Logo

İnançlı İşlem Dayanılarak Tapu İptali Talebi Üzerine Yargıtay Kararı

📜 Yargıtay Karar Künyesi

1. Hukuk Dairesi – 2023/932 – 2024/1557 – 27.02.2024


🔎 Karar Özeti

Yargıtay, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının dava açma ehliyetinin var olduğunu ancak inanç sözleşmesine dair yazılı delil sunulamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.


Karar İçeriği

1. Hukuk Dairesi         2023/932 E.  ,  2024/1557 K.


    İçtihat Metni

    …MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiSAYISI : 2020/60 E., 2022/432 K.DAHİLİ DAVALI : …DAVA TARİHİ : …HÜKÜM : RetTaraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:I. DAVA Davacı; maliki olduğu 28 parsel sayılı taşınmazdaki 1 numaralı bağımsız bölümü dava dışı …’e bankadan kredi temin etmek amacıyla satış suretiyle devrettiğini, kredi borcu ödenemeyince, bu kez aynı şartlar ile davalı … ile anlaşmaları gereğince taşınmazın davalıya devredildiğini, ancak borcunu ödemesine rağmen davalının taşınmazı iadeye yanaşmadığı gibi aleyhine ecrimisil davası açtığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.II. CEVAP1. Davalı …; taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, davacı ile aralarında herhangi bir inanç sözleşmesi bulunmadığını ve bankadan kullandığı kredinin ödemelerini yaparak borcunu kapattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.2. Dahili davalı …; inançlı işlem hususunda bilgisi bulunmadığını, tarafların kendi huzurunda gerek yazılı gerek sözlü olarak herhangi bir inanç sözleşmesi akdetmediklerini, davacı tarafça inanç sözleşmesine dair yazılı delil veya delil başlangıcı sunulamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.III. MAHKEME KARARIİzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.04.2016 tarihli ve 2015/468 Esas, 2016/131 Karar sayılı kararıyla; davacının inanç sözleşmesine dayalı olarak taşınmazın maliki olan davalıya karşı aktif dava açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİA. Bozma Kararı1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.2. Dairenin 13.02.2020 tarihli ve 2019/4696 Esas, 2020/889 Karar sayılı kararıyla; “Hemen belirtilmelidir ki; davacı taşınmazın ilk maliki olduğundan, eldeki davayı açma sıfatının bulunduğu kuşkusuzdur. Öte yandan; inançlı işleme dayalı bu tür davaların dinlenilebilmesi için iddianın 05.02.1947 tarih 20/6 İBK uyarınca yazılı delille ispatı gerekmektedir. Bir başka husus ise; taşınmaz 02.02.2010 tarihinde dava dışı …’a temlik edilmiş olup maddi vakıanın açıklığa kavuşturulması anlamında ilk el konumunda olan kişinin de bu davada taraf olarak yer alması gerektiği tartışmasızdır. Hâl böyle olunca; ilk el konumunda olan …’ın davada yer almasının sağlanması ve ondan sonra davacının dava açma sıfatını haiz olduğu da gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Kararİzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.12.2022 tarihli ve 2020/60 Esas, 2022/432 Karar sayılı kararıyla; bozma ilâmı gereğince …’in davaya dahil edildiği, inanç sözleşmesinin yazılı delil ile ispatlanamadığı, bu hususta delil başlangıcı sayılabilecek belge de ibraz edilmediği, davacı tarafça yemin deliline de dayanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.V. TEMYİZA. Temyiz Yoluna BaşvuranlarMahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.B. Temyiz SebepleriDavacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bozma ilamından sonra dahili davalı …’ın işlettiği işyerine ait muhasebe kayıtları ile davacının bankadan kullandığı kredi bilgilerinin celbedilmesinin istenilmesine rağmen bu delillerin toplanmadığı, davacı tanıklarının da dinlenilmediği, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe1. Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeDava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.2. İlgili Hukuk05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; 4721sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ıncı, 6100 sayılı HMK’nın 190 ıncı maddeleri. 3. Değerlendirme1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.VI. KARARAçıklanan sebeplerle;Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi….

    Paylaş:

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir