Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 111. maddesi, terditli dava kavramını ve bu davaların nasıl işlediğini düzenler. Terditli dava, davacının aynı davalıya karşı birden fazla talebini, birbiriyle hukuki veya ekonomik bir bağlantı içinde ve aslilik-ferîlik ilişkisi kurarak aynı dava dilekçesinde ileri sürmesine olanak tanır. Bu düzenleme, hukuki süreçlerde verimliliği ve etkinliği artırmayı amaçlar. Ancak, terditli dava açmanın […]
Devamını OkuTürk Ceza Kanunu’nun (TCK) 6. maddesi, ceza hukukunda sıklıkla karşılaşılan terimlerin tanımlarını içerir ve bu tanımların hukuki süreçlerde nasıl yorumlanacağına dair önemli bilgiler sunar. Vatandaş, çocuk, kamu görevlisi gibi temel kavramlardan, gece vakti, silah, basın yoluyla yayın gibi daha spesifik terimlere kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bu madde, hem hukuk profesyonelleri hem de hukukun ilgilendirdiği […]
Devamını OkuHukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 128. maddesi, dava süreçlerinde davalıların cevap dilekçesi vermeme durumlarını düzenler. Bu madde, davalının süresinde cevap dilekçesi vermemesi halinde, davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılacağını belirtir. Bu, dava sürecinde önemli bir dönüm noktası olabilir ve davalının savunma hakkını etkileyebilir. Bu içerikte, HMK 128. madde kapsamında Yargıtay’ın verdiği bazı emsal kararları inceleyerek, bu […]
Devamını OkuHukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 28, duruşma ve kararların aleniyetini temel bir prensip olarak ortaya koymaktadır. Bu madde, yargılamaların şeffaflığı ve kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından büyük önem taşır. Ancak aleniyet ilkesinin bazı istisnaları da bulunmaktadır. Bu yazıda, HMK’nın aleniyet ilkesi, istisnai durumlar ve ilgili Yargıtay kararları ışığında detaylı bir şekilde incelenecektir. Ayrıca, günlük hayattan örneklerle aleniyet […]
Devamını OkuHukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 17. maddesi, tacirler ve kamu tüzel kişileri arasındaki yetki sözleşmelerine dair önemli düzenlemeler içermektedir. Bu madde, özellikle ticari ilişkilerde ve kamu tüzel kişileri arasındaki uyuşmazlıklarda, tarafların hangi mahkemeleri yetkili kılacaklarına dair serbesti sağlamaktadır. Ancak, bu serbestinin sınırları ve uygulamada karşılaşılan bazı sorunlar da bulunmaktadır. Bu içerikte, HMK’nın 17. maddesine dair temel […]
Devamını OkuHukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 398. maddesi, ihtiyati tedbir kararlarına uymamanın cezai sonuçlarını düzenler. Bu madde, mahkeme kararlarının ciddiyetini ve uygulanabilirliğini pekiştirmek amacıyla önemli bir yer tutar. İhtiyati tedbir, mahkemenin bir davada nihai karar verilene kadar geçici olarak aldığı bir önlemdir. Bu önlemler, genellikle zararın önlenmesi, delillerin korunması veya hukuki durumun sabit tutulması amacıyla alınır. Ancak, […]
Devamını OkuHukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 64. maddesi, ihbarın etkilerini ve bu etkilerin ihbar edilen kişi üzerindeki sonuçlarını ele alır. İhbar, bir dava sürecinde, davaya üçüncü bir kişinin dahil edilmesi anlamına gelir. Bu kişi, davanın sonucundan doğrudan etkilenebilecek veya dava sonucunda başka bir dava açma ihtimali bulunan kişidir. Madde 64, ihbar edilen kişinin dava sonucunda nasıl bir […]
Devamını Oku
📜 Yargıtay Karar Künyesi 13. Ceza Dairesi – 2012/14969 – 2013/26499 – 30.09.2013 🔎 Karar Özeti Yargıtay, sanığın etkin pişmanlık indirimine ilişkin yapılan değerlendirmede hata yapıldığını belirterek mahkumiyet kararını bozmuştur. Karar İçeriği (Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2012/14969 E. , 2013/26499 K. İçtihat Metni MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği […]
Devamını OkuHükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), ceza hukukunda sanığın gelecekteki davranışlarına bağlı olarak hüküm uygulamasının askıya alınması anlamına gelir. Ancak, müsadere gibi güvenlik tedbirlerinin HAGB kararlarındaki yerini ve etkisini anlamak, hukuk profesyonelleri ve ilgili kişiler için önem taşır. 02.03.2024 tarihli kanuni düzenleme, HAGB uygulamasının müsadere kararları üzerindeki etkisinde önemli bir değişiklik getirmiştir. Bu düzenleme ve Yargıtay’ın […]
Devamını OkuCeza hukukunda mahsup, bir bireyin özgürlüğünün kısıtlanması sonucu geçirdiği sürelerin, sonradan mahkum olduğu cezadan düşülmesi işlemidir. Türk Ceza Kanunu’nun 63. maddesi, bu sürelerin nasıl hesaplanacağını ve hangi koşullar altında mahsup edileceğini belirler. Günlük hayatta sıkça karşılaşılan bu durum, özellikle tutukluluk, gözaltı veya cezaevinde geçirilen sürelerin mahkumiyet cezasından indirilmesi şeklinde karşımıza çıkar. Bu makalede, ceza hukukunda […]
Devamını Oku