Tanığa Soru Kağıdı Gönderme Usulü ve Hukuki Önemi

Hukuk süreçlerinde, tanıkların ifadeleri çoğu zaman davaların seyrini değiştirebilecek derecede önem taşır. Ancak her durumda tanığın mahkeme huzuruna çıkması mümkün olmayabilir. İşte bu gibi durumlarda devreye Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 246. maddesi girer. Bu madde, belirli şartlar altında tanığa soru kağıdı gönderilmesine olanak tanır. Gerekçesi ve Yargıtay kararlarıyla pekiştirilen bu düzenleme, hem mahkemelerin iş yükünü hafifletmeyi hem de adaletin sağlanmasında esneklik kazandırmayı amaçlar. Bu içerikte, HMK 246 maddesinin uygulama alanını, gerekçesini ve bu maddenin uygulanmasına dair önemli bir Yargıtay kararını detaylıca ele alacağız.

HMK 246 Madde Kapsamı ve Uygulanması

HMK’nın 246. maddesi, tanığın mahkeme huzurunda sözlü ifade vermesi yerine, yazılı olarak ifade vermesi durumunu düzenler. Bu madde, hakimin, gerekli gördüğü hallerde, tanığa belirlenen bir süre içinde yazılı olarak cevaplaması için sorular içeren bir kağıt göndermesine izin verir. Örneğin, tanık başka bir şehirde yaşıyorsa ve mahkemeye gelmesi zor ise, hakim bu yöntemi tercih edebilir. Ancak, bu işlem, hakimin tanığın cevaplarını yeterli bulup bulmadığını değerlendirme yetkisini engellemez. Yetersiz bulunması halinde, tanık yine de dinlenmek üzere mahkemeye çağrılabilir.

HMK 246 Madde Gerekçesi

HMK 246. maddenin gerekçesi, mahkemeye geniş bir takdir hakkı tanıyan ve tanığın mahkeme huzurunda dinlenmesinin istisnai bir durum olduğunu vurgulayan bir yaklaşımı benimser. Gerekçede belirtildiği üzere, tanığın uzaklık, zaman veya maliyet gibi sebeplerle mahkemeye gelemeyeceği durumlar, bu madde kapsamında değerlendirilebilir. Ayrıca, tanığın yabancı bir ülkede bulunması gibi durumlar da bu takdir hakkının kullanılmasını gerektirebilir. Pratikte, bir iş gezisinde yurt dışında olan bir tanığın, davayla ilgili sorulara yazılı olarak cevap vermesi bu maddeyle mümkün hale gelir.

Önemli Bir Yargıtay Kararı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2018 tarihli bir kararında, davalı tarafın, sağlık sorunları nedeniyle mahkemeye gelemeyeceğini belirten bir tanığın, HMK 246 maddesi gereğince yazılı olarak ifade vermesi talebinin reddedildiği bir durum incelenmiştir. Mahkeme, tanığın sağlık durumunu belgelendirmesi gerektiğine karar vermiş, ancak bu yapılmadığında tanığın zorla getirilmesine karar vermiştir. Bu karar, HMK 246 maddenin uygulanmasında, mahkemenin tanığın durumunu dikkatlice değerlendirmesi ve tanığın ifadesini almanın önemini vurgulamaktadır. Pratikte, bir tanığın ciddi sağlık sorunları nedeniyle ifade veremeyeceği durumlarda, mahkemenin bu yöntemi dikkate alması gerektiğini gösterir.

Sonuç: HMK’nın 246. maddesi, tanıklık yapma sürecinde esneklik sağlayan önemli bir düzenlemedir. Bu madde, tanıkların yazılı ifade vermesine olanak tanıyarak, özellikle zorunlu hallerde adaletin işleyişine katkıda bulunur. Gerekçesi ve ilgili Yargıtay kararıyla, bu maddenin uygulanışı hakkında detaylı bir bakış açısı sunulmuştur. Sonuç olarak, HMK 246, hem mahkemelerin iş yükünü azaltmayı hem de davaların adil bir şekilde ilerlemesini sağlamayı hedefler.

Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir