📜 Danıştay Karar Künyesi
10. Daire – 2022/2458 – 2024/654 – 11.03.2024
🔎 Karar Özeti
Davacılar, terör eylemi sonucunda hayatını kaybeden yakınları için manevi tazminat talep etmiştir. Danıştay, somut olayda idarenin hizmet kusuru bulunmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına hükmetmiştir.
Karar İçeriği
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/2458
Karar No : 2024/654
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR):1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
VEKİLLERİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ: 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …
İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar … ve …’in kızı, diğer davacıların kardeşi olan …’in 10/10/2015 tarihinde Ankara Garı önünde meydana gelen bombalı terör eylemi neticesinde hayatını kaybetmesinde idarenin sorumluluğu bulunduğundan bahisle, uğranıldığı ileri sürülen manevi zararlara karşılık anne … ve baba … için ayrı ayrı 250.000,00 TL, davacı kardeşlerin her biri için 150.000,00 TL olmak üzere toplam 1.100.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; meydana gelen eylemin bir terör eylemi olduğu ve …’in bu eylem neticesinde vefat ettiği hususlarında taraflar arasında ihtilaf bulunmadığından, sosyal risk ilkesi gereğince meydana gelen zararların hizmet kusuru bulunmasa bile idarece tazmini gerektiği, manevi tazminatın, kişilerin mal varlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı olmayıp, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlayan bir tatmin aracı olduğu, olayın meydana geliş şekli dikkate alındığında patlama olayı neticesinde vefat eden …’in annesi … ve babası …’in olay nedeniyle duyduğu acı ve ızdırabı kısmende olsa karşılıyabilmek amacıyla her biri için talep edilen 250.000,00 TL manevi tazminat isteminden her biri için ayrı ayrı 75.000,00 TL’sinin, kardeşleri olan diğer davacıların her biri için talep edilen 150.000,00 TL manevi tazminat isteminden her biri için 25.000,00 TL’sinin takdiren davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte taraflarına ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; Danıştay Onuncu Dairesinin 15/12/2020 tarih ve E:2019/7458, K:2020/6299 sayılı bozma kararına uyularak(?), 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davacıların istinaf istemlerinin reddine, davalı idarenin istinaf isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI: Davacılar tarafından, hükmedilen tazminat miktarının yetersiz olduğu iddiasıyla Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhlerine olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı İçişleri Bakanlığı tarafından, olayı hizmet kusurundan kaynaklanmayan bir terör eylemi olduğu, bu nedenle 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, belirlenen manevi tazminatın düzenlenme amacına aykırı şekilde yüksek belirlendiği, manevi tazminata faiz yürütülmesinin temerrüt söz konusu olmadığından hukuka aykırı olduğu iddialarıyla Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhlerine olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI: Davalı idare tarafından, davacıların temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacılar … ve …’in kızı, diğer davacıların kardeşi olan …’in 10/10/2015 tarihinde Ankara Garı önünde meydana gelen bombalı terör eylemi neticesinde hayatını kaybetmesinde idarenin sorumluluğu bulunduğundan bahisle, uğranıldığı ileri sürülen manevi zararlara karşılık anne … ve baba … için ayrı ayrı 250.000,00 TL, davacı kardeşlerin her biri için 150.000,00 TL olmak üzere toplam 1.100.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Tutanaklar” başlıklı 23. maddesinde, her dava dosyası için görüşmelere katılan Başkan ve üyelerin, Danıştayda düşünce veren savcının, tetkik hakiminin ve tarafların ad ve soyadlarını, incelenen dosya numarasını, kısaca dava konusunu ve verilen kararın neticesini, çoğunlukta ve azınlıkta bulunanları gösteren bir tutanak düzenleneceği, bu tutanakların görüşmelere katılanlar tarafından aynı toplantıda imzalanıp dosyalarında saklanacağı hükmüne yer verilmiş; aynı Kanun’un 31. maddesinde, elektronik işlemlerle ile ilgili olarak 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göndermede bulunulmuş; 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447. maddesinin 2. fıkrasında “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” hükmü getirilmiştir.
Anılan Kanun hükmünün göndermede bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Elektronik İşlemler” başlıklı 445. maddesinde, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin (UYAP), adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemi olduğu, dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hallerde UYAP kullanılarak verilerin kaydedileceği ve saklanacağı; bu Kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen tutanak ve belgelerin güvenli elektronik imzayla elektronik ortamda hazırlanabileceği ve gönderilebileceği; güvenli elektronik imza ile oluşturulan tutanak ve belgelerin ayrıca fiziki olarak gönderilmeyeceği, belge örneği aranmayacağı hükümleri yer almıştır.
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesinin 1. fıkrasına göre de, güvenli elektronik imza, elle atılan imza ile aynı hukuki sonucu doğurmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili yapılan yargılama sonucu düzenlenen 17/11/2021 tarihli ıslak imzalı görüşme tutanağında karar sonucu olarak “Israr” kararı verildiğinin belirtildiği, 17/11/2021 tarihli elektronik imzalı görüşme tutanağında ise karar sonucunun “Bozmaya uyma” olarak yazıldığı, Mahkeme kararının gerekçesinde de “… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce, Dairemizin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı, Danıştay 10. Dairesinin 15/12/2020 tarih ve E:2019/7458, K:2020/6299 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak 2577 sayılı Yasanın değişik 50.maddesi uyarınca dava dosyası yeniden incelenerek gereği görüşüldü” ibaresine yer verildiği görülmektedir.
Bu durumda, gerekçeli karar ile görüşme tutanakları arasındaki uyumsuzluk sebebiyle temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin KABULÜNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 11/03/2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.