📜 Danıştay Karar Künyesi
4. Daire – 2023/14040 – 2024/3567 – 30.05.2024
🔎 Karar Özeti
Danıştay, davalı tarafından yapılan ‘Gübretaş Liman Tevsii ve Dip Tarama Kapasite Artışı Projesi’ için verilen ÇED Olumlu kararını iptal eden İdare Mahkemesi kararını bozarak davanın reddine hükmetmiştir. Mahkeme, ÇED raporunun çevresel etkiler bakımından yeterli olduğunu ve resmi raporlarla tutarsızlık olmadığını belirlemiştir.
Karar İçeriği
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/14040
Karar No : 2024/3567
TEMYİZ EDENLER: 1- (DAVALI) … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI YANINDA MÜDAHİL) …Fabrikaları Türk Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sahili Koruma ve Güzelleştirme Derneği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … Mahallesinde davalı yanında müdahil … Fabrikaları Türk Anonim Şirketi tarafından yapılması planlanan “Gübretaş Liman Tevsii ve Dip Tarama Kapasite Artışı Projesi” ile ilgili olarak 25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 14. maddesi uyarınca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce verilen … tarih ve … sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 08/02/2023 tarih ve E:2022/8603, K:2023/1367 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak yeniden yaptırılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyada bulunan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden; davalı yanında müdahil şirket tarafından yapılması planlanan “Gübretaş Liman Tevsii ve Dip Tarama Kapasite Artışı” projesinin, imar mevzuatı, şehircilik uygulama ve ilkeleri açısından uygun olduğu, deprem riskini arttırabilecek nitelikte olmadığı, buna ilişkin olarak nihai ÇED raporunda verilen taahhütlere uyulmasının yeterli olduğu, tarımsal açıdan risk teşkil etmediği, bölgeye gelen gemi sayısının artmadığı, gemi deniz ticaretinin daha büyük gemilerle yapılmasının daha anlamlı olacağı ve deniz trafiğine doğrudan ya da dolaylı olarak ilave bir risk oluşturmayacağı belirtilmiş ise de, bölgenin ekolojik durumu hakkında resmi raporlarla ÇED raporunda verilen bilgilerin tutarlı olmadığı, dip taramada kullanılacak araçlara ait emisyon hesaplamalarının verilmediği, projede birçok konuda atıf yapılmış olmasına rağmen Deniz ve Kıyı Yönetimi Daire Başkanlığı yazısının raporda yer almadığı dikkate alındığında, dava konusu “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının hukuka uygun olmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: 1- Davalı tarafından; ÇED sürecinin ilgili mevzuata uygun biçimde yürütüldüğü, dava konusu projede mevzuata dayalı herhangi bir olumsuzluk bulunmadığından, ÇED raporunda belirtilen tedbirlerin uygulanması durumunda herhangi bir sorun beklenmediğinden, dava konusu “ÇED Olumlu kararı”nın verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda çevre mühendisliği dışında Bakanlık lehine değerlendirmelerde bulunulduğu ve nihai ÇED raporunun çevre mühendisliği dışındaki bilim dalları açısından uygun olduğu yolunda görüş bildirildiği; Mahkeme kararının gerekçesinde yer verilen “Deniz ve Kıyı Yönetimi Daire Başkanlığı yazısının raporda yer almadığı” yolundaki değerlendirmenin hatalı olduğu, söz konusu yazının raporun Kurum Görüşleri başlıklı Ek-5 kısmının son sayfasında yer aldığı, bilirkişi raporunda, ÇED raporunda tutarsızlık olarak değerlendirilen hususların, bu biçimde değerlendirilmesinin yerinde olmadığı, söz konusu kurum görüşlerinde yer verilen bilgilerin verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu, ÇED raporunda projenin olumsuz etkilerinin nasıl bertaraf edileceği, ne tür önlemler alınacağının eksiksiz biçimde açıklandığı, ÇED raporunda hukuki ve teknik olarak bir eksiklik bulunmadığı ileri sürülmektedir.
2- Davalı yanında müdahil tarafından; … Üniversitesinden alınan teknik mütalaanın İdare Mahkemesince dikkate alınmadan karar verildiği, resmi rapor verileri ile ÇED raporunda uyumsuzluk olduğu yolundaki bilirkişi değerlendirmesinin yerinde olmadığı, dip tarama faaliyetinde araçların oluşturacağı emisyonun mevcut hava kirliliğine etkisinin son derece sınırlı olacağı, ÇED raporunun tüm analiz ve değerlendirmeleri içerdiği, bilirkişi raporunun çevre mühendisliği disiplini açısından değerlendirmeler içeren kısmında yer verilen görüşün aksine, proje kapsamında tesis edilen dava konusu “ÇED Olumlu kararı”nın her yönüyle uygun olduğu hususunun dosyaya sunulan teknik mütalaada da belirtildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu işlemin çevre mühendisliği disiplini dışındaki diğer tüm disiplinler açısından uygun olduğu yolunda görüş bildirildiği, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozularak davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile dava konusu işlemin iptali yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararının, Dairemiz kararının karşı oyunda belirtilen gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… ili, … ilçesi, … Mahallesinde davalı yanında müdahil Gübre Fabrikaları Türk Anonim Şirketi tarafından yapılması planlanan “Gübretaş Liman Tevsii ve Dip Tarama Kapasite Artışı Projesi” ile ilgili olarak 25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 14. maddesi uyarınca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce … tarih ve … sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı verilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 10. maddesinde; “Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez…” hükmüne yer verilmiştir.
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 4. maddesinde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı: Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projeler hakkında yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı, Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmış, 6. maddesinde; “(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı veya “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır.” kuralına, 7. maddesinde; “(1) Bu Yönetmeliğin; a) Ek-1 listesinde yer alan projelere, b) “ÇED Gereklidir” kararı verilen projelere, c) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-1 listesinde belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ÇED Raporu hazırlanması zorunludur.” kuralına, 15. maddesinde; “(1) Bu Yönetmeliğin; a) Ek-2 listesinde yer alan projeler, b) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-2 listesinde belirtilen projeler, seçme, eleme kriterlerine tabidir.” kuralına, 17. maddesinde ise; “(1) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Bakanlık, Proje Tanıtım Dosyalarını Ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceler ve değerlendirir. Bakanlık, bu aşamada gerekli görülmesi halinde Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan proje ile ilgili geniş kapsamlı bilgi vermesini, araç gereç sağlamasını, yeterliği kabul edilebilir kuruluşlarca analiz, deney ve ölçümler yapmasını veya yaptırmasını isteyebilir. Bakanlık inceleme değerlendirme sürecinde gerekli görülmesi halinde yetkili kurum/kuruluşlardan görüş isteyebilir. Otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir. (Son cümleye yönelik, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 05/07/2018 tarih ve YD İtiraz No:2018/177 sayılı kararıyla yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir.) (2) Bakanlık on beş (15) iş günü içinde inceleme ve değerlendirmelerini tamamlar. Proje hakkında “ÇED Gereklidir” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararını beş (5) iş günü içinde verir, kararı Valiliğe, proje sahibine ve Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara bildirir. Valilik, bu kararı askıda ilan ve internet aracılığıyla halka duyurur. (3) “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilen proje için beş (5) yıl içinde mücbir sebep bulunmaksızın yatırıma başlanmaması durumunda “ÇED Gerekli Değildir” kararı geçersiz sayılır. (4) “ÇED Gereklidir” kararı verilen projeler için bir (1) yıl içerisinde Bakanlığa başvuru yapılmaması durumunda karar geçersiz sayılır.” kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlığın çözümü için İdare Mahkemesince Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. …, İnşaat Mühendisi Prof. Dr. …, İmar Uzmanı Prof. Dr. …, Çevre Mühendisi Prof. Dr. …, Ziraat Mühendisi Prof. Dr. …, Deniz Ulaştırma Mühendisi Prof. Dr. …, Su Ürünleri Mühendisi Doç Dr. …, Şehir Plancısı Doç. Dr. … ve Kılavuz Kaptan …’den oluşan bilirkişi heyetine mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup; hazırlanan bilirkişi raporunda dava konusu “ÇED Olumlu kararı”nın, çevre mühendisliği disiplini haricindeki bilim dalları bakımından uygun olduğu, bilirkişi raporunun çevre mühendisliği disiplini açısından değerlendirmeler içeren kısmında yer alan tespitler uyarınca, dava konusu “ÇED Olumlu kararı”nın dayanağı nihai ÇED raporunda eksiklikler ve tutarsızlıklar bulunduğu ve teknik olarak uygun olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; İdare Mahkemesi kararında iptal gerekçesi olarak, “bölgenin ekolojik durumu hakkında resmi raporlarla ÇED raporunda verilen bilgilerin tutarlı olmadığı” hususuna yer verilmiş ise de; davalı yanında müdahil tarafından sunulan ve … Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. … tarafından hazırlanan bilimsel mütalaada, tutarsızlık olarak belirtilen durumun aslında “ekolojik kalite endeksi” ve “deniz suyu kalite kriterleri”nin birbirinden farklı olmasından kaynaklandığı, bu bağlamda resmi kurum yazılarında deniz suyu örneklerine ilişkin verilerde “kötü ve/ya zayıf” olarak belirtilen, ancak ÇED raporundaki analiz sonuçlarında ise “iyi ve üzeri ekolojik potansiyel”de olduğu, bu bağlamda ÇED raporundaki bilgilerin tutarlı olmadığı yolunda yapılan değerlendirmenin, esas itibarıyla deniz suyu örneklerine ilişkin verilere ilişkin baz alınan kriterdeki farklılıktan ileri geldiği dikkate alındığında, yukarıda yer verilen bilirkişi görüşünün bu haliyle nihai ÇED raporunu kusurlandırmayacağı sonucuna varılmıştır.
İdare Mahkemesi kararında diğer bir iptal gerekçesi olarak, çevre mühendisinin değerlendirmeleri esas alınarak, “dip taramada kullanılacak araçlara ait emisyon hesaplamalarının verilmemiş olması” hususuna yer verilmiş ise de; davalı yanında müdahil tarafından sunulan ve … Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. … tarafından hazırlanan bilimsel mütalaada, ÇED raporuna göre, 176.000 m3 dip tarama çamurunun taşınacağı, bu bağlamda deniz araçlarının ortalama kapasitesinin 400 m3 olduğu kabul edilecek olursa, yaklaşık 440 sefer yapılarak söz konusu malzemenin taşınabileceği, … Körfezi’ndeki yıllık büyük gemi trafiğinin 12.000 – 15.000 arasında olduğu dikkate alındığında, proje kapsamında ilave 440 gemi seferinin hava kirliliğine katkısının son derece sınırlı ve düşük olmasının bekleneceği hususunun belirtildiği; bu kapsamda dip taramada kullanılacak araçlara ait emisyon hesaplarının verilmemiş olmasının da, nihai ÇED raporunu kusurlandırmadığı sonucuna varılmıştır.
İdare Mahkemesi kararında diğer bir iptal gerekçesi olarak, çevre mühendisinin değerlendirmeleri esas alınarak, “projede birçok konuda atıf yapılmış olmasına rağmen Deniz ve Kıyı Yönetimi Daire Başkanlığı yazısının raporda yer almadığı” gerekçesine yer verilmiş ise de; temyiz dilekçesinde de belirtildiği üzere, ÇED raporu EK-5’te yer alan kurum görüşleri arasında, (ÇED raporunun 1124. sayfasında) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Deniz ve Kıyı Yönetimi Daire Başkanlığının 01/02/2022 tarihli yazısının da yer aldığı, dolayısıyla Deniz ve Kıyı Yönetimi Daire Başkanlığı yazısının raporda yer almadığına yönelik değerlendirmenin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; davalı yanında müdahil şirket tarafından yapılması planlanan “… Liman Tevsii ve Dip Tarama Kapasite Artışı Projesi” ile ilgili olarak muhtemel çevresel etkilere ve olumsuz etkilerin giderilmesi için alınacak önlemlere yer verildiği görülmekte olup, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından; dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı ve davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,
2.Temyize konu … İdare Mahkemesinin… tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A-2(i) maddesi uyarınca DAVANIN REDDİNE,
3.Aşağıda ayrıntısı gösterilen …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı idarece temyiz aşamasında yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen …TL yargılama gideri ile hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
5. Davalı yanında müdahil tarafından yapılan … TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı yanında müdahile verilmesine,
6. Hazine’den karşılanan toplam … TL’lik keşif harcı, araç ücreti ile bilirkişi ücretinin davacıdan tahsili için ilgili Kuruma yazı yazılmasına ve kararın bir örneğinin ilgili Kuruma tebliğine,
7. Artan posta avansının ise istemi halinde davacıya ve davalı yanında müdahile verilmesine,
8. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
9.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, kesin olarak, 30/05/2024 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
2872 sayılı Çevre Kanununun 2. maddesinde; çevresel etki değerlendirmesi, gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalar olarak tanımlanmış; 10. maddesinde, “Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Kapsam Belirleme ve İnceleme Değerlendirme Komisyonunca yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun saptanması üzerine gerçekleşmesinde sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmış, 6. maddesinde; “(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı veya “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır.” hükmüne, 7. maddesinde; “Bu Yönetmeliğin; a) EK-I listesinde yer alan projelere b) “ÇED Gereklidir” kararı verilen projelere, c) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi Ek-1 listesinde belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ÇED Raporu hazırlanması zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren haller” başlıklı 266. maddesi, “(1) Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.” hükmünü; “Bilirkişi sayısının belirlenmesi” başlıklı 267. maddesi, “(1) Mahkeme, bilirkişi olarak, yalnızca bir kişiyi görevlendirebilir. Ancak, gerekçesi açıkça gösterilmek suretiyle, tek sayıda, birden fazla kişiden oluşacak bir kurulun bilirkişi olarak görevlendirilmesi de mümkündür.” hükmünü; aynı Kanunun “Bilirkişi açıklamalarının tespiti ve rapor” başlıklı 279. maddesinin 2. fıkrası ise, “(2) Raporda, tarafların ad ve soyadları, bilirkişinin görevlendirildiği hususlar, gözlem ve inceleme konusu yapılan maddi vakıalar, gerekçe ve varılan sonuçlarla, bilirkişiler arasında görüş ayrılığı varsa, bunun sebebi, düzenlenme tarihi ve bilirkişi ya da bilirkişilerin imzalarının bulunması gerekir. Azınlıkta kalan bilirkişi, oy ve görüşünü ayrı bir rapor hâlinde de mahkemeye sunabilir…” hükmünü içermekte olup; “Bilirkişi raporunun verilmesi” başlıklı 280. maddesinde ise, bilirkişinin, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye vereceği, raporun verildiği tarihin rapora yazılacağı ve duruşma gününden önce birer örneğinin taraflara tebliğ edileceği; “Bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281. maddesinin 1. fıkrasında ise, tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
ÇED süreci sonunda verilecek kararların yargısal denetimi yapılırken, seçilecek bilirkişiler arasında bir çevre mühendisinin bulunması, diğer bilirkişilerin ise projenin bulunduğu çevrenin özelliklerine göre ve proje tanıtım dosyası ve ÇED raporunu hazırlayan kişilerin uzmanlık alanları da dikkate alınmak suretiyle belirlenmesi önemli bir gereklilik olmakla birlikte; böyle bir heyet tarafından hazırlanacak bilirkişi raporunun, dava konusu proje kapsamında öngörülen faaliyetin çevresel etkilerinin ve bu etkilerin minimize edilmesi için Proje Tanıtım Dosyası ya da ÇED Raporu içinde yer verilen önlemlerin yeterli olup olmadığının tespit edilerek değerlendirilmesi açısından, tarafları tatmin edici düzeyde hazırlanmasının da önemli bir gereklilik olduğu açıktır. Belirtilen hususların sağlanması, adil bir yargılama yapılması açısından önem arz etmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, bilirkişi raporunda eksiklik veya belirsizlik arz eden hususların varlığı durumunda, Mahkemece bu hususların, bilirkişiye tamamlattırılması ya da belirsiz olan hususların açıklattırılması veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılabileceği sonucuna varılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için İdare Mahkemesince Jeoloji Mühendisi Prof. Dr…., İnşaat Mühendisi Prof. Dr. …, İmar Uzmanı Prof. Dr…., Çevre Mühendisi Prof. Dr. …, Ziraat Mühendisi Prof. Dr…., Deniz Ulaştırma Mühendisi Prof. Dr. …, Su Ürünleri Mühendisi Doç Dr. …, Şehir Plancısı Doç. Dr…. ve Kılavuz Kaptan…’den oluşan bilirkişi heyetine mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup; hazırlanan bilirkişi raporunda dava konusu “ÇED Olumlu kararı”nın, çevre mühendisliği disiplini haricindeki bilim dalları bakımından uygun olduğu, bilirkişi raporunun çevre mühendisliği disiplini açısından değerlendirmeler içeren kısmında yer alan tespitler uyarınca, dava konusu “ÇED Olumlu kararı”nın dayanağı nihai ÇED raporunda eksiklikler ve tutarsızlıklar bulunduğu ve teknik olarak uygun olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, hükme esas alınan bilirkişi raporunun çevre mühendisliği disiplini açısından değerlendirmeler içeren kısmında, davalı yanında müdahil şirket tarafından yapılması planlanan “… Liman Tevsii ve Dip Tarama Kapasite Artışı Projesi” hakkında hazırlatılan ÇED raporunda yer alan bilgiler ile resmi raporlar kapsamında verilen bilgilerin tutarlı olmadığına ve “dip taramada kullanılacak araçlara ait emisyon hesaplamalarının verilmediği”ne yönelik değerlendirmelerde bulunulduğu ve belirtilen görüş dikkate alınarak dava konusu işlemin iptaline karar verildiği görülmekte ise de; davalı yanında müdahil şirket tarafından sunulan ve … Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr…. tarafından hazırlanan bilimsel mütalaada belirtilen konularda yapılan değerlendirmelerin açıklığa kavuşturulması gerektiği, bu bağlamda, söz konusu itirazların değerlendirilmesi ve ÇED raporunda yukarıda belirtilen hususlarda yer alan bilgi, önlem ve taahhütlerin bilimsel ve teknik yönden yeterliliği konusunda bilirkişi heyeti tarafından tekrar bir değerlendirme yapılması gerektiği, başka bir ifadeyle bilirkişi raporunun bu haliyle hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte olmadığından, uyuşmazlığın tereddüte mahal vermeyecek şekilde çözümlenebilmesi ve yukarıda yer verilen hususların açıklığa kavuşturulması amacıyla ek bilirkişi raporu alınması ve buna göre uyuşmazlığın esası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla; yukarıda belirtilen hususların açıklığa kavuşturulması amacıyla düzenlenecek ek rapor dikkate alınarak işin esası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararının, yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere bozulması gerektiği görüşüyle; İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddi yolunda verilen Dairemiz çoğunluk kararına katılmıyoruz.