Logo

Türkiye Milli Botanik Bahçesi İmar Planına İlişkin Hukuka Aykırılık Tespiti Hakkında Danıştay Kararı

📜 Danıştay Karar Künyesi

6. Daire – 2018/5406 – 2022/10276 – 28.11.2022


🔎 Karar Özeti

Danıştay, Ankara’daki Türkiye Milli Botanik Bahçesi için onaylanan imar planlarının hukuka uygun olup olmadığını değerlendirirken, planların doğal ve tarihi sit alanları üzerinden düzenlenmesi gerektiğine hükmetmiştir. Dava konusu taşınmazların koruma amaçlı imar planlarının eksiklik nedeniyle hukuka aykırı olduğunu belirterek, müdahale ve taşınmazların tahsisi konularında usul hataları tespit edilmiştir.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y ALTINCI DAİRE Esas No : 2018/5406 Karar No : 2022/10276 TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Vakfı VEKİLİ : Av. … KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı-ANKARA VEKİLİ : Hukuk Müşaviri … DAVALI YANINDA MÜDAHİL : … Bakanlığı-ANKARA VEKİLİ : Hukuk Müşaviri … İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Ankara İli, Çankaya İlçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … parsel sayılı 82.474,00 m² yüzölçümlü taşınmazlara yönelik olarak 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri ile 3194 sayılı Yasanın 9. maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından … tarih ve … sayılı Olur ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile dayanağı 1/25.000 ölçekli nazım imar planının iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen rapor ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, … Karayolunun … kilometresi üzerinde bulunan uyuşmazlık konusu … ada, … ve … sayılı parsellerin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla kabul edilen 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planında “Sağlık Siteleri” kullanımında kaldığı, Çankaya Belediye Başkanlığınca hazırlanan … ada, … ve … sayılı parseller ile çevresini kapsayan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğünce 20/02/2008 tarihinde onaylandığı, bu imar planlarına göre … ada, … sayılı parselin belediye hizmet alanı (sağlık, eğitim, araştırma ve kültürel tesis alanı) kullanımında kaldığı, … ada, … ve … sayılı parselleri kapsayan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının itirazlar üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca … tarih ve … sayılı oluru ile onaylandığı, onaylı bu planlarda … ada, … sayılı parselin yapılaşma koşullu kentsel rekreasyon alanı (Türkiye Milli Botanik Bahçesi) kullanımında kaldığı, ancak yapılması düşünülen proje kapsamında söz konusu parsel üzerinde herhangi bir yapılaşma düşünülmediği, planda dava konusu alanın Orman Alanı olarak planlandığının tespit edildiği, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların Türkiye Milli Botanik Bahçesi olarak belirlenmesine yönelik olarak hazırlanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile Ülkemizin florası, faunasına ve endemik bitki çeşitliliğine yönelik önemli katkılar sağlayacağı, projenin yerel değil, ulusal hatta uluslararası bir prestij projesi olmasından dolayı yüksek kamu yararı bulunduğu, … ada, … ve … sayılı parsellerin Türkiye Milli Botanik Bahçesi olarak belirlenmesine yönelik 1/25000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin de yapılması gerektiği, dava konusu imar planına göre … ada, … sayılı parseldeki inşaat emsalinin 1,50’den 0,00’ye düşürüldüğü, dolayısıyla inşaat alanını azaltıcı yönde olduğu, dava konusu imar planları ile bölgedeki doğal, jeolojik, topoğrafik yapının ve bitki örtüsünün yapının korunduğu, yapılacak Türkiye Milli Botanik Bahçesi Projesinin ülke bazında bir kamu projesi olduğu, aynı zamanda kent içerisinde ulaşılabilir ve merkezi bir yeşil alan kazandıracağı, taşınmazların Botanik Bahçesi olarak planlanmasında, AOÇ alanında yeşil alan koridorunun artırılması noktasında katacağı ilave anlamlar, yapılaşma baskısından uzak ve bu eğilimleri dizginleyici etkisi, ülke ve kent biyoçeşitliliğine sağlayacağı fayda, biyoteknolojik araştırmalara zemin hazırlayacağı, yerli ve yabancı turizm faaliyetlerinin oluşturacağı ilave katma değer, peyzaj sektöründeki gelişmeyi ve istihdamı hızlandırıcı etkisi, toplumdaki çevre bilincinin artırılması, Türkiye’nin florasını tanıtmak, nadir endemik bitkilerinin korunarak dünyadaki bu konudaki prestijinin artması gibi olgular gözetildiğinde, dava konusu imar planlarının temel dayanaklarından olan kamu yararına, kentin ve ülkenin ihtiyaçlarına, şehircilik ve planlama esaslarına aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Dava dilekçesi ekinde sunulan Çankaya Belediye Başkanlığının … tarih ve … sayılı Milli Botanik Bahçesi (…/…, …) parseller konulu yazısında, davalı Bakanlık tarafından … tarih ve … sayılı Makam Oluru ile onaylanan imar planlarının 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile birlikte 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının da iptali istemiyle görülen davanın açıldığı, ancak Makam Oluru ile 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin onaylanmadığı görüldüğünden, uyuşmazlık esasen davalı Bakanlıkça onaylanan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli nazım ve uygulama imar planlarından kaynaklı olarak Türkiye Milli Botanik Bahçesi Projesinin üstün kamu yararı niteliği, bu durumun uyuşmazlık konusu parsellere etki eden yönü ile alanın orman niteliği dikkate alınarak karar verildiği görülmekte olup, istinaf incelemesinin de bu çerçeve dikkate alınarak gerçekleştirildiği, istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu taşınmazların davacı adına tahsis edilmesine karşın tahsis amacına aykırı olarak planlama yapıldığı, Mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı olarak verildiği, dava konusu alanın orman vasfında olmadığı, planlama alanında korunması gereken endemik bitki türü bulunmadığı, dava konusu imar planlarının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Davalı … Bakanlığı tarafındanTemyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır. Davalı yanında müdahil Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından, taşınmazın orman alanı vasfında olduğu, botanik bahçesiyle biyolojik çeşitliliğin korunmasının amaçlandığı, bölgede korunması gerekli birçok bitki türünün bulunduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE: MADDİ OLAY : Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü ve Hacettepe Üniversitesi arasında yapılan proje ortaklığı çerçevesinde Türkiye Milli Botanik Bahçesine ilişkin plan değişikliği teklifinin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının … tarih ve … sayılı yazısı ekinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulduğu, kurum görüşleri alındıktan sonra Bakanlığın … tarih ve … sayılı oluru üzerine dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 16/07/2013-14/08/2013 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, davacı tarafından dava konusu taşınmazlara yönelik imar durum belgesi istenilmesi üzerine de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının istemi üzerine anılan planlarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve … sayılı oluru ile değişiklik yapılarak 27/09/2013-26/08/2013 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, akabinde bu planlara yapılan itirazlar üzerine Bakanlığın … tarih ve … sayılı oluru ile planlarda yeniden değişiklik yapıldığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve … sayılı oluruyla son plan değişikliğine yapılan itirazlar da reddedilerek imar planlarının kesinleştirildiği görülmektedir. İLGİLİ MEVZUAT: 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 3. maddesinde “tabiat varlıkları”, “jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan değerlerdir.” şeklinde; “sit”, “Tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olup, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları, kültür varlıklarının yoğun olarak bulunduğu sosyal yaşama konu olmuş veya önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özellikleri ile korunması gerekli alanlardır.” şeklinde; “doğal sit” ise, “jeolojik devirlere ait olup, ender bulunmaları nedeniyle olağanüstü özelliklere sahip yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlardır.” şeklinde tanımlanmış, “sit alanlarında geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları ile koruma amaçlı imar plânı” başlıklı 17. Maddesinin a bendinde; ” Bir alanın koruma bölge kurulunca sit olarak ilanı, bu alanda her ölçekteki plân uygulamasını durdurur. Sit alanının etkileşim-geçiş sahası varsa 1/25.000 ölçekli plân kararları ve notları alanın sit statüsü dikkate alınarak yeniden gözden geçirilerek ilgili idarelerce onaylanır. Koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurulu tarafından üç ay içinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları belirlenir. Belediyeler, valilikler ve ilgili kurumlar söz konusu alanda üç yıl içinde koruma amaçlı imar planı hazırlatıp incelenmek ve sonuçlandırılmak üzere koruma bölge kuruluna vermek zorundadır. Üç yıllık süre içinde zorunlu nedenlerle plan yapılamadığı takdirde koruma bölge kurulunca gerekçeli olarak bu süre uzatılabilir. Uzatılan süre içerisinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları uygulanır. Sit alanlarına ilişkin tüm ölçeklerde yapılmış; koruma bölge kurullarının uygun görüşü alınarak yürürlüğe giren planların yargı kararları ile uygulamasının durdurulması veya iptal edilmesi halinde ilgili koruma bölge kurulunca geçiş dönemi yapılanma şartları yeniden belirlenir. Koruma bölge kurulunda görüşülen ve uygun görülen koruma plânları onaylanmak üzere ilgili idarelere gönderilir. İlgili idareler, koruma amaçlı imar planını en geç iki ay içinde görüşür ve varsa değişmesini istediği hususları koruma bölge kuruluna bildirir. Koruma bölge kurulunda bu hususlar değerlendirilir ve kurul tarafından uygun görülen haliyle planlar ilgili idarelere onaylanmak üzere gönderilir. Planlar koruma bölge kurulunun uygun gördüğü şekliyle ilgili idarelerce altmış gün içinde onaylanmak zorundadır. Bu süre içinde görüşülmeyen ya da onaylanmayan planlar kesinleşerek yürürlüğe girer. Koruma amaçlı imar planının yürürlüğe girmesiyle geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları ayrıca karar almaya gerek kalmadan ortadan kalkar.” hükmüne, Ek-4. maddesinin birinci fıkrasında, “Taşınır tabiat varlıkları hariç tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve bunlara ilişkin koruma alanları ile ilgili olarak bu Kanunda öngörülen iş, işlem ve kararlar bakımından görevli ve yetkili bakanlık, Çevre ve Şehircilik Bakanlığıdır.” hükmüne, üçüncü fıkrasında, “Bu Kanunda Koruma Yüksek Kurulunca alınması öngörülen kararlar, tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve bunlara ilişkin koruma alanları bakımından Koruma Merkez Komisyonunca, koruma bölge kurullarınca alınması öngörülen kararlar koruma bölge komisyonlarınca alınır ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının onayıyla yürürlüğe konulur.” hükmüne, dördüncü fıkrasında, “Bu Kanunda ve diğer mevzuatta tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve bunlara ilişkin koruma alanları bakımından Koruma Yüksek Kuruluna ve koruma bölge kurullarına yapılan atıflar ilgisine göre Koruma Merkez Komisyonuna ve koruma bölge komisyonlarına yapılmış sayılır ve ilgili maddelerde geçen Koruma Yüksek Kurulundan Koruma Merkez Komisyonu ve koruma bölge kurullarından koruma bölge komisyonları anlaşılır.” hükmüne yer verilmiştir. 04/07/2011 tarih ve 27984 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) “Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü” başlıklı 13/A maddesinde, “(1) Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün görevleri arasında: c) Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, doğal sit alanları, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanların kullanma ve yapılaşmaya yönelik ilke kararlarını belirlemek ve her tür ve ölçekte çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak, değiştirmek, onaylamak, uygulamak veya uygulanmasını sağlamak. ç) Tabiat varlıkları, doğal, tarihi, arkeolojik ve kentsel sitler ile koruma statüsü bulunan diğer alanların çakıştığı yerlerde koruma ve kullanma esaslarını ilgili bakanlıkların görüşünü alarak belirlemek ve bu alanların kısmen veya tamamen hangi idarelerce yönetileceğine karar vermek, her tür ve ölçekteki çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak ve onaylamak. …” sayılmakta iken söz konusu Kanun Hükmünde Kararname, 09/07/2018 tarih ve 30473 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılmış ve yerine 10/7/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 109. maddesinin 1.fıkrasının (b) bendinde, “Tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinin tespit, tescil, onay, değişiklik ve ilanına dair usul ve esasları belirlemek ve bu alanların sınırlarını tespit ve tescil etmek, yönetmek ve yönetilmesini sağlamak”, (c) bendinde “Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, doğal sit alanları, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanların kullanma ve yapılaşmaya yönelik ilke kararlarını belirlemek ve her tür ve ölçekte çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak, değiştirmek, onaylamak, uygulamak veya uygulanmasını sağlamak”, (ç) bendinde “Tabiat varlıkları, doğal, tarihi, arkeolojik ve kentsel sitler ile koruma statüsü bulunan diğer alanların çakıştığı yerlerde koruma ve kullanma esaslarını ilgili bakanlıkların görüşünü alarak belirlemek ve bu alanların kısmen veya tamamen hangi idarelerce yönetileceğine karar vermek, her tür ve ölçekteki çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak ve onaylamak”, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. 26/07/2005 tarihli ve 25887 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Koruma Amaçlı İmar Planları ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi, Uygulaması, Denetimi ve Müelliflerine İlişkin Usul ve Esaslara Ait Yönetmeliğin “Planların onaylanması” başlıklı 8. Maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olduğu halinde; “Koruma bölge kurulu müdürlükleri, idarece uygun bulunarak kendilerine iletilen koruma amaçlı imar planını, Kanun ve bu Yönetmelik hükümleri doğrultusunda eksik belgesinin olup olmadığı yönünde incelerler. Eksik belgesi bulunduğu saptanan planlar koruma bölge kurulu müdürlüğünce idareye iade edilir. Koruma bölge kurulu, belgeleri tam olarak koruma bölge kuruluna ibraz edildiği tarihten itibaren koruma amaçlı imar planlarını en geç altı ay içinde karara bağlar. Koruma bölge kurulunda görüşülen ve uygun görülen koruma amaçlı imar planları onaylanmak üzere idarelere gönderilir. İdareler, koruma amaçlı imar planını en geç iki ay içinde görüşür ve karara bağlar. Koruma bölge kurulunca plana ilave edilen veya değiştirilen hususlar olması halinde, idare bu konularla ilgili plan yapım sürecinde alınan görüşler ve ana kararlar dikkate alınarak varsa değişmesini istediği hususları aynı süre içerisinde koruma bölge kuruluna bildirir. Bu süre içinde idarece herhangi bir husus koruma bölge kuruluna iletilmediği takdirde, koruma bölge kurulunca uygun bulunmuş haliyle planlar onaylanmış sayılır ve kesinleşerek yürürlüğe girer. İdarece planda değiştirilmesi istenen hususlar koruma bölge kuruluna bildirildiği takdirde koruma bölge kurulunca bu hususlar değerlendirilir ve uygun görülen haliyle planlar idarelere onaylanmak üzere gönderilir. Altmış gün içerisinde onaylanmayan planlar onaylanmış sayılır ve yürürlüğe girer.” hükmü yer almıştır. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yönünde yapılan incelemede; Dava dosyasında sunulan plan paftalarının incelenmesinden, uyuşmazlık konusu planlama alanında 1. derece doğal sit ve tarihi sit alanı ile 1. derece arkeolojik sit alanının bulunduğu görüldüğünden Dairemizin 25/05/2022 tarih ve E:2020/5059 sayılı ara kararıyla davalı idareden, dava konusu planlama alanında yer alan sit alanları nedeniyle Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulundan ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulundan gerekli izinlerin alınıp alınmadığının sorularak buna ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenilmesi üzerine davalı idarenin 31/08/2022 tarihinde kayıtlara giren ara kararına cevap dilekçesinin ekinde yer alan Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı Ankara ili, Çankaya İlçesi, … (…) Mahallesi, Milli Botanik Bahçesi imar planı teklifi hakkında görüş yazısında, “iletilen paftalar incelendiğinde I. derece arkeolojik sit sınırları ile I. derece doğal ve tarihi sit sınırlarının paftalara aktarıldığı ancak 1/1000 ölçekli plan paftalarında I. derece arkeolojik sit sınırları içerisinde Kentsel Rekyeasyon Alanı ( Türkiye Milli Botanik Bahçesi) kullanımının bulunduğu, plan açıklama raporuyla birlikte planlama alanına ilişkin paftaların tamamının iletilmediği görülmüştür. Ayrıca söz konusu alanın bir kısmının I. derece arkeolojik sit alanı ile I. derece doğal ve tarihi sit alanını kapsaması nedeniyle 26.07.2005 gün ve 25887 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Koruma Amaçlı İmar Planları ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi, Uygulaması, Denetimi, Müelliflerine İlişkin Usul ve Esaslara Ait Yönetmeliğe göre hazırlanmadığı tespit edilmiş olup, ayrıca koruma amaçlı imar planlarının hazırlanması safhasında yapılması gereken 2 adet toplantının yapılıp yapılmadığının belirtilmediği, Planların, kadastral durum işlenmiş güncel onaylı hâlihazır haritalar üzerine çizilmediği, doğal ve tarihi sit alanlarında yapılacak olan koruma amaçlı planlarının; doğal sit alanları için, şehir plancısı veya şehir ve bölge plancısı veya kent plancısı, mimar, peyzaj mimarı, sosyolog ile alanın doğal karakterine bağlı olarak orman mühendisi, ziraat mühendisi, çevre mühendisi, hidrolog, biyolog, zoolog gibi meslek gruplarından gerekli olanlarının, tarihi sit alanları için, şehir plancısı veya şehir ve bölge plancısı veya kent plancısı , mimar, tarihçi, sosyolog, arkeolojik sit alanları için ,şehir plancısı veya şehir ve bölge plancısı veya kent plancısı , restorasyon konusunda yüksek lisans yapmış mimar, arkeolog, sosyolog bulunması zorunlu olmasına karşın bahsi geçen meslek gruplarının oluşturduğu planlama ekibi imzalarının bulunmadığı görülmüştür.” ifadelerine yer verildiği görülmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara … Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca dava konusu imar planlarına ilişkin eksikliklerin ve düzeltilmesi gereken hususların bulunduğu belirtilmesine rağmen davalı idare tarafından dava konusu imar planlarının kesinleştirildiği görülmektedir. Ayrıca, 644 sayılı KHK ve 2863 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi ile de, tarihi ve doğal sit alanları gibi ilgili mevzuat hükmünde sayılan korunması gerekli önemli alanlar için, bu alanların koruma amacının merkezi yönetim tarafından sağlanması gözetilerek, bu amaçla kurulan Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğüne, her tür ve ölçekteki imar planlarını yapmak, yaptırmak, değiştirmek, onaylamak, uygulamak veya uygulanmasını sağlamak yetki ve görevinin verildiği görülmektedir. Bakılan davada, uyuşmazlık konusu taşınmazların işlem tarihinde yürürlükte olan 644 sayılı KHK’nın 13/A maddesinin ç bendinde ifade edilen doğal ve tarihi sit alanında yer aldığı gözetildiğinde, bu kapsamdaki taşınmazlar yönünden planlama yetkisinin anılan alanları koruma amacıyla kurulmuş olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna ait olduğu açıktır. Bu durumda, her ne kadar 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 9. maddesi uyarınca dava konusu planlar onaylanmış olsa da planlama alanında yer alan 1. derece doğal sit ve tarihi sit alanı ile 1. derece arkeolojik sit alanının niteliği göz önüne alındığında, yukarıda anılan mevzuat uyarınca, koruma amaçlı imar planlarının kesinleşmesi için koruma bölge kurullarından uygun görüş alınması ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulundan onay alınması gerekirken anılan eksiklikler tamamlanmadan tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında bu yönüyle isabet bulunmamaktadır. 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı yönünden yapılan incelemede; Dava dilekçesinin incelenmesinden, davacı tarafından, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve 1/5000 ölçekli nazım imar planının dayanağı 1/25000 ölçekli çevre düzeni planının iptalinin istenildiği ancak temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının … tarih ve … sayılı Oluru ile 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin onaylanmadığından uyuşmazlıkta, esasen davalı Bakanlıkça onaylanan 1/5000 nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planından kaynaklı olarak Türkiye Milli Botanik Bahçesi Projesinin, üstün kamu yararı niteliği, uyuşmazlık konusu parsellere etki eden yönü ile alanın orman niteliği dikkate alınarak karar verildiği görülmektedir. Bu durumda, bölge idare mahkemesince temyize konu kararda dayanak 1/25000 ölçekli çevre düzeni planının iptali istemi hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşıldığından, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararında bu yönüyle de isabet bulunmamaktadır. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne, 2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, 3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 28/11/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir