Logo

Güvenlik Soruşturmasında Hukuk İçerisinde Olumsuz Sonuçlandırma Üzerine Danıştay Kararı

📜 Danıştay Karar Künyesi

12. Daire – 2022/2515 – 2023/4304 – 20.09.2023


🔎 Karar Özeti

Muğla ili, Marmaris ilçesinde sözleşmeli elektrikçi olarak görev yapan davacının güvenlik soruşturması sonucu sözleşmesinin feshedilmesi işlemi, Anayasa Mahkemesi’nin ilgili düzenlemeyi iptal etmesi ve somut olaya uygulanan hukukun üstünlüğü ilkelerine aykırı bulunarak Danıştay tarafından iptal edilmiştir.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE Esas No : 2022/2515 Karar No : 2023/4304 TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı VEKİLİ : Av. … KARŞI TARAF (DAVACI) : … VEKİLİ : Av. … İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Muğla ili, Marmaris ilçesi, … Gemisinde sözleşmeli elektrikçi er olarak görev yapan davacı tarafından, arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmektedir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dosyanın incelenmesinden; gerek AİHM’in Leander/İsveç davasında vermiş olduğu karar gerekse de Anayasa Mahkemesinin 4045 sayılı Kanun’un 1. maddesine teselsül ettirilerek eklenen (sonrasında Anayasa Mahkemesince iptal edilen) 2. fıkrası yasalaşmadan önce vermiş olduğu 19/02/2020 tarih ve E:2018/163, K:2020/13 sayılı kararı bir bütün olarak dikkate alındığında, somut olayda özel hayata saygı hakkına yapılan müdahalenin kanuni dayanağının mevcut olduğu, ulusal güvenliğin sağlanmasına yönelik meşru amacın da bulunduğu tespit edildiği, dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri gibi şiddet tekelini Devlet adına meşru olarak kullanma yetkisini haiz bir temel kuruma personel seçiminde adaylar hakkında yapılan güvenlik soruşturmalarının güncel, hukuki ve de meşru temellerinin pozitif hukuk temelinde de mevcut olduğu, işlediği bir fiil nedeniyle kamu görevine atanmak isteyen ilgilinin güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandırılabilmesi için, işlendiği iddia olunan fiilin sabit olmasının gerektiği, bu durumda, her ne kadar davalı idarece, davacının güvenlik soruşturmasının olumsuz değerlendirilmesine dayanak olarak Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca davacı hakkında yürütülen “başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama” suçundan yürütülen soruşturma gerekçe gösterilmiş ise de; mezkur soruşturmanın 02/01/2020 tarihinde “kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına” karar verilerek sonuçlandığı görüldüğünden, anılan gerekçeyle davalı idarece güvenlik soruşturmasının olumsuz değerlendirilip dava konusu işlemle davacının sözleşmesinin feshine karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmediği; öte yandan, Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında yer verilen, “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmü uyarınca, açıklanan gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal hakların hesaplanarak yasal faiziyle birlikte tazmininin gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların hesaplanarak en erken işbu davanın açıldığı 14/11/2019 olmak üzere her bir aya ait parasal hakka müstahak olduğu tarihlerden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; dava konusu işlemin dayanağını oluşturan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda elde edilen ve davalı idarece kullanılan davacıya ait kişisel veri niteliğindeki bilgilere, güvenlik soruşturması yapmakla görevli birimler tarafından ulaşılabileceğine ve bu kapsamdaki bilgileri alabileceğine dair yapılan kanuni düzenlemenin (4045 sayılı Kanun’un 1. maddesine eklenen ikinci fıkrası) Anayasa Mahkemesince iptal edildiği ve bu kararın da Resmi Gazete’de yayımlanarak 28/04/2020 tarihinde yürürlüğe girdiği anlaşıldığından, Anayasa’nın 153. maddesinde yer alan, Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğuna dair hüküm ile Danıştay’ın yerleşmiş içtihatlarıyla istikrarlı bir şekilde belirtildiği üzere, Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmesinin, Anayasa’nın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine aykırı olacağı hususu göz önünde bulundurulduğunda, Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle iptal edilmiş olan Kanun hükmüne göre elde edilen kişisel verilere dayanılarak güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması olumsuz sonuçlandığından bahisle davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı; öte yandan, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı üzerine, dava konusu uyuşmazlık temyiz aşamasında iken, 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu’nun 17/04/2021 tarih ve 31457 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı ve aynı tarihte yürürlüğe girdiği, Kanun’un 13. maddesinin sekizinci fıkrası ile 4045 sayılı Kanun’un yürürlükten kaldırıldığı ve 14. maddesiyle, 4045 sayılı Kanun’a yapılan atıfların bu Kanun’a yapılmış sayılacağı düzenlemesine yer verilmiş olduğu hususları gözetildiğinde, davalı idarece, 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu’nda öngörülen temel ilkelere, usul ve esaslara uygun olarak, davacı hakkında yeniden bir değerlendirme yapılabileceği; bu itibarla, iş bu kararın tek başına davacının hiçbir işleme gerek olmadan doğrudan kamu görevine atanması sonucunu doğurmayacağı, yeni yapılan yasal düzenleme olan 7315 sayılı Kanun hükümlerinde öngörülen temel ilkelere, usul ve esaslara göre davacının durumu hakkında davalı idarece yeniden bir değerlendirme yapılacağı açık olduğundan, bu aşamada davacının dava konusu işlem nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi hakkında karar verilmesine imkan bulunmadığı gerekçesiyle “dava konusu işlemin iptaline” ilişkin kısmına yönelik davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddine; “işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların hesaplanarak en erken işbu davanın açıldığı 14/11/2019 olmak üzere her bir aya ait parasal hakka müstahak olduğu tarihlerden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine” ilişkin kısmına yönelik istinaf başvurusunun ise kabulü ile kararın anılan kısmının kaldırılmasına, tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu belirtilerek, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Bölge İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: HUKUKİ DEĞERLENDİRME : Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine, 2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline, işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının hesaplanarak en erken işbu davanın açıldığı 14/11/2019 olmak üzere her bir aya ait parasal hakka müstahak olduğu tarihlerden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun, “dava konusu işlemin iptaline” ilişkin kısmının gerekçeli olarak reddi; “işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların hesaplanarak en erken işbu davanın açıldığı 14/11/2019 olmak üzere her bir aya ait parasal hakka müstahak olduğu tarihlerden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine” ilişkin kısmına yönelik ise kabulü ile kararın anılan kısmının kaldırılmasına, işlem nedeniyle doğan maddi zararların tazmini istemi hakkında ise karar verilmesine yer olmadığı yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA, 3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 20/09/2023 tarihinde, kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir