İstinaf Dilekçesinin Reddi ve Yargıtay Kararlarına Genel Bakış

Türk hukuk sisteminde, istinaf dilekçelerinin reddi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 346. maddesi ile düzenlenmiştir. Bu düzenleme, istinaf yoluna başvuruların belirli şartlarda reddedilmesini ve bu durumlarda izlenecek prosedürleri içerir. İstinaf dilekçesinin reddi, genellikle süre aşımı veya kesin bir karara ilişkin başvuru yapılması gibi nedenlerle gerçekleşir. Bu yazıda, HMK 346 maddesinin uygulanışına dair Yargıtay kararları ışığında, istinaf dilekçesinin reddi sürecini, kararların pratikteki yansımalarını ve bu durumlarda başvurulabilecek yolları detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Özellikle Yargıtay’ın konuyla ilgili emsal teşkil eden kararları, bu sürecin nasıl işlediğine dair önemli bilgiler sunmaktadır.

İstinaf Dilekçesinin Reddi Nedenleri

İstinaf dilekçesinin reddi, belirli durumlar altında gerçekleşir. Bu durumlar arasında en yaygın olanları, kanuni sürenin geçirilmesi ve kesin bir karara ilişkin istinaf başvurusu yapılmasıdır. HMK’nın 346. maddesi, bu iki temel nedeni açıkça belirtir. Örneğin, bir kişi trafik kazası sonucu tazminat davası açmış ve mahkeme lehine karar vermiştir. Ancak, karşı tarafın avukatı, kararın tebliğinden itibaren geçen süre içinde istinaf dilekçesi vermemiş ve bu süre aşımına uğramıştır. Bu durumda, mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verecektir. Ayrıca, Yargıtay kararları, bu süreçte mahkemelerin nasıl hareket ettiğine dair örnekler sunar ve istinaf dilekçesinin reddedilmesi durumunda ilgili kişilere tebliğ edilmesi gerektiğini vurgular.

Yargıtay Kararları ve Uygulamalar

Yargıtay, istinaf dilekçesinin reddiyle ilgili pek çok karar vermiştir. Bu kararlar, istinaf dilekçesinin reddi sürecinin uygulanmasına dair önemli içgörüler sağlar. Örneğin, bir inşaat şirketinin, mahkeme kararını temyiz etme sürecinde gerekli harcı yatırmadığı ve mahkemenin çıkardığı muhtıraya rağmen bu eksikliği gidermediği bir durumda, Yargıtay, şirketin temyiz başvurusunu yapmadığı kabul etmiştir. Bu, istinaf veya temyiz sürecinde harçların ödenmemesi durumunda, başvurunun reddedileceğine dair net bir örnektir. Diğer bir durumda, bir dava, orman arazisinin tapu iptali ve tesciliyle ilgiliydi ve mahkeme kararı temyiz edildi. Ancak, davalı kurum temyizden feragat ettiğini beyan etti. Yargıtay, HMK 346. maddeye göre, istinaf dilekçesinin reddi sürecini uygulayarak, temyizden feragat edilmesi durumunda, temyiz talebinin reddedileceğini onaylamıştır.

İstinaf Reddi Kararına İtiraz

İstinaf dilekçesinin reddine karşı itiraz, HMK 346. maddenin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Red kararının tebliğinden itibaren iki hafta içinde, istinaf yoluna tekrar başvurulabilir. Bu, istinaf dilekçesinin reddedilmesi durumunda, başvuru sahibinin hak arayışını sürdürebilmesi için önemli bir imkândır. Örneğin, bir işçi, iş kazası nedeniyle açtığı tazminat davasında, istinaf dilekçesinin süresi içinde verilmemesi nedeniyle reddedilirse, bu karara karşı belirtilen süre içinde yeniden istinaf başvurusunda bulunabilir. Bu süreç, başvuru sahiplerine, başvurularının ilk aşamada reddedilmesi durumunda bile, adalet arayışlarını sürdürme olanağı tanır.

Sonuç: HMK 346. madde, istinaf dilekçesinin reddi sürecini ve bu sürecin nasıl işlediğini açıkça ortaya koyar. Yargıtay’ın bu konuda verdiği kararlar, istinaf dilekçesinin reddedilmesi durumlarını ve bu durumlarda ne gibi adımların atılması gerektiğini gösterir. Hem kanuni sürenin geçirilmesi hem de kesin bir karara ilişkin istinaf başvurusu yapılması, istinaf dilekçesinin reddedilmesine yol açabilir. Ancak, reddedilme durumunda bile, başvuru sahipleri belirli bir süre içinde itiraz hakkına sahiptir. Bu, Türk hukuk sisteminin, adaletin sağlanmasına yönelik esnek bir yaklaşım sergilediğini göstermektedir.

Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir