📜 Danıştay Karar Künyesi
10. Daire – 2023/639 – 2023/9321 – 28.12.2023
🔎 Karar Özeti
Danıştay Onuncu Daire, Hakkari-Çukurca Karayolu yapım çalışmaları esnasında meydana gelen su arkı bozulmasının yol açtığı zararların tazmin edilmesine yönelik İdare Mahkemesi kararını kısmen bozarak, zararın hesaplanmasında 2009 yılına ilişkin belirlediği kusur oranıyla birlikte yeniden değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti.
Karar İçeriği
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2023/639
Karar No : 2023/9321
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …-22
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Müdürlüğü / ANKARA
VEKİLİ : Av. …
DAVALI YANINDA MÜDAHİL : … İnşaat Hafriyat Nak. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin .. tarih ve E:.., K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, davalı idare ve işi ihale ettiği yüklenici şirket tarafından 2008 yılında başlatılan Hakkari – Çukurca Karayolu’nun yapım çalışmaları esnasında Hakkari ili, Çukurca ilçesi, Gündeş köyünde bulunan taşınmazlara su taşıyan kadim su arkının bozulduğu, geçen süreye rağmen tahribatın giderilmediği ve taşınmazların sulanamadığından bahisle, 2009-2010 yılları içinde ürün bedellerinden mahrum kalmaları ve ağaçların kuruması sonucu uğradıkları iddia edilen zarara karşılık miktar artırımıyla 124.599,00 TL maddi tazminatın 05/10/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nin .. tarih ve E., K:.. sayılı kararıyla; Danıştay Onuncu Dairesi’nin 14/12/2020 tarih ve E:2018/4726, K:2020/6197 sayılı bozma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda, dava konusu taşınmazlar üzerindeki ağaçların kurumadığı, ağaçlar üzerindeki meyvelerin ve zeminde ekilebilecek ürünlerin kuruduğu, bu sebeple ürün zararının sadece 2009 yılında oluştuğu, 2009 sonrası yıllar için ürün zararı olmadığı, 2009 yılına ilişkin oluşan toplam zararın 4.850,77-TL olarak tespit edildiği, bu durumda; davalı idare ve işi ihale ettiği yüklenici şirket tarafından 2008 yılında başlatılan yol yapım çalışmaları esnasında davacıların taşınmazlarına su taşıyan kadim su arkının bozulduğu ve geçen süreye rağmen tahribatın giderilmediği ve bu hususta davalı idarenin hizmet kusuru bulunması karşısında davacıların uğradığı maddi zarara karşılık %50 kusur oranı üzerinden hesaplanan 4.850,77-TL’nin davalı idareye başvuru tarihi olan 20/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, Mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporunun açıklığı kavuşturulmayan hususlar ihtiva ettiği, Danıştay’ın bozma kararı gerekçesine rağmen Çukurca İlçe Tarım Müdürlüğü verileri dikkate alınmadan hesaplama yapıldığı, Mahkemece yapılan keşiflerde elde edilen verilere rağmen davalı idarenin beyanlarının gerçek kabul edildiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, kendilerinin her türlü yargılama harcından muaf olduğu, var olduğu iddia edilen zarara davacıların kendi fiilinin sebep olduğu, bu nedenle ortaya çıkan zarar ile alakalı tazmin durumunun mümkün olmadığı, ortaya çıkan zararın yüklenici firmanın kusurundan kaynaklandığı ve davanın reddi gerektiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacıların duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dosyanın incelenmesinden; davacılar tarafından, Hakkâri ili, Çukurca ilçesi, … köyünde yer alan ve üzerinde meyve ağaçları bulunan taşınmazlara su taşıyan kadim su arkının 2008 yılında başlatılan Hakkari-Çukurca Karayolu yapımı nedeniyle bozulması neticesinde taşınmazlarında bulunan ağaçların bir kısmının tümden, bir kısmının ise kısmen kuruduğu ve bu ağaçlardan ürün alınamadığı belirtilerek uğradıkları zararın ödenmesi istemiyle Karayolları 11. Bölge Müdürlüğü’ne yaptıkları başvurunun reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi, 1. fıkrası, (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
İdare, kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karekteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında bu hizmetten doğan nedenlerle kişilerin uğradığı zararların hizmetin sahibi idarece karşılanması esas olmakla birlikte, tazminata hükmedilirken, olayın meydana geliş şekline göre zarara uğrayan kişilerin de kusurlu olup olmadığının, dolayısıyla olayda müterafik kusur bulunup bulunmadığının da ortaya konulması gerekmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davalı idare ve işi ihale ettiği yüklenici şirket tarafından 2008 yılında başlatılan yol yapım çalışmaları esnasında, Hakkâri ili, Çukurca ilçesi, … köyü, Çimenli Mezrası’nda bulunan taşınmazlara su taşıyan kadim su arkının bozulması ve geçen süreye rağmen tahribatın giderilmemesi nedeniyle, davacının uğradığı zararın, hizmet kusuru ilkesi uyarınca ve bilirkişi raporları ile belirlenen %50 kusur oranında davalı idarece tazmin edilmesi gerektiği açıktır.
Söz konusu yol yapım çalışmaları esnasında Hakkari ili, Çukurca ilçesi, … köyünde bulunan taşınmazlara su taşıyan kadim su arkının bozulduğu, geçen süreye rağmen tahribatın giderilmediği ve taşınmazların sulanamadığı ayrıca yol yapımı esnasında kaya ve molozların düşmesi sonucu ağaçların kırıldığı ve ürünlerin zarar gördüğü ileri sürülerek tazminat ödenmesi istemiyle açılan davalarda Danıştay Onuncu Dairesi’nce 2020 ve 2021 yıllarında verilen bozma kararları üzerine dosyaların gönderildiği …. İdare Mahkemesi, …. İdare Mahkemesi ve …. İdare Mahkemesi tarafından mahallinde keşif yapılarak bilirkişi raporları alındığı, …. İdare Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda davalı idareye %50 oranında kusur izafe edilmek suretiyle bozma kararlarında belirtilen yıllarda kuruduğu tespit edilen ağaçların değerinin ve meydana gelen ürün zararlarının söz konusu yıllara göre hesaplandığı, anılan rapor hükme esas alınarak davaların kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiği, bu kararlara karşı taraflarca yapılan temyiz başvurularının ise Danıştay Onuncu Dairesi’nce, bakılmakta olan bu dava ile aynı tarihli heyet toplantısında görüşülerek reddedildiği ve kararların onandığı görülmektedir.
…. İdare Mahkemesi ile …. İdare Mahkemesi tarafından alınan raporlarda ise ürün zararının 2009 yılı ile sınırlı olduğu, 2009 yılı sonrasında ürün zararının bulunmadığı, kurumuş ağaç ya da ürün olmadığı tespitlerine yer verildiği, söz konusu raporlar hükme esas alınarak davalardan bir kısmının kısmen kabulüne kısmen reddine, bir kısmının ise tamamen reddine karar verildiği, bu kararların da sonucuna göre taraflarca ya da sadece davacılar tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, aynı somut olay nedeniyle ve aynı durumda bulunan kişilerce açılan davalarda verilen kararlar arasında aykırılık oluştuğu açık olup, hukuki istikrarın sağlanması adına oluşan aykırılığın giderilmesi gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta Mahkemece dava konusu taşınmazlarda keşif yapılarak bir inşaat mühendisi, bir harita mühendisi, iki ziraat mühendisi ve bir jeoloji mühendisinden oluşan bilirkişi heyetince hazırlanan ve davacıların kurumuş ağaç zararının olmadığı, ürün zararının ise 2009 yılı ile sınırlı olduğu, 2009 sonrası yıllar için ürün kaybı nedeniyle zararının olmadığı yolunda tespit içeren rapor hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiği görülmektedir.
Bu doğrultuda aynı somut olay nedeniyle aynı köyde bulunan taşınmazlara yönelik olarak açılan davalarda, Danıştay Onuncu Dairesince son bozma kararlarının aynı gerekçe ile verildiği, bozma kararları üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda da, bozma kararlarında belirtilen yıllarda kuruduğu tespit edilen ağaçların değerinin ve meydana gelen ürün zararlarının söz konusu yıllara göre hesaplandığı bilirkişi raporu hükme esas alınarak …. İdare Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki kararların usul ve hukuka uygun bulunarak onandığı dikkate alındığında, …. İdare Mahkemesince, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ve bozma kararında da belirtildiği üzere muhtemel zarar niteliğindeki 2010 yılı zararının tazmin edilemeyeceği de dikkate alınarak yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yönündeki temyize konu kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/12/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.