📜 Danıştay Karar Künyesi
4. Daire – 2021/583 – 2022/6599 – 22.11.2022
🔎 Karar Özeti
Danıştay, davacı hakkında uygulanan ihtiyati haczin hukuka aykırı olduğuna karar vermiştir. İhtiyati haciz işlemi için gerekli koşulların sağlanmadığı, dolayısıyla ihtiyati haczin kaldırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Karar İçeriği
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/583
Karar No : 2022/6599
TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının hak ve alacaklarına 6183 sayılı Kanun’un 13/1-3 maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Mahkemelerinin 06/08/2019 tarihli ara kararı ile davalı idareden davacı hakkında ihtiyati haciz kararı alınmasına sebep olan hallerin/koşulların davacı açısından ne şekilde gerçekleştiğinin açıklanması ile bu hususu ortaya koyan bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenilmesine rağmen, 6183 sayılı Kanun’un 13/3 maddesinde belirtilen borçlunun kaçmış olduğunun veya kaçma, mallarını kaçırma ve hileli yollara sapma ihtimallerinin bulunduğunun davalı idarece ortaya konulamadığı, işlemin 6183 sayılı Kanun’un 13/1 ve 13/3. maddeleri uyarınca tesis edilmesine rağmen sadece 6183 Kanun’un 13/1 maddesi uyarınca yapılan değerlendirilme sonucunda verildiği anlaşılan dava konusu ihtiyati haciz işleminin 6183 sayılı Kanun’un 13/3. madde uyarınca tesis edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; dava konusu ihtiyati haciz kararının 10/07/2019 tarihli olur’la İstanbul Vergi Dairesi Başkan Vekili tarafından alındığının görüldüğü, ancak 6183 sayılı Kanunun 13. maddesine göre ihtiyati haciz kararının alacaklı amme idaresinin mahallin en büyük memurunun kararıyla alınması gerektiğinden, yetkisiz kişi tarafından tesis edilen dava konusu ihtiyati haciz işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın bu gerekçeyle kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın hukuka aykırı olduğu, bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 9. maddesinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359. maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat isteneceği; aynı Kanunun 13. maddesinin 1. ve 3. fıkralarında, 9. madde gereğince teminat istenmesini mucip haller mevcut ise borçlu kaçmışsa veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimalleri varsa hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre derhal ihtiyati haciz tatbik olunacağı kurala bağlanmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 13 üncü maddesinin 3 numaralı bendine göre ihtiyati haciz işlemi uygulanabilmesi için, maddede sayılan şartların oluşup oluşmadığının açıkça belirlenmesi gerektiği, ancak gerek dava konusu işlemde gerek davalı idare savunmalarında borçlunun kaçtığı veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimallerinin bulunduğu hususunda somut bir tespitin bulunmadığının görüldüğü, davacı hakkında ihtiyati haciz uygulanabilmesi için yasal unsurların oluşmadığı kaldı ki davacının ihtiyati haczin dayanağı olan sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin açılan davada davacının fiilin işlenmesi sırasında fiile katılınması, ortak olunması, işlenmesinin kolaylaştırılması, işlenmesine yardımcı olunması şekillerinde gerçekleşmiş somut eylemine yer verilmediği, yeminli mali müşavirlik hizmetinin fiile iştirak olarak nitelendirilmesine hukuken olanak bulunmadığı, yeminli mali müşavirlik sözleşmesinin akdedilmesine karşın kısa süre sonra feshedildiği, bu feshinde idareye bildirildiği, herhangi bir tam tasdik ve iade raporu da düzenlenmediğinden davacı hakkında kesilen iştirak cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı yapılan temyiz başvurusunun Danıştay Dördüncü Dairesi’nin 22/11/2022 tarih ve E:2021/4899, K:2022/6597 sayılı kararıyla reddine karar verildiği anlaşıldığından dayanağı kalmayan ihtiyati haciz işleminde hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 22/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.