisinin sözleşme gücünün belirlenmesinin tüketicinin beyanı ile başladığı, bu güce istinaden kurulacak üretim tesisi gücünün de baştaki beyanla ilişkili olduğu, gerçek dışı beyanda bulunularak kurulan tüketim tesisi ve bu tesise istinaden kurulan üretim tesisleri açısından mağduriyetten ziyade suistimalden söz edilebileceği, dava konusu düzenlemelerin doğru beyanlar ile kurulan tesisler açısından herhangi bir mağduriyet oluşturmadığı, tüketim karşılığı yapılan üretimin her aşamada mahsuplaştırılacağı, dava konusu düzenlemeler ile geçmişte gelir elde edilen aylara yönelik düzenleme yapılmadığı ve düzenlemelerin Yönetmeliğin yürürlük tarihinden itibaren uygulanacağı, dava konusu düzenlemelerin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘İN DÜŞÜNCESİ: Dava, Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin 26. maddesinin 16. fıkrası ile bu madde uyarınca alınan 04/08/2022 tarih ve 11098 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) Kararının iptali istemiyle açılmıştır. Dava konusu işlemler ile lisanssız elektrik üretim tesislerinde üretilen ve ilişkili tüketim tesislerinde tüketilemeyen ihtiyaç fazlası elektrik miktarına yönelik olarak düzenleme yapılmakta olup, Yönetmelik değişikliği ile ihtiyaç fazlası olarak ortaya çıkan elektriğin satışa konu edilebilecek miktarı, üretim tesisinin ilişkili olduğu tüketim tesisinde tüketilen elektrik miktarı olarak belirlenmiştir. Davacı 5346 ve 6446 sayılı Kanunlarda ihtiyacın üzerinde satışa konu edilebilecek elektrik enerjisi şeklinde bir tanımlama olmadığı, Kanun hükümleri gereğince ihtiyacın üzerindeki enerjinin tamamının satışa konu edilebileceğini ileri sürmektedir. Anayasa’nın 124. maddesinde, Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri, hangi yönetmeliklerin Resmî Gazete’de yayımlanacağının kanunda belirtileceği kurala bağlanmıştır. Bir hiyerarşik kurallar sistemi olan hukuk düzeninde kurallar hiyerarşisinin en üstünde genel hukuk ilkeleri ve Anayasa bulunmakta ve daha sonra gelen kanunlar yürürlüğünü Anayasa’dan, yönetmelikler ise kanun ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinden almaktadır. Dolayısıyla bir kuralın, kendisinden daha üst konumda bulunan bir kurala aykırı veya bunu değiştirici nitelikte hükümler getirmesine imkân bulunmamaktadır. İdarelerin, düzenleyici işlem tesis ederken objektif bir şekilde hareket etmeleri, kendilerine Anayasa ve kanunlarla çizilen çerçeve içinde takdir yetkilerini kullanmaları ve bu yetkilerini kullanırken kamu hizmetinin gereklerini ve kamu yararını göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. Düzenleyici nitelikteki hukukî metinlerin yargısal denetiminde yargı organlarınca göz önünde bulundurulacak husus, bir hukuk kuralının, üst hukuk kurallarının tümüne uygunluğunun denetlenmesidir. Başka bir anlatımla, hiyerarşik olarak kendinden daha üstte bulunan herhangi bir kuralla çelişen düzenlemenin hukuka aykırı olacağı açıktır. Dava konusu düzenlemelerin dayanağı niteliğindeki üst normlar olan 5346 ve 6446 sayılı Kanun’da, lisanssız elektrik üretim tesislerinde üretilen elektrik enerjisinden ilişkili tüketim tesisinde tüketilmeyen miktar olarak tanımlanabilecek ihtiyaç fazlası enerjinin herhangi bir sınırlama olmaksızın görevli tedarik şirketi tarafından satın alınacağının kurala bağlandığı, dava konusu Yönetmelikte ise söz konusu Kanunlarda yer almayan “ihtiyacın üzerinde satışa konu edilebilecek üretim miktarı” şeklinde yeni bir tanımlama yapıldığı ve Kanunların aksine ihtiyaç fazlası enerjiden satışa konu edilebilecek miktarın ilişkili tüketim tesisinde tüketilen enerji miktarı ile sınırlandırıldığı, bu miktarın üzerinde sisteme enerji verilmesi halinde YEKDEM’e bedelsiz gelir kaydedilmesinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Anayasa’nın 124. maddesi gereği, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve kanuna aykırı olmamak üzere yönetmelik çıkarılabileceğinden, 5346 ve 6446 sayılı Kanunlar gereğince yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak elektrik enerjisi üretimi yapan tesislerin ihtiyaçlarının üzerindeki elektrik enerjisinin on yıl süreyle 1 sayılı cetveldeki fiyatlar üzerinden görevli tedarik şirketlerince satın alınmasının zorunlu olduğu öngörülmüş iken, Yönetmelik ile ihtiyacın üzerindeki elektrikten satışa konu edilebilecek miktar Kanun’da yer alan emredici hükme aykırı biçimde sınırlandırılmış ve kanun ile tanınan bir hak idarî bir işlem olan yönetmelikle daraltılmıştır. Bu itibarla, 5346 ve 6446 sayılı Kanunlar ile verilen ihtiyacın üzerindeki elektriğin sınırlama olmaksızın on yıl süreyle destekleme fiyatlarından satılabilmesine ilişkin hakkı daraltan Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin 26. maddesinin 16. fıkrası ve bu maddeye dayanılarak tesis edilen dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu düzenlemelerin iptali gerektiği düşünülmektedir. DANIŞTAY SAVCISI … ‘UN DÜŞÜNCESİ: Dava; 11/08/2022 tarih ve 31920 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 16. maddesi ile Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin 26. maddesine eklenen 16. fıkranın ve aynı tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 04/08/2022 tarih ve 11098 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptali istemi ile açılmıştır. 6446 sayılı Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin yapılmasının sağlanmasıdır.” kuralı yer almış; “Lisanssız yürütülebilecek faaliyetler” başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasında, lisans alma yükümlülüğünden muaf faaliyetler belirlenmiş; anılan maddenin 3. fıkrasında, “Lisans alma yükümlülüğünden muaf olan yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten kişilerin ihtiyacının üzerinde ürettiği elektrik enerjisinin sisteme verilmesi hâlinde elektrik enerjisi son kaynak tedarik şirketince, 10/5/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun kapsamında belirlenen fiyatlardan alınır.” ; 4. fıkrasında ise, “Bu kişilerin sisteme bağlanmasına ilişkin teknik usul ve esaslar ile satışa, başvuru yapılmasına ve denetim yapılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.” kurallarına yer verilmiştir. 5346 sayılı Kanun’ un “Lisanssız elektrik üretim faaliyeti” başlıklı 6/A maddesinde, “Kendi tüketim ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten lisanssız elektrik üretim faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişiler; ihtiyaçlarının üzerinde ürettikleri elektrik enerjisini iletim veya dağıtım sistemine vermeleri halinde I sayılı Cetveldeki fiyatlardan on yıl süre ile faydalanabilir. Bu kapsamda iletim veya dağıtım sistemine verilen elektrik enerjisinin görevli tedarik şirketi tarafından satın alınması zorunludur. İlgili şirketlerin bu madde gereğince satın aldıkları elektrik enerjisi, ilgili görevli tedarik şirketi tarafından YEK Destekleme Mekanizması kapsamında üretilmiş ve sisteme verilmiş kabul edilir.” kuralı yer almıştır. Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin 1. maddesinde, “Bu Yönetmeliğin amacı elektrik piyasasında, tüketicilerin elektrik ihtiyaçlarını kendi üretim tesisinden karşılaması, arz güvenliğinin sağlanmasında küçük ölçekli üretim tesislerinin ülke ekonomisine kazandırılması ve küçük ölçekli üretim kaynaklarının etkin kullanımının sağlanması amacıyla lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğü olmaksızın, elektrik enerjisi üretebilecek, gerçek veya tüzel kişilere uygulanacak usul ve esasların belirlenmesidir.” hükmü yer almaktadır. 11/08/2022 tarih ve 31920 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 16. maddesi ile Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin 26. maddesine eklenen 16. fıkra hükmünde; ” 12/5/2019 tarihinden sonra yapılan başvurular neticesinde bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu almaya hak kazanan kişilerin, ihtiyacının üzerinde satışa konu edilebilecek üretim miktarı, ilişkili tüketim tesisinin toplam elektrik enerjisi tüketimini geçemez. Bu miktarın üzerinde sisteme verilen enerji YEKDEM’e bedelsiz katkı olarak dikkate alınır. Bu fıkra hükmü, kurulu gücü 50 kW ve altındaki mesken abone grubundaki tüketim tesisleri ile ilişkilendirilen üretim tesisleri için uygulanmaz. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından belirlenir.” düzenlemesi yer almaktadır. Anayasa’nın 124. maddesinde, Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri, hangi yönetmeliklerin Resmî Gazete’de yayımlanacağının kanunda belirtileceği kurala bağlanmıştır. Bir hiyerarşik kurallar sistemi olan hukuk düzeninde kurallar hiyerarşisinin en üstünde genel hukuk ilkeleri ve Anayasa bulunmakta ve daha sonra gelen kanunlar yürürlüğünü Anayasa’dan, yönetmelikler ise kanun ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinden almaktadır. Dolayısıyla bir kuralın, kendisinden daha üst konumda bulunan bir kurala aykırı veya bunu değiştirici nitelikte hükümler getirmesine imkân bulunmamaktadır. İdarelerin, düzenleyici işlem tesis ederken objektif bir şekilde hareket etmeleri, kendilerine Anayasa ve kanunlarla çizilen çerçeve içinde takdir yetkilerini kullanmaları ve bu yetkilerini kullanırken kamu hizmetinin gereklerini ve kamu yararını göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. Dava konusu düzenlemenin dayanağı niteliğindeki üst normlar olan 5346 ve 6446 sayılı Kanun’da, lisanssız elektrik üretim tesislerinde üretilen elektrik enerjisinden ilişkili tüketim tesisinde tüketilmeyen miktar olarak tanımlanabilecek ihtiyaç fazlası enerjinin herhangi bir sınırlama olmaksızın görevli tedarik şirketi tarafından satın alınacağının kurala bağlandığı, dava konusu Yönetmelikte ise söz konusu Kanunlarda yer almayan “ihtiyacın üzerinde satışa konu edilebilecek üretim miktarı” şeklinde yeni bir tanımlama yapıldığı ve Kanunların aksine ihtiyaç fazlası enerjiden satışa konu edilebilecek miktarın ilişkili tüketim tesisinde tüketilen enerji miktarı ile sınırlandırıldığı, bu miktarın üzerinde sisteme enerji verilmesi halinde YEKDEM’e bedelsiz gelir kaydedilmesinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Hukuk devleti ilkesinin unsurlarından biri olan “hukuk güvenliği” ile kişilerin hukukî güvenliğinin sağlanması amaçlanmakta olup, söz konusu ilke, yazılı hukuk kurallarının öngörülebilir olmasını, kişilerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de kanunî düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılmaktadır. İdare, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, her zaman yönetmelik, tebliğ, genelge ve diğer düzenleyici idarî işlemleri yürürlüğe koyma ve bu düzenlemelerle, değişen şartları gözeterek önceki düzenlemeler ile doğmuş olan objektif hukukî durumları, ileriye yönelik olarak yürürlükten kaldırma yetkisine sahip bulunmaktadır. Ancak idare, bu konudaki yetkilerini kullanırken önceki düzenlemeler kapsamında kişilerin kazanılmış haklarını ve haklı beklentilerini korumalıdır. Bu durum, hukuk devleti ilkesinden hareketle hukuk güvenliğinin ve hukukî istikrarın sağlanması açısından vazgeçilmez niteliktedir. İdare hukukunda beklenti, idarenin faaliyetleri, uygulamaları veya işlemleri sonucunda, kişilerin bu işlem, uygulama veya faaliyette belirtilen durum veya taahhütlerin alacağı biçimler konusundaki öngörüsü ya da gerçekleşmesini beklediği şeyi ifade etmekte olup, bu beklentinin hukuken korunabilmesi, mâkûl, haklı veya meşru olmasına bağlıdır. Lisanssız elektrik üretimine ilk olarak 4628 sayılı Kanun’un 3. maddesine 5627 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile eklenen ek fıkra ile imkan sağlanmış ve yalnızca kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulu gücü azami ikiyüz kilovatlık üretim tesisleri lisans almaktan muaf tutulmuştur. Söz konusu maddenin ilk halinde “yalnızca kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla” kurulacak tesislerin lisans almaktan muaf olduğu belirtilmiş iken, anılan maddede 5784 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile azami güç sınırı beş yüz kilovalta çıkarılmış, ayrıca “yalnızca kendi ihtiyaçlarını karşılama” şartı kaldırılarak ihtiyacın üzerinde üretilen enerjinin sisteme verilmesi ve satışının yapılabilmesine imkan sağlanmıştır. Yapılan bu değişikliğin gerekçesinde ise yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı küçük santrallerde üretilen enerjinin de sisteme verilebilmesi ve böylece bu alandaki potansiyelin değerlendirilmesinin sağlanmasının amaçlandığı belirtilmiştir. 5346 sayılı Kanun’a eklenen 6/A maddesi ile de lisanssız elektrik üretimi yapılan tesislerde ihtiyacın üzerinde üretilen enerjinin on yıl süreyle YEK Destekleme mekanizması kapsamında belirlenen fiyatlardan satılabilmesi öngörülmüştür. Devam eden süreçte 6446 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile lisanssız yürütülebilecek faaliyetler ayrı bir madde ile düzenlenmiş, anılan maddede lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğünden muaf olan tesisler sayılmış ve ihtiyacın üzerinde üretilen elektrik enerjisinin sisteme verilmesi halinde yapılacak işlem ile uygulanacak fiyatlar belirlenmiş olup, gerek 5346 sayılı Kanun’da gerekse de 6446 sayılı Kanunda lisanssız olarak elektrik üretimi yapılan tesislerde ihtiyaç fazlası enerjinin sisteme verilmesi halinde bu enerjinin satışa konu edilebilecek miktarı bakımından herhangi bir sınırlamaya yer verilmemiş, bu enerjinin sisteme verilmesi halinde on yıl süreyle YEK Destekleme mekanizması kapsamında belirlenen fiyatlardan son kaynak tedarik şirketlerince satın alınması gerektiği kurala bağlanmıştır. İlgili mevzuatlar incelendiğinde; gerek 5346 sayılı Kanun’da gerekse de 6446 sayılı Kanun’da ihtiyaç fazlası elektrik enerjisinin sisteme verilmesi halinde sisteme verilen bu enerjinin son kaynak tedarik şirketlerince alınmasının zorunlu olduğunun kurala bağlandığı, Yönetmelik düzenlemesinde yer aldığı şekilde ihtiyacın üzerinde satışa konu edilebilecek elektrik enerjisi şeklinde herhangi bir tanımlamaya veya kısıtlamaya yer verilmediği görülmektedir. 5346 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanun’da belirtilen ihtiyacın üzerinde üretilen elektrik enerjisinin sisteme verilmesi halinde bu enerjinin görevli tedarik şirketlerince satın alınmasının zorunlu olduğuna ilişkin hükümlerin, Yönetmelik değişikliği ile getirilen sınırlamanın henüz yürürlükte olmadığı tarihte Kanunda yer alan düzenlemelere istinaden yatırım kararı alan ve taahhüt edilen alım garantisi ve süresini esas alarak ticarî ve malî planlamalar yaparak üretim tesisinin kapasitesini belirleyen davacı bakımından haklı bir beklenti meydana getirdiği açıktır. Bu itibarla, 12/05/2019 tarihinden sonra ve Yönetmeliğin yayımlandığı tarihten önce lisanssız elektrik üretimi yapmak için başvuru yapan tesislerde üretilecek ihtiyaç fazlası enerjinin sınırlama olmaksızın satışa konu edilebilmesine ilişkin olarak 5346 ve 6446 sayılı Kanunlardaki düzenlemelerden kaynaklı beklentinin haklı beklenti niteliğinde olduğu, dava konusu Yönetmelik kuralı ile 12/05/2019 tarihinden sonra yapılan başvurular neticesinde bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu almaya hak kazanan kişileri de kapsayacak şekilde düzenleme yapıldığı, düzenlemenin yalnız Yönetmelik değişikliğinden sonra yapılacak olan başvurular açısından değil 12/05/2019 tarihinden sonra ve Yönetmelik değişikliğinden önce başvuru yapıp tesisini kuran kişiler açısından da ihtiyacın üzerinde satışa konu edilebilecek elektrik miktarına sınırlama getirildiği anlaşıldığından, dava konusu düzenleme ile haklı beklentilerin korunması ilkesinin ihlâl edildiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 11/08/2022 tarih ve 31920 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 16. maddesi ile Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin 26. maddesine eklenen 16. fıkranın ve aynı tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 04/08/2022 tarih ve 11098 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptali gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce duruşma için taraflara önceden bildirilen 12/12/2023 tarihinde, davacı vekili Av. … ve davalı idare vekilleri Av. … , Av. … , Av. … ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Uzmanı … ‘ın geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: MADDÎ OLAY VE HUKUKÎ SÜREÇ: 11/08/2022 tarih ve 31920 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 16. maddesi ile Yönetmelik’in 26. maddesine, “(16) 12/5/2019 tarihinden sonra yapılan başvurular neticesinde bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu almaya hak kazanan kişilerin, ihtiyacının üzerinde satışa konu edilebilecek üretim miktarı, ilişkili tüketim tesisinin toplam elektrik enerjisi tüketimini geçemez. Bu miktarın üzerinde sisteme verilen enerji YEKDEM’e bedelsiz katkı olarak dikkate alınır. Bu fıkra hükmü, kurulu gücü 50 kW ve altındaki mesken abone grubundaki tüketim tesisleri ile ilişkilendirilen üretim tesisleri için uygulanmaz. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından belirlenir.” kuralı eklenmiştir. 6446 sayılı Kanun’un 14. maddesinin 4. fıkrası ile Yönetmeliğin anılan maddesi uyarınca alınan ve aynı tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 04/08/2022 tarih ve 11098 sayılı Kurul kararı ile de “1) 12/05/2019 tarihinden sonra yapılan başvurular neticesinde bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu almaya hak kazanan lisanssız üretim tesislerinde üretilerek satışa konu edilebilecek ihtiyacının üzerindeki elektrik enerjisi miktarının hesabında kullanılacak tüketim miktarının, ilgili tüketim tesisinin bir önceki takvim yılında şebekeden çektiği, mahsuplaşılmamış toplam elektrik enerjisi tüketimi olarak esas alınmasına, 2) 1 inci madde kapsamındaki tüketim tesislerinde bir önceki takvim yılını kapsayacak şekilde tüketim olmaması halinde tüketim miktarının, mevcut aylık tüketimlerinin ortalaması alınarak yıllık bazda hesaplanmasına, 3) İlgili tüketim tesisinin içinde bulunulan yılda şebekeden çektiği mahsuplaşılmamış toplam elektrik enerjisi tüketiminin 1 inci veya 2 nci madde uyarınca belirlenen toplam elektrik enerjisi tüketimini geçmesi halinde, satışa konu edilebilecek ihtiyaç fazlası enerjinin içinde bulunulan yıl verileri dikkate alınarak hesaplanmasına, 4) Üretimle tüketim tesisinin aynı ölçüm noktasında yer aldığı tesislerde mahsuplaşılmamış ham tüketim miktarının tesis edilecek tek yönlü üretim sayacı verileri dikkate alınarak belirlenmesine, 5) Bu Kurul Kararı uyarınca hesaplanan tüketim miktarı esas alınarak belirlenen satışa konu edilebilecek ihtiyaç fazlası enerjinin üzerinde üretilerek şebekeye verilen enerjinin, görevli tedarik şirketi tarafından üretilerek sisteme verilmiş olarak kabul edilmesine ve bu enerji ile ilgili olarak piyasa işletmecisi ve görevli tedarik şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmayarak bu kapsamda sisteme verilen enerjinin YEKDEM’e bedelsiz katkı olarak dikkate alınmasına, 6) 5 inci madde uyarınca YEKDEM’e bedelsiz katkı olarak dikkate alınan enerji miktarı için oluşacak sistem kullanım bedelinin ilgili şebeke işletmecileri tarafından EPİAŞ’a bildirilmesine ve görevli tedarik şirketi aracılığıyla ilgili şebeke işletmecisine ödenmesine ve YEKDEM’e bedelsiz katkı olarak dikkate alınan enerji için lisanssız üretim tesisi sahibi kişilere herhangi bir fatura tebliğ edilmemesine, 7) Bu Kurul Kararının kurulu gücü 50 kW ve altındaki mesken abone grubu ile ilişkilendirilen üretim tesislerine uygulanmamasına” karar verilmiştir. Bunun üzerine davacı tarafından anılan düzenlemelerin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır. İNCELEME VE GEREKÇE: ESAS YÖNÜNDEN: İLGİLİ MEVZUAT: 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 4. maddesinde, Kurum’un bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten sorumlu olduğu kurala bağlanmış; 5. maddesinde, tüketicilere güvenilir, kaliteli, kesintisiz ve düşük maliyetli elektrik enerjisi hizmeti verilmesini teminen gerekli düzenlemeleri yapmak ve dağıtım için yapılacak fiyatlandırmaların ana esaslarını tespit etmek ve gerektiğinde ilgili lisans hükümleri doğrultusunda revize etmek Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. 6446 sayılı Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin yapılmasının sağlanmasıdır.” kuralı yer almış; “Lisanssız yürütülebilecek faaliyetler” başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasında, lisans alma yükümlülüğünden muaf faaliyetler belirlenmiş; anılan maddenin 3. fıkrasında, “Lisans alma yükümlülüğünden muaf olan yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten kişilerin ihtiyacının üzerinde ürettiği elektrik enerjisinin sisteme verilmesi hâlinde elektrik enerjisi son kaynak tedarik şirketince, 10/5/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun kapsamında belirlenen fiyatlardan alınır.” ; 4. fıkrasında ise, “Bu kişilerin sisteme bağlanmasına ilişkin teknik usul ve esaslar ile satışa, başvuru yapılmasına ve denetim yapılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.” kurallarına yer verilmiştir. 5346 sayılı Kanun’ un “Lisanssız elektrik üretim faaliyeti” başlıklı 6/A maddesinde, “Kendi tüketim ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten lisanssız elektrik üretim faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişiler; ihtiyaçlarının üzerinde ürettikleri elektrik enerjisini iletim veya dağıtım sistemine vermeleri halinde I sayılı Cetveldeki fiyatlardan on yıl süre ile faydalanabilir. Bu kapsamda iletim veya dağıtım sistemine verilen elektrik enerjisinin görevli tedarik şirketi tarafından satın alınması zorunludur. İlgili şirketlerin bu madde gereğince satın aldıkları elektrik enerjisi, ilgili görevli tedarik şirketi tarafından YEK Destekleme Mekanizması kapsamında üretilmiş ve sisteme verilmiş kabul edilir.” kuralı yer almıştır. 10/05/2019 tarih ve 30770 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 09/05/2019 tarih ve 1044 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Dayalı Üretim Faaliyeti Gösteren Tesisler İçin Uygulanacak Fiyat Ve Süreler İle Yerli Katkı İlavesine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı’ın 1. Maddesinde, “Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim faaliyeti gösteren tesisler için uygulanacak fiyat ve süreler ile yerli katkı ilavesine ilişkin 18/11/2013 tarihli ve 2013/5625 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın ek 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. EK MADDE 1- (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bağlantı anlaşması çağrı mektubu almaya hak kazanan YEK Destekleme Mekanizmasına tabi üretim tesislerinden, kurulu gücü tüketim tesisinin bağlantı anlaşması sözleşme gücü ile sınırlı olmak koşuluyla; a) Üretimi ile tüketimi aynı ölçüm noktasında olmak üzere, mesken aboneleri için 10 kW’a kadar (10 kW dâhil) ve sanayi, ticarethane ve aydınlatma aboneleri için kurulan çatı ve cephe uygulamalı güneş enerjisi kaynaklı üretim tesisleri ile diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerinde, b) Üretimi ile tüketimi aynı ölçüm noktasında olmak üzere, tarımsal sulama aboneleri ile içme suyu tesisleri ve atık su arıtma tesislerinin ihtiyaçları için ve kamu kurum ve kuruluşları tarafından kurulan çatı, cephe ve arazi uygulamalı yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerinde, c) Üretimi ile tüketimi aynı ölçüm noktasında olma şartı aranmaksızın birden fazla tüketim tesisinin ihtiyacını karşılamak üzere, tüketim tesisi/tesislerinin bağlantı anlaşmalarındaki sözleşme gücü toplamı ile sınırlı olmak kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşları tarafından çatı, cephe ve arazi uygulamalı yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerinde, üretilen ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından ilan edilen kendi abone grubuna ait perakende tek zamanlı aktif enerji bedeli, tesisin işletmeye giriş tarihinden itibaren on yıl süre ile uygulanır.”; 2. maddesinde, “Aynı Karara aşağıdaki ek madde eklenmiştir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bağlantı anlaşması çağrı mektubu almaya hak kazanan, 6446 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan lisanssız faaliyet yapabilecek yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinin kurulu güç üst sınırı beş megavata çıkarılmıştır.” kurallarına yer verilmiştir. Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin 1. maddesinde, “Bu Yönetmeliğin amacı elektrik piyasasında, tüketicilerin elektrik ihtiyaçlarını kendi üretim tesisinden karşılaması, arz güvenliğinin sağlanmasında küçük ölçekli üretim tesislerinin ülke ekonomisine kazandırılması ve küçük ölçekli üretim kaynaklarının etkin kullanımının sağlanması amacıyla lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğü olmaksızın, elektrik enerjisi üretebilecek, gerçek veya tüzel kişilere uygulanacak usul ve esasların belirlenmesidir.”; 4. maddesinde, “Bu Yönetmelikte geçen; …c) Bağlantı anlaşmasındaki sözleşme gücü: Bir kullanım yerinin elektrik projesinde belirtilen kurulu gücün kullanım faktörü ile çarpılmış halini özel trafolu müşteriler için tek terimli tarife sınıfına tabi olan kullanıcılar için kurulu gücün 0,60 katı, cos φ=1 alınarak hesaplanan hali ile çift terimli tarife sınıfına tabi kullanıcılar için talep edilen gücü veya iletim sistemi için bağlantı anlaşmasında yer alan güç değerini, … ifade eder,”; 5. maddesinin 2. fıkrasında, “Önlisans ve lisans alma yükümlülüğünden muaf olan yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten gerçek veya tüzel kişilerin ihtiyaçlarının üzerinde ürettikleri elektrik enerjisinin sisteme verilmesi hâlinde söz konusu elektrik enerjisi, ilgili görevli tedarik şirketi aracılığı ile YEKDEM kapsamında değerlendirilir.” ; 7. maddesinin 10. fıkrasında “5 inci maddenin birinci fıkrasının (c), (f), (ğ) ve (ı) bendi kapsamında kurulacak olan üretim tesislerinin kurulu gücü, ilgili üretim tesisi ile ilişkilendirilecek tüketim tesisinin bağlantı anlaşmasındaki sözleşme gücünden fazla olamaz.”; 23. maddesinin 1. fıkrasında “Lisanssız üretim yapan gerçek ve tüzel kişilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yapmaları esastır. Ancak 5 inci maddenin birinci fıkrasının (c), (d), (e), (f) ve (g) bentlerinde belirtilen üretim tesislerinde üretilen elektrik enerjisinin, üretim tesisi ile aynı yerde kurulu tüketim tesisi ya da tesislerinde tüketilemeyen miktarı, aynı dağıtım bölgesinde olması şartıyla aynı kişiye ait başka bir tüketim tesisinde ya da tesislerinde tüketilebilir.”; 26. maddesinde, “e) Piyasa işletmecisi tarafından sisteme verilen enerjiye istinaden kendisine yapılan ödemeye ilişkin olarak dördüncü fıkra kapsamındaki tesisler için aylık mahsuplaştırma sonucunda ihtiyaç fazlası enerji oluşması halinde bu fıkranın (a) bendi kapsamında hesaplanan ödemenin söz konusu ihtiyaç fazlası enerjiye tekabül eden kısmını kendisine ödeme yapılan takvim ayını izleyen ayın en geç beşinci işgününe kadar ilgili üreticilere öder ve ödemelerin tamamlanıp tamamlanmadığına ilişkin Kuruma bildirimde bulunur.” kurallarına yer verilmiştir. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: DAVA KONUSU İŞLEMLERİN İNCELENMESİ: Sözlük anlamı ile “düzenli hâle koymak, düzen vermek, tanzim ve tertip etmek” olarak tanımlanan “düzenleme”, kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlıdır. Kural ise; sürekli, soyut, nesnel, genel (kişilik dışı) durumları belirleyen ve gösteren bir içeriğe sahiptir. İdare, Anayasa ve kanunlardan aldığı yetki ile kural koyma (düzenleme yapma) yetkisine sahiptir. “Kural işlemler” (ya da diğer adıyla genel düzenleyici işlemler), üst hukuk kurallarına uygun olarak hukuk düzenine yeni kural getiren ya da mevcut bir kuralı değiştiren veya kaldıran tek yanlı idarî işlemlerdir. Düzenleme yetkisini kullanarak tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge gibi genel düzenleyici işlemler tesis eden idarenin bir işleminin düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için, söz konusu işlemin sürekli, soyut, nesnel, genel durumları belirleyen ve gösteren hükümler içermesi, başka bir anlatımla, belirtilen nitelikte kurallara yer vermiş olması gerekmekte olup, bu genel düzenlemelerin üst hukuk kurallarına aykırı hükümler içermemesi zorunludur. Davanın konusunu Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin 26. maddesinin 16. fıkrası ile bu madde uyarınca alınan 04/08/2022 tarih ve 11098 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) Kararı oluşturmakta olup her iki işlem de düzenleyici işlem niteliğindedir. Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin 26. maddesinin 16. fıkrası ile 12/05/2019 tarihinden sonra yapılan başvurular neticesinde bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu almaya hak kazanan tesislerde ihtiyacının üzerinde satışa konu edilebilecek üretim miktarı belirlenmiş ve satışa konu edilebilecek enerjinin üretim tesisiyle ilişkili tüketim tesisinin toplam elektrik enerjisi tüketimini geçemeyeceği, bu miktarın üzerinde sisteme verilen enerjinin ise YEKDEM’e bedelsiz katkı olarak dikkate alınacağı kurala bağlanmıştır. Söz konusu madde uyarınca alınan dava konusu Kurul kararı ile de satışa konu edilebilecek miktara esas alınacak olan tüketim miktarının nasıl belirleneceği, belirlenen tüketim miktarının üzerinde üretilen enerjiye yönelik olarak hangi işlemlerin gerçekleştirileceği ve bu enerjinin sistem kullanım bedelinin ne şekilde ödeneceği belirlenmiştir. Davacı, Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği kapsamında üretim faaliyeti gerçekleştirmekte olup lisanssız elektrik üretimi yapan diğer tesis sahipleri gibi üretmiş olduğu enerjinin bir kısmını ilişkili tüketim tesisinde tüketmekte, üretiminin tüketiminden fazla olması halinde ise fazladan ürettiği ve sisteme verdiği elektriği satışa sunmaktadır. Davacı genel olarak düzenlemelerin hukuka aykırı olduğunu iddia etmekle birlikte, esas itibarıyla Yönetmelikte yapılan değişiklik ile ihtiyacın üzerinde satışa konu edilebilecek elektrik miktarının (üretiminin tüketiminden fazla olması halinde satışa sunduğu enerji miktarı) sınırlandırıldığı, bu durumun, ihtiyacın üzerindeki enerjinin herhangi bir koşul olmaksızın görevli tedarik şirketlerince satın alınmasını öngören 5346 ve 6446 sayılı Kanun hükümlerini sınırlandırıcı nitelikte olduğunu, ayrıca düzenlemelerin 12/05/2019 tarihinden sonra yapılan başvurular neticesinde bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu almaya hak kazananları kapsaması nedeniyle Yönetmelik değişikliği yürürlüğe girmeden önce başvuru yapan veya tesislerini kuran kişilerin önceki düzenlemeler uyarınca ihtiyaç fazlası enerjiyi herhangi bir sınıra bağlı olmaksızın satabilecekleri yönünde oluşan haklı beklenti ve kazanılmış haklarının ihlal edildiğini, geçmişe dönük olarak düzenleme yapıldığını, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir. Öte yandan, Yönetmelik ve 04/08/2022 tarih ve 11098 sayılı Kurul kararına ilişkin anılan hukuka aykırılık iddiaları dışında Kurul kararına yönelik özel olarak ileri sürülen farklı bir hukuka aykırılık iddiasının mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. -Dava konusu düzenlemelerin üst norm olan 5346 ve 6446 sayılı Kanun hükümlerini sınırlandırıcı nitelikte olduğu yönündeki iddia yönünden yapılan inceleme; Dava konusu Yönetmelik hükmü ile lisanssız elektrik üretim tesislerinde üretilen elektrikten ihtiyacın üzerinde satışa konu edilebilecek olan miktar, üretim tesisi ile ilişkili tüketim tesisinin toplam elektrik enerjisi tüketimi olarak belirlenmiştir. Davacı 5346 ve 6446 sayılı Kanunlarda ihtiyacın üzerinde satışa edilebilecek elektrik enerjisi şeklinde bir tanımlama olmadığı, Kanun hükümleri gereğince ihtiyacın üzerindeki enerjinin tamamının satışa konu edilebileceğini, Yönetmelik ile bu konuda bir sınırlama yapılamayacağını ileri sürmektedir. Davalı idare tarafından savunma dilekçesi ve dava konusu işlem tesis edilmeden önce hazırlanan müzekkerede; 6446 sayılı Kanun’un 14. maddesinin 4. fıkrası gereğince “satışa” ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi yetkisini haiz olduklarını, lisanssız elektrik piyasasında ortaya çıkan gelişmeler nedeniyle ihtiyaç fazlası elektrik enerjisinin ne olduğu ve bu enerjiye ödeme yapılırken hangi miktarın esas alınması gerektiği hususunda düzenleme yapılması gerekliliğinin ortaya çıktığını, bu kapsamda Kanun ile tanınan yetki uyarınca piyasa koşulları ve ihtiyaç fazlası enerji için ödenen aktif enerji bedeli gibi hususlar göz önüne alınarak satışa konu edilebilecek enerji miktarının Yönetmelik ile belirlendiğini belirtilmiştir. İdarenin düzenleyici işlem yapabilme yetkisi, Anayasa’nın 124. maddesine dayanan anayasal bir yetki olup, mevzuatla verilen görevlerin yerine getirilmesi amacıyla idareler tarafından düzenleyici işlemler yapılabileceği kuşkusuzdur. Ayrıca kamu hizmetlerinin hangi koşullar altında ve nasıl yürütüleceğini önceden saptamak her zaman mümkün olmadığı için, gelişen durumlara uyum sağlamak ve ortaya çıkan ihtiyaçları karşılayabilmek amacıyla ve normlar hiyerarşisine aykırı olmayacak şekilde, düzenleyici işlemler üzerinde gerekli değişiklikleri yapılabilecektir. Düzenleyici ve denetleyici kurumlar ise ilgili bulundukları sektörde düzenleme ve denetleme görevi üstlenmekte olup bu kuruluşların temel işlevi, toplumsal ve ekonomik hayatın temel hak ve özgürlükler ile yakından ilişkili alanlardaki kamusal ve özel kesim etkinliklerini birtakım kurallar koyarak düzenlemek, konulan kurallara uyulup uyulmadığını izlemek ve denetlemektir. Kamu hizmetlerinin değişen koşullara uyarlanması ve geliştirilmesi ihtiyacı, idarelere, kamu hizmetinin sunumuna ilişkin düzenleyici işlemlerin değiştirilebilmesi ya da yürürlükten kaldırılabilmesi imkânını tanımakta olup, diğer idareler ile karşılaştırıldığında, bağımsız idarî otoritelerin düzenleme yapma ve mevcut düzenlemelerde değişiklik yapma yetkisinin, düzenlemeye tâbi sektörün dinamik ve teknik yapısı gereği daha kapsamlı olduğu konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Aktarılan mevzuat düzenlemeleri gereği; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreye uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulmasını teminen gerekli düzenlemeleri yapmak Kurum’un yetkileri arasında olup, 6446 sayılı Kanun’un 14. maddesinin 4. fıkrası ile de lisanssız elektrik üretimi faaliyetlerine özgü olarak, bu kişilerin sisteme bağlanmasına ilişkin teknik usul ve esaslar ile satışa, başvuru yapılmasına ve denetim yapılmasına ilişkin usul ve esaslara ilişkin düzenleme yapma yetkisi Kurum’a verilmiştir. Kurum tarafından kendisine tanınan bu yetkilerin dava konusu kuralın da yer aldığı Yönetmeliğin yayımlanması suretiyle kullanıldığı görülmektedir. Buna göre, lisans alma yükümlülüğü olmaksızın elektrik enerjisi üretebilecek gerçek veya tüzel kişilere uygulanacak usûl ve esaslar Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nde belirlenerek, katılımcıların hak ve yükümlülükleri ile sistem işletmecisi olarak dağıtım şirketlerinin ve görevli tedarik şirketlerinin yetki ve sorumluluğu ile her aşamada hangi işlemlerin nasıl tesis edileceği ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Yönetmeliğin amacının tüketicilerin elektrik ihtiyaçlarını tüketim noktasına en yakın kendi üretim tesisinden karşılaması, arz güvenliğinin sağlanmasında küçük ölçekli üretim tesislerinin ülke ekonomisine kazandırılması ve küçük ölçekli üretim kaynaklarının etkin kullanımının sağlanması ile elektrik şebekesinde meydana gelen kayıp miktarlarının düşürülmesi olduğu vurgulanmıştır. Elektrik piyasasında lisanslı üretim esas, lisanssız üretim ise istisnai üretim şeklidir. 6446 sayılı Kanun’da bazı şartlarda lisanssız üretime izin verilmiş, üretim sonucu ihtiyaç fazlasının sisteme verilerek satın alınması öngörülmüştür. Bu nedenle, lisanssız elektrik üretiminde asıl amaç kişilerin kendi ihtiyaçlarını gidermesi olup bu piyasaya yönelik olarak yapılacak düzenlemelerde de lisanssız elektrik üretiminin belirtilen niteliklerinin göz önüne alınması gerekmektedir. Bu itibarla, iptali istenilen Yönetmelik kuralı yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirildiğinde, lisanssız elektrik üreticilerinin ihtiyacının üzerindeki elektrik enerjisinin sisteme verilmesi halinde bu elektriğin satışının hangi usuller çerçevesinde yapılacağına ilişkin olarak üst norm olan 6446 sayılı Kanun’un 14. maddesinin 4. fıkrası ile verilen yetki kapsamında düzenleme yapıldığı, bu kapsamda lisanssız elektrik üretim tesisinde üretilen enerji ile tüketim tesisinde tüketilen enerjinin mahsuplaşılması suretiyle tüketim için herhangi bir bedel ödenmemesi ayrıca tükettiği kadar enerjinin de satışa konu edilerek yatırımlarının geri dönüşüne katkı sağlanmasının öngörüldüğü göz önüne alındığında, dava konusu düzenlemelerin lisanssız üretimin ihtiyaç fazlasının sisteme verilerek gelir elde edilmesinden ziyade üreticilerin öncelikle kendi ihtiyaçlarını gidermek üzere üretim yapmalarını sağlama amacına uygun olarak ve Kanun ile verilen yetki kapsamında tesis edildiği sonucuna varılmakta olup davacının aksi yöndeki iddialarına itibar edilmemiştir. -Dava konusu düzenlemelerin 12/05/2019 tarihinden sonra yapılan başvurular neticesinde bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu almaya hak kazananları kapsayacak şekilde yapılması nedeniyle geçmişe dönük olarak düzenleme yapıldığı, dava konusu Yönetmelik yayımlanmadan önce başvuru yapan veya tesisini kuran kişilerin haklı beklentilerinin ve kazanılmış haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialar yönünden yapılan inceleme; Dava konusu Yönetmelik değişikliğinin “12/05/2019 tarihinden sonra yapılan başvurular neticesinde bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu almaya hak kazanan” tesis sahiplerini kapsayacak şekilde düzenlenmiş olması nedeniyle, düzenleme yalnızca Yönetmelik değişliğinin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak başvuruları kapsamamakta, 12/05/2019 tarihinden sonra başvuru yapılan tesisler de düzenlemenin kapsamına dahil edilmektedir. Davacı, düzenlemenin kapsamının 12/05/2019 olarak belirlenmiş olması nedeniyle mevcut başvuruların da bu düzenlemeden etkileneceğini iddia etmektedir. Bu bakımdan, geçmişe dönük düzenleme yapılıp yapılmadığı, davacının kazanılmış hakkının veya haklı beklentisinin mevcut olup olmadığı, eğer mevcut ise bunların ihlal edilip edilmediğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. -Geçmişe dönük olarak düzenleme yapıldığı iddiası yönünden yapılan inceleme; Dava konusu düzenlemelerin “12/05/2019 tarihinden sonra yapılan başvurular neticesinde bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu almaya hak kazananları” kapsayacak şekilde yapılması nedeniyle geçmişe dönük olarak düzenleme yapıldığı ve idari düzenlemelerin geriye yürümezliği ilkesinin ihlal edildiği iddia olunmakla birlikte, aşağıda ayrıntılı biçimde açıklanacağı üzere Yönetmeliğin ilk halinin yayımlandığı 12/05/2019 tarihi itibarıyla tüketim tesislerinin bağlantı anlaşmasındaki sözleşme gücü ile sınırlı olarak üretim tesisi kurulabileceğine ilişkin düzenlemenin Yönetmelik’te yer aldığı ve lisanssız elektrik üretiminin temel amacının tüketicilerin kendi ihtiyacını karşılamaya yönelik tesis kurmak olduğu dikkate alındığında, 12/05/2019 tarihinden sonra kurulacak tesislerde kişilerin, gerçek/fiili tüketim miktarları ile uyumlu olacak şekilde üretim tesisi kurulu gücünü belirlemesi gerektiğinden, üretim tesisi kurulu gücünü mevzuata aykırı şekilde belirleyen tesis sahipleri bakımından dava konusu düzenlemenin geçmişe dönük yükümlülük getirdiğinden söz edilmesi mümkün değildir. -Kazanılmış hak kavramı yönünden yapılan inceleme; “Kazanılmış hak”, yürürlükteki hukuka uygun olarak doğan ve böylece kişiye özgü lehte sonuçlar doğurmuş, daha sonra mevzuat değişikliği ya da işlemin geri alınması gibi durumların varlığın
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir