Tapu İptali Davasında Hak Düşürücü Süre ve Depo Bedelinin İadesi Hakkında Yargıtay Kararı
📜 Yargıtay Karar Künyesi
7. Hukuk Dairesi – 2023/3116 – 2023/4105 – 25.09.2023
🔎 Karar Özeti
Taşınmaz üzerindeki hak iddialarıyla ilgili olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacı vekilinin, süresinde başvuruda bulunduğu temel iddiaların ve mahkemece depo edilen zemin bedeli hakkında yeterli değerlendirme yapılmadan davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunarak kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Karar İçeriği
7. Hukuk Dairesi 2023/3116 E. , 2023/4105 K.İçtihat Metni
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiSAYISI : 2022/546 E., 2022/758 K.KARAR : Davanın hak düşürücü süre yönünden reddineTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; 199 parsel sayılı taşınmaza müvekkilinin, 200 parsel sayılı taşınmaza ise davalının malik olduğunu, müvekkili ve üst soyunun 199 parsel sayılı taşınmazı 70 yıldır kullandığını ancak kadastro tespiti yapılırken davalının aslında 199 parsele ait müvekkilinin evinin bulunduğu 4300 metrekarelik kısmın 200 parselde kaldığını belirterek tespit yaptırdığını iddia ederek, 199 parsele ait olan 4300 metrekarelik kısım için tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuştur.II. CEVAPDavalı vekili cevap dilekçesinde; on yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemenin 16.02.2016 tarihli ve 2014/138 Esas, 2016/41 sayılı Kararı ile davanın kabulüne, Fenni Bilirkişi Mehmet Yiğit’in 11.11.2015 tarihli rapor krokisinde B harfi ile gösterilen 3977,74 m² mesahalı yerin davalı adına olan 200 parselden iptaline, aynı ada son parsel numarası verilerek davacı adına tesciline, yatırılan bedelin davalı yana istek halinde ödenmesine karar verilmiştir.IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİA. Bozma Kararı1. Mahkemenin 16.02.2016 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.2. Dairemizin 03.03.2022 tarihli ve 2021/2692 Esas, 2022/1626 Karar sayılı ilamıyla; “…çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin 24.02.1974 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 05.03.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasında sözü edilen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakta olup bu hususun mahkemece de re’sen gözetilmesi gerekir. Bu itibarla hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen KararMahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davasının hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.V. TEMYİZA. Temyiz Yoluna BaşvuranlarMahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.B. Temyiz SebepleriDavacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı adına yapılan tescilin yolsuz olduğunu davacının 70 yıldır taşınmazı kullandığını, davanın kabul edileceği inancıyla müvekkili tarafından zemin bedelinin dosyaya depo edildiğini, bu bedelin davalı tarafından çekildiğini ancak mahkemece bu bedelin dosyaya geri yatırılması sağlanmadan dosyanın karara çıkartıldığını, ıslah için mahkemeden süre talebinde bulunduklarını ancak dikkate alınmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.C. Gerekçe1. Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeDosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.2. İlgili Hukuk6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.3. Değerlendirme1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2. Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden bozma öncesi yapılan yargılama sırasında davacı tarafından 35.799,00 TL taşınmaz zemin bedelinin dosyaya depo edildiği, davalı vekilinin 26.04.2016 havale tarihli dilekçesi ile söz konusu bedeli talep ettiği, vekaletnamesinde ahzu kabz yetkisi olduğu, mahkemece 06.05.2016 tarihli reddiyat ile dosyaya yatırılan depo bedelini davalı vekiline verildiği, mahkemece bozma sonrası kurulan hükümde davanın reddine karar verildiği ancak davacı tarafından depo edilen bedelin akıbetine ilişkin bir hüküm tesis edilmediği anlaşılmakla, mahkemece depo bedelinin iadesine karar verilmesi gerekirken, depo bedeli hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.VI. KARARAçıklanan sebeplerle;1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,2. Temyiz olunan kararın BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.