📜 Danıştay Karar Künyesi
7. Daire – 2018/4846 – 2021/6109 – 30.12.2021
🔎 Karar Özeti
Danıştay, asıl borçlu şirketin tasfiye edilmesi sonrası düzenlenen ödeme emrinin iptaline hükmetmiştir. Şirketin 6111 sayılı Kanun kapsamında başvurusu sonrasında vergi borcunun kesinleşmemesi nedeniyle yapılan işlemleri yasal isabet açısından değerlendirmiştir.
Karar İçeriği
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4846
Karar No : 2021/6109
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Asıl borçlu tasfiyesi sona eren … Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına tescilli … tarih ve … sayılı beyanname muhteviyatı eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük, özel tüketim ve katma değer vergileri ile bu vergiler üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezalarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla, davacı adına düzenlenen ilk ödeme emrine ilişkin … Vergi Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında verilen karar incelendiğinde, davacının ortağı ve müdürü olduğu asıl borçlu … Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin davalı idareye verilen 25/03/2011 tarihli dilekçe ile 6111 sayılı Kanun’dan yararlanma istemli başvuruda bulunduğunun taraflar arasında tartışmasız olduğu, şirketin ek tahakkuk ve para cezalarına vaki itirazın reddine dair işlemlere karşı açtığı davaların, 6111 sayılı Kanun kapsamında başvuru yapıldığı gerekçesiyle feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı yolunda kararlar ile sonuçlandığı, asıl borçlu şirketin bu başvurusuna rağmen davalı idarece herhangi bir işlemin tesis edilmediği, bu başvurunun akıbeti ile ilgili davacının yaptığı başvuruları da davalı idare cevapsız bıraktığı halde 6111 sayılı Kanun kapsamında ödeme yapılmadığı neden gösterilerek davacı adına ödeme emrinin düzenlendiği, 6183 sayılı Kanun uyarınca bir amme alacağının tahsili amacıyla ödeme emri aşamasına geçilmesi için öncelikle vergi borcunun usulüne uygun bir şekilde kesinleşmesi ve vadesinde ödenmemesinin gerektiği, olayda ise, asıl borçlu şirketin 6111 sayılı Kanun kapsamındaki başvurusu üzerine davalı idarece herhangi bir işlem tesis edilmemiş olup, niteliği, miktarı ve vadesi belirlenmemiş bir borcun vadesinde ödenmediğinden de söz edilemeyeceği, öte yandan, davacının gerek 6111 sayılı Kanun kapsamındaki başvurunun akıbeti ile ilgili yaptığı başvuruları gerekse … Cumhuriyet Başsavcılığının yazısı ile yatırdığı 6.434.053,92 TL’nin de asıl borçlu şirketin malvarlığı olduğu ve yatırılan bu tutarın şirketin vergi borcunu ödeme gayreti içerisinde bulunduğunu gösterdiği, asıl borçlu şirketin tasfiyesinin 04/04/2014 tarih ve 8543 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilen 27/03/2014 tarihli kararla sona erdirildiği göz önüne alındığında, söz konusu şirketin tasfiyesinden önce şirket adına 6111 sayılı Yasa gereği ödeme planının gönderilmesi, buna rağmen ödenmemesi halinde şirketin ödeme emri ile takip edilmesi ve nihayetinde şirketin mal varlığı olduğu takdirde şirketin mal varlığından tahsili yoluna gidilmesi gerekirken, bu usule uyulmaksızın şirketin tasfiye edildiğinden bahisle davacı adına düzenlenen ödeme emrinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle anılan ödeme emrinin iptal edildiğinin görüldüğü, bahsi geçen mahkeme kararı üzerine yapılan araştırmada idarece saymanlık hesaplarına yatırılan tutarın 2.762.411,90 TL olduğu, Halkalı Gümrük Saymanlık Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısında ise, bu tutarın … tarih ve … no’lu yevmiye ile hazineye irat olarak kaydedildiği belirtilerek şirketten herhangi bir tahsilat imkanının kalmadığından bahisle davacı adına dava konusu ödeme emrinin düzenlendiğinin belirtildiği, olayda, … Vergi Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında verilen karardaki gerekçeler göz önünde bulundurulmak suretiyle yargı kararının yerine getirilmesi, yani şirketin tasfiyesinden önce şirket adına 6111 sayılı Yasa gereği ödeme planı gönderilmesi, buna rağmen ödenmemesi halinde şiketin ödeme emri ile takip edilmesi ve nihayetinde şirketin mal varlığı bulunduğu takdirde kamu alacağının mal varlığından tahsili yoluna gidilmesi gerekirken, bu usule uyulmaksızın davacı adına ödeme emri düzenlemesinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 30/12/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.