📜 Danıştay Karar Künyesi
4. Daire – 2023/11491 – 2024/1159 – 22.02.2024
🔎 Karar Özeti
Danıştay, İzmir Bayraklı’daki 1. Derece Arkeolojik Sit alanında bulunan taşınmazın Hazine taşınmazları ile değiştirilmesi için yalnızca tüm paydaşların birlikte başvurması gerektiğini öngören yönetmelik maddesinin, mülkiyet hakkının kısıtlanmasına sebep olduğu gerekçesiyle hukuka aykırı olmadığına karar vermiştir.
Karar İçeriği
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/11491
Karar No : 2024/1159
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : 22/05/2010 tarih ve 27588 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sit Alanlarında Kalan Taşınmazların Hazine Taşınmazları ile Değiştirilmesi Hakkında Yönetmeliğin “Başvurunun şekli ve inceleme” başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : İzmir ili, Bayraklı İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … parsel sayılı taşınmazın İzmir l Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit olarak belirlendiği, bu tarihten sonra taşınmazdaki tasarruf ve kullanım haklarının kısıtlandığı, 13/01/2021 tarihinde hazine taşınmazları ile değiştirilmesi istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun, Sit Alanlarında Kalan Taşınmazların Hazine Taşınmazları ile Değiştirilmesi Hakkında Yönetmeliğin 6. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “bu Yönetmelik kapsamında kalan taşınmazın maliki, taşınmaz üzerinde paylı veya elbirliği mülkiyet varsa paydaşların veya ortakların hepsi birlikte veya bunlar adına hareket eden vekilleri noterden tasdikli vekâletname ile birlikte, taşınmazın Hazine taşınmazları ile değiştirilmesi için başvura bulunacağı” düzenlemesi uyarınca reddedildiği, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 2863 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendindeki sit alanı ilan edilen ve 1/1000 ölçekli onanlı koruma amaçlı imar planında kesin inşaat yasağı getirilen korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının bulunduğu parsellerin başka Hazine arsa veya arazileri ile müstakil veya hisseli olarak değiştirilebilmesine yönelik “…aynı ada içerisindeki bütün parsel maliklerinin başvurusu ve karşılığında önerilen parsellerin tamamının kabulü koşuluyla” ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 03/07/2014 tarihli, E:2014/50, K:2014/124 sayılı kararıyla iptal edildiği, anılan karar sonrası iptal gerekçeleri doğrultusunda Kanunun uygulanması için çıkarılmış olan dava konusu Yönetmelik maddesinde düzenleme yapılmadığı, l. Derece Arkelojik Sit alanı olarak belirlenmesi nedeniyle zaten kullanma ve yararlanma hakkı sınırlandırılmış olan taşınmazda, üzerinde paylı veya elbirliği mülkiyet olması halinde takas için paydaşların veya ortakların hepsinin birlikte başvurmasını öngören Yönetmelik maddesindeki düzenlemenin Anayasanın 35. maddesi ile korunan mülkiyet hakkının ölçüsüz sınırlanması niteliğinde olduğu, aynı ada içerisindeki diğer maliklere ulaşma ve onları takas yapma konusunda ikna yükümlülüğü getirdiği, elbirliği veya müşterek mülkiyet nedeniyle birden fazla hak sahibi bulunması durumunda sürecin daha da zorlaştığı, iptali istenen düzenlemenin, dayanağı olan Kanuna ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI : Davacının, İzmir Bayraklı İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … parsel sayılı taşınmazın hissedarı olduğu, 2863 sayılı Kanunun 15. maddesinin (f) bendinde yer alan düzenlemenin kamulaştırılması da mümkün olan özel mülkiyete konu taşınmazların hazine taşınmazları ile değiştirilmesine yönelik ilave bir imkan getirdiği, kamu yararı gerekçesiyle taşınmazını kullanma ve yararlanma hakkı kısıtlanan maliklerin menfaatlerini korumaya yönelik bir düzenleme olduğu, kamu yararı ile bireysel yarar arasında makul ve orantılı bir denge kurduğu, dava konusu Yönetmelik maddesinin hukuka uygun olduğu ileri sürülmüştür.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava ,22/05/2010 tarih ve 27588 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sit Alanlarında Kalan Taşınmazların Hazine Taşınmazları ile Değiştirilmesi Hakkında Yönetmeliğin “Başvurunun şekli ve inceleme” başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa’nın 35. maddesinde, herkesin, mülkiyet hakkına sahip olduğu; bu hakkın kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği; mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır .Mülkiyet hakkına getirilen sınırlamaların Anayasa’ya uygun olabilmesi için Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen temel hakların sınırlandırılmasına ilişkin ilkelere uygun olması gerekir. Anayasa’nın 13. maddesinde her hakkın yalnızca ilgili maddedeki sebeplerle sınırlandırılması öngörülmüştür. Diğer taraftan sınırlamanın sınırı olarak demokratik toplum düzenine aykırı olmama ilkesinin yanında, hakkın özüne dokunmama, ölçülülük ilkesine ve laik Cumhuriyetin gereklerine aykırı olmama koşulları da getirilmiştir.
Anayasa’nın “Tarih kültür ve tabiat varlıklarının korunması” başlıklı 63. maddesinde,Devletin, tarih kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlama ve bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alma ödevine yer verilmiş ve özel mülkiyet konusu olan varlık ve değerlere getirilecek sınırlamaların ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımların ve tanınacak muafiyetlerin kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
2863 sayılı Kanun, Anayasa’nın 63. maddesiyle Devlete yüklenen ödevin bir gereği olarak kültür ve tabiat varlıklarının korunması amacıyla çıkarılmıştır. Anılan Kanun ve bu Kanun’a dayanılarak çıkarılan ikincil mevzuatta kültür veya tabiat varlığı niteliğindeki taşınmazlar ile bunların koruma alanlarında bulunan taşınmazlar üzerinde, mülkiyet hakkının doğasından kaynaklanan kullanma ve yararlanma haklarında belli kısıtlamalar öngörülmektedir. Malikin, kullanma ve yararlanma hakkında çeşitli kısıtlamalara gidilmesinin mülkiyet hakkına müdahale niteliği taşıdığı açıktır. Bu kısıtlamalarla, Anayasa’nın 63. maddesiyle Devlete bir ödev olarak yüklenen kültür ve tabiat varlıklarını koruma amacı güdüldüğünden, müdahalenin meşru bir amaca dayandığı ve kamusal yarar amacıyla yapıldığı açıktır. Ancak, mülkiyet hakkına getirilen sınırlamalarda meşru bir amaca dayanılsa ve kamusal yarar gözetilse bile kamusal yarar ile malikin bireysel yararı arasında makul bir dengenin gözetilmesi gerektiği açıktır.
2863 sayılı Yasa’nın 15.maddesinen f bendinde; (Ek: 17/6/1987 – 3386/5 md.; Değişik: 25/6/2009-5917/24 md.) Sit alanı ilan edilen ve 1/1000 ölçekli onanlı koruma amaçlı imar planında kesin inşaat yasağı getirilen korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının bulunduğu parseller, (…)(1) başka Hazine arsa veya arazileri ile müstakil veya hisseli olarak değiştirilebilir. Sit alanı ilan edildiği tapu kütüğüne şerh edilen taşınmazları, miras ve ölüme bağlı tasarruflar dışında, sonradan edinenlerin talepleri değerlendirilmez. Ancak, Bakanlık izniyle gerçekleştirilen kazıların yapıldığı alanlarda bulunan parsellerde, maliklerin başvurusu ve kabulüne ilişkin koşul parsele yönelik uygulanır ve 1/1000 ölçekli onanlı koruma amaçlı imar planı şartı aranmaz. Bu parsellerin üzerinde bina veya tesis varsa malikinin başvurusu üzerine rayiç bedeli, 2942 sayılı Kanunun 11 inci maddesi hükümlerine göre belirlenerek ödenir. Bu bentle ilgili usul ve esaslar Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
Bu hükümle ilgili usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”
Anılan maddedeki “…aynı ada içerisindeki bütün maliklerin başvurusu …”ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 03/07/2014 günlü,E:2014/50 ,K:2014/124 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
Sit Alanlarında Kalan Taşınmazların Hazine Taşınmazları İle Değiştirilmesi Hakkında Yönetmelik’in 6.maddesinde;” Bu Yönetmelik kapsamında kalan taşınmazın maliki, taşınmaz üzerinde paylı veya elbirliği mülkiyet varsa paydaşların veya ortakların hepsi birlikte veya bunlar öadına hareket eden vekilleri noterden tasdikli vekâletname ile birlikte, taşınmazın Hazine taşınmazları ile değiştirilmesi için aşağıdaki belgelerle birlikte bir dilekçe ile Kültür ve TurizmİlMüdürlüklerine veya Bakanlığa başvuruda bulunurlar.”kuralı yer almıştır.
Koruma bölge kurulunca bir alanın “sit” olarak ilan edilmesi, imar planı uygulamalarının durması yanında, mevcut imar planının yürürlükten kalkması ve yeni plan yapılması, eski plan doğrultusunda verilen inşaat ruhsatlarının gözden geçirilmesi, geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma koşullarının belirlenmesi, koruma amaçlı imar planı yapılması gibi birtakım zorunluluklar yanında; yapılaşmanın yasaklanması veya kısıtlanması, izinsiz fiziki ve inşaî müdahalelerin yasaklanması, yapıların kullanım amacının değiştirilmesinin yasaklanması gibi birtakım mülkiyet hakkını kısıtlayıcı sonuçlar doğurmaktadır.
Kanun koyucu, kamusal yarar ile bireysel yarar arasındaki makul dengeyi sağlamak amacıyla kültür ve tabiat varlığı niteliğindeki veya bunların koruma alanlarındaki kullanma ve yararlanma hakları kısıtlanmış taşınmazların idarece kamulaştırılmasını veya şartları oluşmuşsa Hazine arazileriyle takas edilmesini öngörmüş ve maliklere bazı yardımlar ve muafiyetlerden yararlanma hakkı tanımıştır.
Dosyanın incelenmesinden davacının hisseli maliki olduğu İzmir İli ,Bayraklı İlçesi ,… antik Kenti 1.derece antik kenti 1.derece arkeolojik sit alanı içerisinde kalan … ada,… parsel sayılı taşınmazının hazine taşınmazı ile değiştirilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun davalı idarece … günlü,… sayılı işleme Sit Alanlarında Kalan Taşınmazların Hazine Taşınmazları İle Değiştirilmesi Hakkında Yönetmelik’in 6.maddesi uyarınca taşınmaz üzerinde paylı ve elbirliği mülkiyet varsa paydaşların veya ortakların hepsinin birlikte başvurması gerektiğinden bahisle reddedildiği anlaşılmaktadır.
Takas için aynı ada içerisindeki bütün parsel maliklerinin başvurusunun zorunlu tutulması, maliklere, aynı ada içerisindeki diğer maliklere ulaşma ve onları takas yapma hususunda ikna etme zorunluluğunu da dolaylı olarak yüklemektedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmesi elbirliği ya da müşterek mülkiyet nedeniyle birden fazla hak sahibinin bulunması gibi durumlarda daha da zorlaşmaktadır. Oysa taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve bunların koruma alanlarının bulunduğu parsellerin maliklerinin mülkiyet hakları, “sit alanı ilan edilmiş olma” ve “koruma amaçlı imar planıyla kesin inşaat yasağı getirilme” şartları nedeniyle hâlihazırda uzun süreli bir kısıtlamaya tabidir ve kamulaştırmanın ne zaman gerçekleşeceği de belirsizdir. Bu şartlar altında kamulaştırma süreci içinde doğabilecek mağduriyetlerin önlenebilmesi amacıyla öngörülen takas imkânının kullanımının “aynı ada içindeki bütün parsel maliklerinin başvurusuna” bağlanarak güçleştirilmesinin, mülkiyet hakkı üzerindeki kısıtlamaların öngörülemeyen bir süre boyunca devam etmesi sonucunu doğurduğu açıktır. Bu niteliği ile bireysel yarar ile kamusal yarar arasındaki makul dengeyi bozarak, mülkiyet hakkının ölçüsüz biçimde sınırlandırılmasına ve hakkın özüne dokunarak kullanılamaz hâle gelmesine yol açacak niteliktedir.
Dava konusu Yönetmelik hükmünün dayanağı olan 2863 sayılı Yasa’nın 15.maddesinde yer alan “…aynı ada içerisindeki bütün maliklerin başvurusu …”ibaresinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması ve Yönetmelik maddesiyle öngörülen taşınmaz üzerinde paylı veya elbirliği mülkiyet varsa paydaşların veya ortakların hepsinin birlikte başvurmasını öngören düzenlemenin mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği ilkesine aykırılık oluşturması karşısında dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır..
Açıklanan nedenlerle dava konusu ,22/05/2010 tarih ve 27588 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sit Alanlarında Kalan Taşınmazların Hazine Taşınmazları ile Değiştirilmesi Hakkında Yönetmeliğin “Başvurunun şekli ve inceleme” başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasının iptali gerektiği, düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
İzmir İli, Bayraklı İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … parsel sayılı, Symra Antik Kenti içerisinde bulunan taşınmazın İzmir l Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 07/10/1999 tarih ve 8145 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit olarak belirlendiği, alana ilişkin 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı İmar Planının ise … tarih ve … sayılı kurul kararı ile uygun görüldüğü, … Ada, … parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarından, davacının taşınmazda 170/1835 oranında paylı (müşterek) mülkiyet şeklinde hisse payı bulunduğu, taşınmazın diğer hissedarlarının da paylı (müşterek) ve elbirliği mülkiyeti (iştirak halinde mülkiyet) şeklinde değişik hisse paylarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından, İzmir İli ,Bayraklı İlçesi, … ada,… parsel sayılı taşınmazın hazine taşınmazı ile değiştirilmesi istemiyle yapılan 13/01/2021 tarihli başvurunun, davalı idarenin 27/01/2021 tarih ve 1077013 sayılı işlemi ile Sit Alanlarında Kalan Taşınmazların Hazine Taşınmazları ile Değiştirilmesi Hakkında Yönetmeliğin 6.maddesi uyarınca taşınmaz üzerinde paylı ve elbirliği mülkiyet varsa paydaşların veya ortakların hepsinin birlikte başvurması gerektiğinden bahisle reddedilmesi üzerine, 22/05/2010 tarih ve 27588 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sit Alanlarında Kalan Taşınmazların Hazine Taşınmazları ile Değiştirilmesi Hakkında Yönetmeliğin “Başvurunun şekli ve inceleme” başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 35. maddesinde: “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmü, Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması” başlıklı 63. maddesinde ise; “Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır. Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek-1 Nolu Protokolünün “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1. maddesinde: “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir..” hükmüne yer verilmiştir.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 3. maddesinde:”Sit”; tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olup, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları, kültür varlıklarının yoğun olarak bulunduğu sosyal yaşama konu olmuş veya önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özellikleri ile korunması gerekli alanlardır. ” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 15. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde “(Ek: 17/6/1987 – 3386/5 md.; Değişik: 25/6/2009-5917/24 md.) Sit alanı ilan edilen ve 1/1000 ölçekli onanlı koruma amaçlı imar planında kesin inşaat yasağı getirilen korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının bulunduğu parseller, (Anayasa Mahkemesinin 3/7/2014 tarihli,E:2014/50, K:2014/124 sayılı kararıyla bu bendin ilk cümlesinde yer alan, “…aynı ada içerisindeki bütün parsel maliklerinin başvurusu ve karşılığında önerilen parsellerin tamamının kabulü koşuluyla,…” ibaresi iptal edilmiştir…) başka Hazine arsa veya arazileri ile müstakil veya hisseli olarak değiştirilebilir. Sit alanı ilan edildiği tapu kütüğüne şerh edilen taşınmazları, miras ve ölüme bağlı tasarruflar dışında, sonradan edinenlerin talepleri değerlendirilmez. Ancak, Bakanlık izniyle gerçekleştirilen kazıların yapıldığı alanlarda bulunan parsellerde, maliklerin başvurusu ve kabulüne ilişkin koşul parsele yönelik uygulanır ve 1/1000 ölçekli onanlı koruma amaçlı imar planı şartı aranmaz. Bu parsellerin üzerinde bina veya tesis varsa malikinin başvurusu üzerine rayiç bedeli, 2942 sayılı Kanunun 11 inci maddesi hükümlerine göre belirlenerek ödenir. Bu bentle ilgili usul ve esaslar Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir. Bu hükümle ilgili usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun C. Birlikte mülkiyet, I. Paylı mülkiyet,1. Genel kurallar başlıklı 688. maddesinde “Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddî olarak bölünmüş olmayan birşeyin tamamına belli paylarla maliktir. Başka türlü belirlenmedikçe, paylar eşit sayılır. Paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur…” düzenlemesine, Olağanüstü yönetim işleri ve tasarruflar başlıklı 692. maddesinde ise “Paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması, oybirliğiyle aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlıdır. Paylar üzerinde taşınmaz rehni veya taşınmaz yükü kurulmuşsa, paydaşlar malın tamamını benzer haklarla kayıtlayamazlar.
” hükmüne, II. Elbirliği mülkiyeti 1. Kaynakları ve niteliği başlıklı 701. maddesinde “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.” düzenlemesine ve 702. maddesinde “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.” hükmüne yer verilmiştir.
22/05/2010 tarih ve 27588 sayılı Resmî Gazete yayımlanan Sit Alanlarında Kalan Taşınmazların Hazine Taşınmazları İle Değiştirilmesi Hakkında Yönetmeliğin 1. maddesinde “bu Yönetmelik; gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan, içinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları bulunması nedeniyle sit alanı ilan edilen ve kesin inşaat yasağı getirilen taşınmazların Hazine taşınmazları ile değiştirilmesi usul ve esaslarını kapsar.” düzenlemesine, 2. maddesinde “(1) Bu Yönetmelik; 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendine dayanılarak hazırlanmıştır.” hükmüne, 4. maddesinde ” (1) Sit alanlarından, I. ve II. derece arkeolojik sit alanı ile I. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen ve 1/1000 ölçekli onanlı koruma amaçlı imar planında kesin inşaat yasağı getirilen korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının bulunduğu yerlerde kalan ve Bakanlık tarafından her yıl belirlenecek trampa programlarına alınan yerlerde bulunan gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine ait taşınmazlar Hazine taşınmazları ile trampa edilebilir.” düzenlemesine, başvurunun şekli ve inceleme başlıklı 6. maddesinde ise “(1) Bu Yönetmelik kapsamında kalan taşınmazın maliki, taşınmaz üzerinde paylı veya elbirliği mülkiyet varsa paydaşların veya ortakların hepsi birlikte veya bunlar adına hareket eden vekilleri noterden tasdikli vekâletname ile birlikte, taşınmazın Hazine taşınmazları ile değiştirilmesi için aşağıdaki belgelerle birlikte bir dilekçe ile Kültür ve Turizm İl Müdürlüklerine veya Bakanlığa başvuruda bulunurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen kuralların birlikte değerlendirilmesinden; gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan, içinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları bulunması nedeniyle sit alanı ilan edilen ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı imar planında kesin inşaat yasağı getirilen taşınmazların başka Hazine arsa veya arazileri ile müstakil veya hisseli olarak değiştirilebileceği, sit alanı ilan edildiği tapu kütüğüne şerh edilen taşınmazları, miras ve ölüme bağlı tasarruflar dışında, sonradan edinenlerin taleplerinin değerlendirilmeyeceği, bu işlemlere ilişkin usul ve esasların yönetmelikte düzenleneceği anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanunun’da; taşınmaz üzerinde birlikte mülkiyetin bulunduğu durumlarda; birden çok kimsenin, maddî olarak bölünmüş olmayan birşeyin tamamına belli paylarla malik olduğu paylı mülkiyette, olağanüstü yönetim işleri ve tasarruflar olarak sayılan; paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılmasının, oybirliğiyle aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlı olduğu; elbirliği mülkiyetinde ise kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; İzmir İli, Bayraklı İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … parsel sayılı taşınmazda, davacının 170/1835 oranında paylı (müşterek) mülkiyet şeklinde hisse payı bulunduğu, taşınmazın diğer hissedarlarının da paylı (müşterek) ve elbirliği mülkiyeti (iştirak halinde mülkiyet) şeklinde değişik hisse paylarının bulunduğu; dava konusu taşınmazın hazine taşınmazları ile değiştirilmesi isteminin, taşınmazın tamamı üzerinde tasarruf işlemi yapılmasına yönelik olduğu, bu nedenle, hem paylı mülkiyette, hem de elbirliğiyle mülkiyette paydaşların ve ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; 22/05/2010 tarih ve 27588 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sit Alanlarında Kalan Taşınmazların Hazine Taşınmazları ile Değiştirilmesi Hakkında Yönetmeliğin “Başvurunun şekli ve inceleme” başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasındaki, “Bu Yönetmelik kapsamında kalan taşınmazın maliki, taşınmaz üzerinde paylı veya elbirliği mülkiyet varsa paydaşların veya ortakların hepsi birlikte veya bunlar adına hareket eden vekilleri noterden tasdikli vekâletname ile birlikte, taşınmazın Hazine taşınmazları ile değiştirilmesi için aşağıdaki belgelerle birlikte bir dilekçe ile Kültür ve Turizm İl Müdürlüklerine veya Bakanlığa başvuruda bulunurlar.” düzenlemesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 22/02/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.