Logo

Muvazaa İddiaları Üzerine Eczacı Hakkında Danıştay Kararı

📜 Danıştay Karar Künyesi

8. Daire – 2022/98 – 2024/249 – 30.01.2024


🔎 Karar Özeti

Danıştay, eczacı hakkında muvazaa iddialarını yeterli kanıt ve belge olmaksızın hükme bağlayan Bölge İdare Mahkemesi kararını onayladı, disiplin cezasının uygulanabilirliğini ve geçerli yasal dayanakları vurguladı.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y SEKİZİNCİ DAİRE Esas No : 2022/98 Karar No : 2024/249 TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Birliği VEKİLİ : Av. … KARŞI TARAF (DAVACI) : … VEKİLİ : Av. … İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Eczacı olan davacı tarafından, … Eczacı Odası Haysiyet Divanınca muvazaa nedeniyle 6643 sayılı Kanunun 30/c maddesi uyarınca 180 gün süre ile sanat icrasından men edilmesine ilişkin kararın aynen kabul ve tasdikine ilişkin Türk Eczacıları Birliği Yüksek Haysiyet Divanı’nın … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; inceleme konusu olayda, muvazaa olduğu hususunun objektif bilgi ve belgelere dayandırılmadığı, yani, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, davacının bir kısım eczanenin iç işleyişine ilişkin beyanlarından yola çıkılarak yapılan değerlendirmenin eczanenin muvazaalı olarak işletildiğinin kanıtı sayılamayacağı açık olduğundan, gerekli yeterli inceleme yapılarak; taraflar arasındaki banka hesap hareketleri, ecza deposu sahiplerinin bilgisine başvurularak eczanelerle alış verişte kim tarafından muhatap alındıkları, ödeme, kredi ve senetlerin kim tarafından verildiği ve ödendiği, aynı şekilde ilaç mümessillerinin de ifadesine başvurularak eczaneye ilişkin iş ve işlemlerde kimlerin muhatap alındığı, yine eczanenin muhasebesini tutan muhasebeci nezdinde de araştırma yapılarak ve ifadesine başvurularak eczanenin muhasebe işlerinde kimin muhatap alındığı yönünde ifadesine başvurularak daha detaylı bir inceleme ve soruşturma yapılması, ayrıca soruşturma sırasında eczane olarak işletilen taşınmazın işyeri sahibinin ifadesine başvurulmadığı gibi kira kontratının kimin imzaladığı, kira ödemelerinin ne şekilde ve kim tarafından yapıldığı yönünde de bir araştırma ve inceleme yapılması gerekirken; belirtilen hususlarda bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın, dolayısıyla bu haliyle muvazaa iddiasının kesin bilgi, belgeler ve somut iddialarla ortaya konulmadan, salt aleyhe bazı ifade ve varsayımlara dayanılarak tesis edilen işlemde davacının eczanesinin muvazaalı olarak işletildiğinin her türlü şüpheden uzak kesin ve hukuken kabul edilebilir nitelikte belgelerle ispatlanamaması karşısında, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesi ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Anayasa Mahkemesi’nin 21/10/2021 tarih ve 31635 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 22/09/2021 tarih ve E:2021/16, K:2021/62 sayılı kararıyla 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu’nun 30. maddesinin Anayasa’ya aykırı görülerek iptal edildiği ve anılan kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesinin karara bağlandığı, uyuşmazlığa konu işlemin tesis edilmesine dayanak alınan disiplin cezası verilmesini düzenleyen hüküm Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmekle birlikte henüz yürürlüğe girmediği açık olan Anayasa Mahkemesi iptal kararının bakılan davada uygulanmasının mümkün olmadığı, aksi yöndeki düşüncenin kabulü halinde, Anayasanın 153. maddesi hükümlerinin ihlal edileceği ve hukuki boşluğa sebebiyet verileceği, bu durumun ise, Anayasa Mahkemesi kararının, Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih ile kararın yürürlüğe gireceği tarih arasında idarece disipline aykırı eylemlere karşı hiçbir disiplin cezası verilememesi ve daha önce verilip de henüz yargılama süreci devam eden tüm disiplin cezalarının da iptali sonucunu doğuracağı, böylece azımsanmayacak bir süreçte işlenen ve disiplin cezasını gerektiren tüm fiilerin yaptırımsız kalması sonucunu doğuracağı; bu durumda, uyuşmazlığın görüldüğü tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesi’nin anılan kararının henüz yürürlüğe girmemiş olması nedeniyle inceleme yürürlükte bulunan yasal düzenleme kapsamında yapıldığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 6643 sayılı Kanunun 20. ve TEB Yönetmeliğinin 32-33. maddesi ile TEB Denetleme Yönergesi uyarınca davacıya ait görünen eczanede 20/12/2018 ve 22/05/2019 tarihlerinde denetim yapıldığı ve her iki denetimde de davacının görevinin başında olmadığının belirlendiği, tespit edilen hususlar dikkate alındığında davacının eczanede sunulan en temel hizmetlerden haberinin olmadığı, eczanenin tüm iş ve işlemlerinin başkalarınca yürütüldüğü, davacının sadece diplomasının kullanıldığı, yani muvazaalı eczane işletildiğini gösterdiği, tespit edilen hususların yeterince somut ve şüpheye yer vermeyecek nitelikte olduğu, eczacı odalarının üyesi eczacılar dışında kim oldukları dahi bilinmeyen insanlardan sanki kolluk kuvveti veya hakim savcı gibi ifade alma yetkisinin bulunmadığı ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından istemin reddi gerektiği savunulmuştur. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle, 1. Temyiz isteminin reddine, 2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA, 3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine, 4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, 5. Kesin olarak, 30/01/2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir