📜 Danıştay Karar Künyesi
9. Daire – 2021/3841 – 2023/1677 – 27.04.2023
🔎 Karar Özeti
Danıştay, vergi borçlarına ilişkin ödeme emirlerinin iptaline dair ilk derece mahkemesi kararını onayarak temyiz talebini reddetti. Davacının, yaptığı iade talepleri ve kanuni temsilcilik dönemi dışında meydana gelen vergi borçları nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığı belirlendi.
Karar İçeriği
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/3841
Karar No : 2023/1677
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, aleyhe olan kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Asıl borçlu …Nakliyat Taahhüt Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti’nin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve … ilâ … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emri yönünden yapılan incelemede, ödeme emri muhteviyatı kamu alacaklarının, asıl borçlu şirket tarafından verilmiş olan 2013 yılına ait kurumlar vergisi, 2014/Ocak ilâ Mart dönemine ilişkin geçici vergi, 2014/Şubat ve 2014/Mart katma değer vergisi beyannameleri üzerine tahakkuk eden 2013/Ocak ilâ Aralık ve 2014/Ocak ilâ Mart dönemi damga vergisi ve 5035 sayılı Kanun’a göre alınan damga vergisi ile 2014/Şubat ve 2014/Mart dönemleri 5035 sayılı Kanun’a göre alınan damga vergileri ile gecikme zammı olduğu, vade tarihlerinin sırasıyla 30/04/2014, 17/05/2014 ve 26/04/2014 tarihleri olduğu, davacının 30/01/2008 ilâ 26/03/2014 tarihleri arasında şirketin kanuni temsilcisi olduğu, şirkete ait ödenmeyen vergilerin beyan dönemleri davacının şirkette kanuni temsilci olarak görevde bulunduğu dönemlere ilişkin olmadığı, anılan şirketten tahsil edilemeyen kamu alacaklarına ilişkin olarak beyannamelerin verme ve ödeme dönemlerinde şirket kanuni temsilcisi olmayan ve vergi borcunun tahakkuk ile tahsil aşamalarında herhangi bir kusuru bulunmayan davacıdan beyan üzerine tahakkuk eden bu vergi alacaklarının kanuni temsilci sıfatıyla tahsili mümkün olmadığından bahse konu ödeme emrinde hukuka uyarlılık bulunmadığı; dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emri yönünden yapılan incelemede, ödeme emri muhteviyatı amme alacağının, asıl borçlu şirketin 2013 yılına ilişkin defter ve belgelerinin incelemeye ibrazı için gönderilen … tarih ve … sayılı defter ve belge isteme yazısının 08/09/2017 tarihinde şirket kanuni temsilcisi …’ya tebliğ edilmesine karşın defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle, 2013/Aralık dönemine ilişkin salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi, kesilen özel usulsüzlük cezası ile gecikme faizi olduğu, her ne kadar davacı cezalı tarhiyatın ait olduğu dönemlerde şirketin kanuni temsilcisi ise de, cezalı tarhiyat ve kesilen özel usulsüzlük cezasının sebebinin 2013 yılına ilişkin defter ve belgelerin ibraz edilmesine ilişkin 05/09/2017 tarihli yazının gereğinin yerine getirilmemesi olduğu, söz konusu vergisel ödevin yerine getirilmemesi sorumluğunun ise defter ve belgelerin ibrazının istenildiği tarihte kanuni temsilci olan kişiye ait olduğu, davacının da defter ve belge ibrazının istenildiği tarih itibariyle kanuni temsilci olmaması sebebiyle kendisine atfedilecek herhangi bir kusurlu sorumluluk hali bulunmadığı görüldüğünden, adına düzenlenen bahse konu ödeme emrinde hukuka uyarlılık bulunmadığı; dava konusu … tarih ve …sayılı ödeme emri yönünden yapılan incelemede ise, ödeme emri muhteviyatı amme alacağının, asıl borçlu şirketin 2010/Ocak dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesini süresinde vermemesinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası olduğu, ödeme emrine konu borçların doğduğu dönemde şirketin kanuni temsilcisi olan davacının bu borçlardan sorumlu olduğu, bununla birlikte olayda, bahse konu ödeme emrine dayanak asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emrinin şirket kanuni temsilcisine tebliğ edildiği, amme alacağının şirket adına kesinleştirilmesi ve şirketten tahsili yoluna gidilmesi, tahsil edilememesi halinde sorumluluğu çerçevesinde kanuni temsilciye başvurulması gerektiği halde, asıl borçlu şirket adına haciz varakası düzenlenmediği ve dolayısıyla mal varlığı araştırmasının usulüne uygun yapılmadığı, asıl borçlu şirket hakkında takip işlemleri tamamlanmadan kanuni temsilci hakkında takip işlemlerine başlanıldığı anlaşıldığından, bahse konu ödeme emrinde de hukuka uyarlılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, dava konusu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:İstinaf dilekçesinde öne sürülen hususlar, Mahkeme kararının … tarih ve …ve … sayılı ödeme emirlerine ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden bu kısımlara yönelik davalı istinaf isteminin reddi gerektiği; Mahkeme kararının … tarih ve … sayılı ödeme emrine ilişkin kısmına yönelik davalı istinaf istemine gelince, asıl borçlu şirket adına ödeme emrinin düzenlenerek 28/01/2016 tarihinde şirket kanuni temsilcisine tebliğ edildiği, süresinde ödenmeyen ödeme emri içeriği amme alacağı ile ilgili olarak şirket hakkında … tarih ve … sıra nolu haciz varakası düzenlenerek malvarlığı araştırması yapıldığı, yapılan malvarlığı araştırmasında şirket adına kayıtlı herhangi bir mal, hak veya alacağa rastlanılamadığından amme alacağının asıl borçlu şirketin mal varlığından tahsil edilemeyeceği sonucuna varıldığından ve dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği borçların döneminin de davacının kanuni temsilci olduğu 30/01/2008 ilâ 26/03/2014 tarihleri arasında olduğundan davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı istinaf isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, Mahkeme kararının … tarih ve …sayılı ödeme emrine ilişkin kısmının kaldırılmasına, söz konusu ödeme emri yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı adına düzenlenen … tarih ve … ile … sayılı ödeme emirleri muhteviyatı amme alacaklarına ilişkin vergilendirme döneminde davacının kanuni temsilci olduğu, anılan ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak düzenlendiği ve hukuka aykırı olmadıkları iddiasıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyize konu kısmının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın …Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 27/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.