Logo

Türk Parası Kıymetini Koruma Kapsamında İzin İptali Üzerine Danıştay Kararı

📜 Danıştay Karar Künyesi

13. Daire – 2016/4376 – 2022/5438 – 29.12.2022


🔎 Karar Özeti

Danıştay, davacının yetkili müessese faaliyet izni iptalini hukuka uygun bulmuş, davacının adres değişikliğinin izne aykırı olduğuna karar vermiştir. İdare Mahkemesi’nin verdiği karar temyiz edilerek onanmıştır.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y ONÜÇÜNCÜ DAİRE Esas No:2016/4376 Karar No:2022/5438 TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Döviz Hizmetleri A.Ş. VEKİLİ: Av. … KARŞI TARAF (DAVALI): … Bakanlığı (… Müsteşarlığı) VEKİLİ: Hukuk Müşaviri … İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin Tebliğ (2006-32/32 sayılı Tebliğ)’in 8. maddesine istinaden verilmiş olan yetkili müessese faaliyet izni ve yetkili müessese izin belgesinin, söz konusu Tebliğ’in 18. maddesinin birinci fıkrası uyarınca iptaline ilişkin … tarih ve … sayılı Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı işleminin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacı şirkete … tarih ve … sayılı işlemle, sadece “Isparta Süleyman Demirel Havalimanı Terminal Binası … Yolcu Salonu … No.lu Mahal …/…” adresinde faaliyet göstermesi ve başka bir yerde şube açılmaması kaydıyla faaliyet izni verildiği, davacının fiilen 25/11/2014 tarihinde faaliyete geçtiği, davalı idarece faaliyete geçtikten 1 gün sonra şirket merkezinin İstanbul’a taşındığının tespit edilerek yetkili müessese faaliyet izni ile izin belgesinin iptal edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı, Döviz bürolarının açılmasına izin verme hususunda davalı Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın yetkili olduğu, davalı idarece zamanla değişen ekonomik şartlar karşısında 11/11/1998 tarihinde döviz bürosu açılış işlemlerinin durdurulduğu, daha sonra yine piyasa ihtiyacı nedeniyle 2000 yılında alınan kararla sadece yoğun yolcu giriş ve çıkış işlemlerinin yapıldığı gümrük kapılarında ve uluslararası hava yolu trafiğine açık uluslararası hava terminallerinde duyulan ihtiyaca binaen ve yine sadece bu yerlerde faaliyet gösterme şartıyla izin verilmesinin kabul edildiği, davacıya bu karar çerçevesinde sadece Isparta Süleyman Demirel Havalimanı’nda faaliyet göstermek üzere izin verildiği, buna karşın davacı şirketin söz konusu adreste fiilen çalışmaya başladığı tarihten bir gün sonra (mevzuat uyarınca başka bir şube açamayacağı ve merkezinin bulunduğu yer dışında faaliyet gösteremeyeceği göz önüne alındığında) faaliyetini İstanbul’a taşıyabilmek adına şirket merkezini İstanbul olarak değiştirdiği, dolayısıyla davacı şirketin almış olduğu izne aykırı davrandığının sabit olduğu dikkate alındığında, davalı idarece söz konusu Tebliğ’in 18. maddesi çerçevesinde sahip olunan yetki kullanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Öte yandan, Tebliğ’in 12. maddesi ile döviz bürolarına şirket merkezinin ve şubelerinin adreslerini değiştirme noktasında getirilen düzenlemenin davacı şirkete sadece Isparta Süleyman Demirel Havalimanı’nda faaliyet göstermek ve başka bir yerde şube açılmaması kaydıyla verilen iznin etkisiz kılınması yönünde kullanılamayacağı, zira bu faaliyet izninin söz konusu 2000 yılında alınan karar uyarınca başka bir yerde faaliyet gösterilmemesi şartına bağlı olarak sınırlı şekilde verildiği, Tebliğ’de belirtilen şirket merkezi ve şubelerinin adresini değiştirme imkânının döviz bürosu açılış işlemlerinin durdurulduğu 1998 yılından önce faaliyet izni sınırlandırılmamış şirketler için geçerli olduğunun kabulü gerektiğinden davacının iddiasına itibar edilmediği belirtilmiştir. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, faaliyet izni verilirken sadece havaalanında faaliyette bulunması gerektiğine ilişkin bir bildirimde bulunulmadığı, yasal düzenlemelere aykırı ya da mevzuatın dışında herhangi bir uygulaması olmadığı, Tebliğ’de öngörülen tüm şartları yerine getirerek faaliyet izni aldığı ve faaliyete geçtiği, ancak yüksek kira bedeli ve düşük işlem hacmi gibi ekonomik nedenler dikkate alınarak şirket adresinin başka bir adrese nakledildiği, nakil işleminde Türk Ticaret Kanunu ile Tebliğ’in adres değişikliğini düzenleyen 12. maddesine uyulduğu, Tebliğ’in önceki hâlinde yetkili müesseselerin adres değişikliği Hazine Müsteşarlığı’nın iznine tabi iken 2012 yılında yapılan değişiklikle adres değişikliği için izin alma şartı kaldırılarak bilgi verme esasının getirildiği, kaldı ki mevzuata aykırılık hâlinde Tebliğ’in 17. maddesi uyarınca 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’un 3. maddesinin birinci fıkrasına istinaden yasal kovuşturmaya geçilmesi gerekmekte iken, kanun ile düzenlenmemiş bir yaptırıma maruz kaldığı, faaliyet izninin doğrudan iptali nedeniyle tüm faaliyetinin durmasına ve buna bağlı olarak yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin engellenmesine yol açıldığı, idareye mevzuatta açıkça düzenlenmiş konularda kişilere veya müesseselere yönelik Tebliğde yazılı hükümlerden farklı bir değerlendirme veya işlem yapma yetkisi verilmediği, faaliyet iznine ilişkin yazıda yer alan ibarenin sadece izin verilen adreste faaliyet gösterilmesi gerektiği anlamında olmayıp aynı anda başka bir adreste de faaliyet göstermemesi ve izinsiz şube açmaması gerektiği anlamını taşıdığı, yapılan işlemin adres değişikliği olduğu, şube açmak gibi bir düşünceleri olmadığı, Tebliğ değişikliğinden önce diğer şirketlere gönderilen faaliyet izin yazılarında şirketin adresinde değişiklik olması ve şirkete ait şube açılması söz konusu olduğunda önceden Müsteşarlıktan izin alınması gerektiğinin bildirildiği, diğer şirketlerin hiçbirinin izinli veya izinsiz adres değişikliğinden dolayı bir yaptırımla karşılaşmadığı, Tebliğ’in 18. maddesinin birinci fıkrasıyla Tebliğin öngörmediği veya ilgili kanunda yer almayan cezai yaptırımlar uygulanmasına yetkili kılınmadığı, nitekim hangi hâllerde faaliyet izninin iptal edileceği ve hangi hâllerde 1567 sayılı Kanun’a muhalefetten kovuşturmaya geçileceğinin Tebliğ’in ilgili hükümlerinde açıkça düzenlendiği, açıkça düzenlenen bir konuda faaliyet izninin herhangi bir uyarı dahi yapılmaksızın veya varsa bir aykırılığın giderilmesi hususunda uyarma veya kınama ve mühlet tanınması gibi idare hukukunun temel denetim ögeleri bile hiçe sayılarak doğrudan iptal edilmesinin, ekonomik suça ekonomik ceza uygulanması gerekliliği prensibine ve mevzuatın lafzına ve ruhuna aykırılık teşkil ettiği, kanunda açıkça suç bile sayılmayan bir fiilden dolayı faaliyet izninin doğrudan iptal edildiği, benzer istemlerle açılmış olan dava dosyalarının birleştirilmesinin talep edildiği ancak Mahkemece talebinin reddedildiği, duruşma talebinde bulunduğu ancak duruşma yapılmadığı ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, Tebliğ’in 18. maddesiyle verilen yetkiye dayanarak faaliyette bulunan yetkili müessese ve şubelerinin sektördeki ihtiyacı fazlasıyla karşılayacak ölçüde olması, bu müesseselerden beklenen kamu yararının azami ölçüde sağlanması gerekliliği ve bunların daha etkin ve süreklilik arz edecek bir şekilde denetlenmesi zorunluluğu gibi hususlar da göz önünde bulundurularak mali piyasaların geliştirilmesi ve kontrolü yönünde izlenen ekonomi ve maliye politikaları çerçevesinde Müsteşarlığa verilen yetkiye istinaden 11/11/1998 tarihi itibarıyla yeni yetkili müessese kuruluşu ve şube açılışı işlemlerinin durdurulduğu, diğer taraftan yeni yetkili müessese kurulmasına izin verilmemesi yönündeki uygulama devam etmekle birlikte 22/05/2000 tarih ve 2000/999 sayılı Müsteşarlık Onayına istinaden yoğun yolcu giriş ve çıkış işlemlerinin yapıldığı gümrük kapılarında, uluslararası hava yolu trafiğine açık uluslararası hava terminallerinde duyulan ihtiyaca binaen sadece bu yerlerde faaliyet göstermek üzere yetkili müessese kuruluş izni verilebildiği, davacıya sadece belirtilen adreste faaliyet gösterilmesi kaydıyla faaliyet izni verildiği, faaliyet izninin Tebliğ’in 18. maddesinin verdiği yetki uyarınca iptal edildiği, davacının yaptırımın yasal dayanaktan yoksun olduğu iddiasının kabulünün mümkün olmadığı, davacı tarafından adres değişikliği için izin alınmasına gerek olmayıp sadece bildirimde bulunulmasının yeterli olduğu ileri sürülmüş ise de, söz konusu düzenlemenin yetkili müessese faaliyet izninin durdurulduğu 1998 öncesinde kurulan şirketler için geçerli bulunduğu, özellik arz eden bir statüyle sadece havalimanlarında faaliyet göstermek kaydıyla izin verilen yetkili müesseselerin adres değişikliğine izin verilmediği, davacıya verilen faaliyet izin yazısında da belirtildiği üzere iznin başka bir yerde faaliyet gösterilmemesi şartına bağlı olarak verildiğinin aşikâr olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: HUKUKÎ DEĞERLENDİRME : İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Davacının temyiz isteminin reddine, 2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA, 3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine, 5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, 6. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 29/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir