Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 97. maddesi, yakalama işlemlerinin nasıl belgelendirilmesi gerektiğini düzenler. Bu madde, adalet sisteminde şeffaflığın ve hukuka uygunluğun teminatı olarak işlev görür. Yakalama tutanağı, bir kişinin hangi suç nedeniyle, ne zaman ve nerede yakalandığını, bu işlemi kimin gerçekleştirdiğini detaylı bir şekilde kayıt altına alır. Bu, hem yakalanan kişinin haklarının korunmasını hem de sürecin […]
Devamını OkuHukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) Madde 166, davaların birleştirilmesi ile ilgili önemli hükümler içerir. Bu madde, aynı yargı çevresinde ve aynı düzeydeki mahkemelerde görülen, aralarında bağlantı bulunan davaların birleştirilmesini mümkün kılar. Bu, hem yargılama sürecini hızlandırmak hem de çelişkili kararların önüne geçmek açısından büyük önem taşır. Günlük hayatta sıkça karşılaşılan boşanma, miras ve tazminat davalarında bu […]
Devamını Okuİdari yargıda, dava sürecinde tarafların kişilik veya niteliğinde meydana gelen değişiklikler, İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) Madde 26 kapsamında ele alınır. Bu madde, ölüm, tüzel kişiliğin sona ermesi gibi durumlar başta olmak üzere, tarafların kimliklerinde meydana gelen değişikliklerin davaya etkilerini düzenler. Özellikle idari davalarda, tarafların kişilik değişikliğine uğraması, davanın seyrini önemli ölçüde etkileyebilir. Bu yazımızda, […]
Devamını OkuCeza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 76. maddesi, suç delili elde etmek amacıyla diğer kişilerin beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması süreçlerini düzenler. Bu madde, suç soruşturmalarında kritik bir rol oynar. Mağdurun sağlığını tehlikeye atmayacak şekilde dış ve iç beden muayenesi yapılabilmesine veya vücuttan kan, tükürük gibi biyolojik örnekler alınabilmesine imkan tanır. Ancak bu işlemler, belirli hukuki […]
Devamını OkuHukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 111. maddesi, terditli dava kavramını ve bu davaların nasıl işlediğini düzenler. Terditli dava, davacının aynı davalıya karşı birden fazla talebini, birbiriyle hukuki veya ekonomik bir bağlantı içinde ve aslilik-ferîlik ilişkisi kurarak aynı dava dilekçesinde ileri sürmesine olanak tanır. Bu düzenleme, hukuki süreçlerde verimliliği ve etkinliği artırmayı amaçlar. Ancak, terditli dava açmanın […]
Devamını OkuTürk Ceza Kanunu’nun (TCK) 6. maddesi, ceza hukukunda sıklıkla karşılaşılan terimlerin tanımlarını içerir ve bu tanımların hukuki süreçlerde nasıl yorumlanacağına dair önemli bilgiler sunar. Vatandaş, çocuk, kamu görevlisi gibi temel kavramlardan, gece vakti, silah, basın yoluyla yayın gibi daha spesifik terimlere kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bu madde, hem hukuk profesyonelleri hem de hukukun ilgilendirdiği […]
Devamını OkuTürkiye’deki adalet sisteminin temel yapı taşlarından biri olan kapalı ceza infaz kurumları, hükümlülerin cezalarını çektikleri yerlerdir. Bu kurumlar, yüksek güvenlik önlemleri altında, hükümlülerin topluma zarar vermesini önlemek ve aynı zamanda onları rehabilite etmek amacıyla tasarlanmıştır. İnfaz Kanunu’nun 8. maddesi, kapalı ceza infaz kurumlarının tanımını, özelliklerini ve işleyişini detaylı bir şekilde ele alır. Bu kurumların, firarları […]
Devamını OkuTürk Ceza Kanunu’nun (TCK) 114. maddesi, demokratik toplumların temel taşlarından biri olan siyasi hakların korunması amacıyla düzenlenmiştir. Bu madde, bireylerin siyasi partilere üyelik, siyasi faaliyetlere katılım ve seçimlerde adaylık gibi haklarının cebir veya tehdit kullanılarak engellenmesini suç olarak tanımlar. Günümüzde demokrasinin temel değerlerinden biri olan siyasi katılımın önündeki engellerin kaldırılması, hukukun üstünlüğünün sağlanması açısından büyük […]
Devamını OkuHukuk Muhakameleri Kanunu (HMK), Türk hukuk sisteminde dava süreçlerinin nasıl işleyeceğini belirleyen temel bir yasadır. Bu kanun, mahkemelerin işleyişi, dava türleri, yargılama usulleri ve daha birçok konuda detaylı düzenlemeler içerir. Ancak, bu kadar kapsamlı bir kanunun uygulanabilirliği ve etkinliği, onun nasıl yürütüldüğüne bağlıdır. Bu bağlamda, HMK’nın 452. maddesi, kanunun yürütülmesiyle ilgili kritik bir hükme yer […]
Devamını OkuTürk Ceza Kanunu’nun 100. maddesi, gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi durumunu ele alır ve bu eylemi suç olarak tanımlar. Bu madde, aynı zamanda çocuğun düşürülmesine yardım eden veya teşvik eden kişileri de kapsar. Çocuk düşürme suçu, toplumun ahlaki değerleri, bireysel sağlık ve güvenlik ile kamu sağlığını koruma amacını taşır. Bu […]
Devamını Oku