Logo

6750 sayılı Kanun Çerçevesinde Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni

Ticari İşletme Rehni; ticari işletmede bulunan, ticari işletmeye ait taşınırların Ticaret Siciline tescil edilmesiyle birlikte teslimsiz olarak rehnedilebilmesini ifade eder.

Ticari İşletme Rehni, hukukumuzda 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu‘nda düzenlenmekteydi. Bu kanunun 01.01.2017 tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılarak 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu‘nun yürürlüğe girmesi kararlaştırılmıştır. Yeni kanun ile birlikte bir çok önemli değişiklik gündeme gelmiştir. Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu ile “rehinli taşınır sicili” oluşturularak, menkul rehinlerinin açıklığı ve takip edilebilirliği sağlanmış olmaktadır. Bununla birlikte yeni kanun rehnin paraya çevrilmesi hususunda daha aktif bir sistem (Derece Sistemi – m.10) öngörmektedir. Rehin sözleşmesi yazılı olarak ya da elektronik olarak düzenlenebilir. Bu sözleşmenin sicile tescil edilmesiyle rehin hakkı kurulmaktadır.

Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanununa göre üzerinde rehin hakkı kurulabilecek menkul varlıklar şunlardır;

  • her türlü kazanç ve iratlar,
  • kira gelirleri,
  • kiracılık hakkı,
  • alacaklar,
  • stoklar,
  • sarf malzemesi,
  • tarımsal ürün,
  • ticaret ünvanı,
  • işletme adı,
  • ticari işletme veya esnaf işletmesi,
  • ticari plaka,
  • hammadde,
  • fikri ve sınai mülkiyete konu haklar,
  • lisans ve ruhsatlar,
  • çok yıllık ürün veren ağaçlar,
  • menkul işletme tesisatı,
  • vagon ve
  • bunlara ek olarak üçüncü kişilerin zilyetliğindeki menkul varlık, hak ve paylı mülkiyet hakları.

Yeni kanun, sözleşmenin taraflarına ilişkin önemli bir değişiklik getirmiştir. Buna göre ticari işletme rehni sözleşmesi kredi kuruluşları ile tacir, esnaf, çiftçi, üretici örgütü, serbest meslek erbabı gerçek ve tüzel kişiler arasında veya tacir ve/veya esnaflar arasında yapılabilecektir. (TİTRK m.3)

6750 sayılı kanun, borçlunun borcunu ödememesi durumunda lex commissoria yasağına da bir istisna getirmiştir. TİTRK m.14’e göre alacaklı birinci derece ise icra dairesinden rehinli taşınırın mülkiyetinin devrini talep edebilir, alacağını 5411 sayılı kanun uyarınca faaliyet gösteren varlık yönetim şirketlerine devredebilir veya zilyetliğin devrine konu olmayan varlıklarda kiralama ve lisans hakkını kullanabilir. Tüm bu yollara rağmen alacağa kavuşulamaması durumunda ise genel hükümlere başvurulabilir.

Rehin sözleşmesine aykırılık teşkil eden fiil ve davranışların cezalandırılmasına ilişkin olarak da önemli değişikliklere gidilmiştir.
Kanuna göre; “a) Rehinli varlığı bu Kanunun hilafına kullanması,
b) Borcu ödememesi hâlinde rehinli varlığın mülkiyetini devretmemesi,
c) Rehinli varlığı alacaklıya zarar vermek kastıyla tahrip veya imha etmesi,
ç) Rehinli taşınır varlığın devri ile alacağın devrini Sicile tescil ettirmemesi,
d) Sicili yanıltmaya yönelik fiillerde bulunması,
hâllerinde alacağını tamamen veya kısmen tahsil edemeyen rehin alacaklılarının şikayeti üzerine güvence altına alınan borç tutarının yarısını geçmemek üzere adli para cezası uygulanır.” m.16

Nihayet, 6750 sayılı kanun KOBİ’lere ait her türlü varlıklar üzerinde rehin kurulmasını ve bu sayede bu işletmelerin parasal ihtiyaçlarını karşılamalarını amaçlamaktadır.

Av. Mert KOÇ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir